her zaman için sizin varlığınıza ihtiyaç duymasını sağlamak. bu her şey için ve her zaman geçerli. eğer bir erkek siz yokken 'çıplak kalacağını' düşünüyorsa size aşık olur.
tyler durden'ın dediği gibi, 'biz kadınların yetiştirdiği bir erkek nesliyiz. aradığımız şeyin bir başka kadın olduğunu hiç sanmıyorum'.
güzel bir pazar günü, arkadaşlarla buluşulmuştur.
bu arkadaşlardan ikisi sevgili, diğeri de güzel gözlü bir kız.
biraz sohbet, sinema falan filan derken gün bitiyor.
arabayla herkesi evine bırakıyorum. o güzel gözlü kızla arabada tek kalıyorum.
çalan müzikleri tartışıyoruz efendim ne bileyim birbirimizi tanımaya falan çalışıyoruz derken tarif ettiği yere yani kızın evine geliyoruz. aslında evine gelmiyoruz ha, evine iki, üç sokak yakına geliyoruz. amerikan filmimi lan bu? kızı kapısına bırakcan yok önce bakışıcaksın sonra çok masum bir öpücük ardından kahve daveti falan fiskos, kızın babası bi görsün bak seni kızı evine bırakırken, babayla kahve içersin yeminle. ama kahveyi ağzından içirmezler o da ayrı mesele.
o meseleyi (bkz: yemenden kahve gelene kadar adam sevmek) adlı entry de açıklarım.
neyse kız arabadan indi inicek. elimi uzattım. şaşırdı biraz önce sonra tuttu elimi. ama öyle, memnun oldum tarzında tutmadı. sıcak tuttu. elimi*. bi yirmi saniye baktı gözüme. benim yanaklar pespembe. gözlerin dışı mavi içi yeşil. yok böyle birşey. eriyorum zaten kıza. kızdan gelen cümleyi aynen naklediyorum: görüşürüz.
valla bak kız bunu dedi, aşık oldum. neyse geçen arkadaşlarla kahvedeyiz...
aslında ilgilenip ilgilenmiyormuşsun gibi yapınız efenim. sora ne oldu diye sorduğunda, bir işle meşgulmuşsunuz gibi davranın. bağlanır. sora iki sözcük sıkıştırın aşk sevgi falan filan. tamam işte.
erkek spor salonuna yollanır. kas yapması sağlanır. bir de slip don alınır. özenle giydirilip ayna karşısına geçirilir. ve er kişi kendine aşık olur. bak gay olur demiyorum. allahım esirgesin.
anket manket anlamam arkadaşım.. bu iş öyle erkeğin kulağına fısıldamayla, soluk borusuna üflemeyle, yok gırtlaktan geçermiş orasına ittirelimlerle falan olmaz.
sevgili yapmanın yolları olabilir ama aşık etmek değil. siz her öpmek istediğinizi ya da oyuncakçıdan oyuncak beğenen çocuk gibi beğendiğini almaya çalışmayı aşk mı sanıyorsunuz? arzulamak aşkın bileşiklerinden olsa da tamamı değildir. bazen çayını kaç şekerli içersin diye sormadan şekerini atıp karıştırmak bile erkeği aşık edebilir. hatta bir kaç kere bile erkeği kendinize aşık edebilirsiniz ama bunların yolu molu bulunmaz. bulunsa da subjektif olmaktan öteye gidemez, özneye tabidir, genele vurulamaz.
güzelseniz kolaydır. ama zor olan şudur: elde tutmak. bir muhpir, bir açık, bir şüphe, ya da birkaç yapmacık hareket sizi ele verebilir. hatta erkeğin, aşık olduğunu düşündürtmesi olayına hiç değinmiyorum. ava giden avlanır olayı yani.