dengesiz davranınız efenim. bir gün iyi, bir gün kötü, bir gün 40 yıllık dost gibi, bir gün 40 yıllık düşman gibi... o sırada erkek dengesini kaybedip şabalak şabalak gelecektir peşinizden.
anket manket anlamam arkadaşım.. bu iş öyle erkeğin kulağına fısıldamayla, soluk borusuna üflemeyle, yok gırtlaktan geçermiş orasına ittirelimlerle falan olmaz.
sevgili yapmanın yolları olabilir ama aşık etmek değil. siz her öpmek istediğinizi ya da oyuncakçıdan oyuncak beğenen çocuk gibi beğendiğini almaya çalışmayı aşk mı sanıyorsunuz? arzulamak aşkın bileşiklerinden olsa da tamamı değildir. bazen çayını kaç şekerli içersin diye sormadan şekerini atıp karıştırmak bile erkeği aşık edebilir. hatta bir kaç kere bile erkeği kendinize aşık edebilirsiniz ama bunların yolu molu bulunmaz. bulunsa da subjektif olmaktan öteye gidemez, özneye tabidir, genele vurulamaz.
güzel bir pazar günü, arkadaşlarla buluşulmuştur.
bu arkadaşlardan ikisi sevgili, diğeri de güzel gözlü bir kız.
biraz sohbet, sinema falan filan derken gün bitiyor.
arabayla herkesi evine bırakıyorum. o güzel gözlü kızla arabada tek kalıyorum.
çalan müzikleri tartışıyoruz efendim ne bileyim birbirimizi tanımaya falan çalışıyoruz derken tarif ettiği yere yani kızın evine geliyoruz. aslında evine gelmiyoruz ha, evine iki, üç sokak yakına geliyoruz. amerikan filmimi lan bu? kızı kapısına bırakcan yok önce bakışıcaksın sonra çok masum bir öpücük ardından kahve daveti falan fiskos, kızın babası bi görsün bak seni kızı evine bırakırken, babayla kahve içersin yeminle. ama kahveyi ağzından içirmezler o da ayrı mesele.
o meseleyi (bkz: yemenden kahve gelene kadar adam sevmek) adlı entry de açıklarım.
neyse kız arabadan indi inicek. elimi uzattım. şaşırdı biraz önce sonra tuttu elimi. ama öyle, memnun oldum tarzında tutmadı. sıcak tuttu. elimi*. bi yirmi saniye baktı gözüme. benim yanaklar pespembe. gözlerin dışı mavi içi yeşil. yok böyle birşey. eriyorum zaten kıza. kızdan gelen cümleyi aynen naklediyorum: görüşürüz.
valla bak kız bunu dedi, aşık oldum. neyse geçen arkadaşlarla kahvedeyiz...
her kızın doğuştan bildiği yollardır. yeter ki kız kişisi az eli ayağı düzgün olsun. ha biz erkekler de biraz malak olduğumuz için iki gülücüğe az da ilgiye tav oluruz.
bu arada hadi ben yine de bir taktik vereyim bayanlara; zoru oynasınlar ve erkeği peşlerinden koştursunlar. elde edemediği bayan erkek için gurur meselesine dönüşür ve bu kıza resmen aşık olunur erkek kişisi. *
(bkz: erkekler kötüdür ama kadınlar şeytan)
olmayan yollardır efendim bunlar. sizin hiç dikkat etmediğiniz bir erkek bile size aşık olabilir. yeter ki bu erkek kişisinde aşık olacak yürek olsun. aşık olacak birini bulur o. altyapı meselesi.