sorun yaratan bir husustur. devletin bir dini olduğuna göre devletin mezhebi de olacaktır ve azınlık mezhep(hoş ırak'ta saddam döneminde sunni mezhep azınlıktaydı) ya da çoğunluk mezhep (ırak örneği)bundan rahatsızlık duyacaktır. haklı sebeplerle hem de. bu yüzden devletin dini olmamalıdır.
ülkelerin dini olabilir ki türkiye ülkesinin dini de islamdır. bu da ultra laik(!) arkadaşları rahatsız etmemelidir.
atatürk'ü sindiremeyen dincilerin yatıp kalkıp olmadığına dua etmeleri gereken durum. laiklik ilkesini şu dünya düzeninde ilk keşfedenlerden * olan atatürk'ün laiklik anlayışı tam da bunu içerir. dinin hiçbir siyasi ve diplomatik kurumun içine girmemesi. çünkü din işin içine girdiği zaman akıl ortadan kalkıp duygular ve dogmalar işin içine girecektir. bunlar ise ilerlemeyi, yenileşmeyi ve atatürk'ün ilkelerinden inkılapçılık'ı engelleyen şeylerdir. işte bunu yanlış anlıyor dindar kardeşlerimiz. atatürk böyle yapmakla kimsenin dinini elinden almadı beyler, sadece dini özelleştirdi, ayrı bir yere koydu. eğer atatürk dini yok etmek isteseydi, bir kuran tefsirinin yapılması emrini vermez, diyanet'i kurmazdı. ki atatürk dine saygılı bir kimsedir. bunu kimse inkar edemez. dini yok etmek adına yaptığı bir şey söylemek güçtür. bazı çıkar çevrelerinin uydurduğu safsataları atatürk'ün millete dikte ettirdiğine inanmak bir o kadar aptalcıdır. aşırı kemalist veya sabah kalkınca gözünün önüne atatürk'ü getiren bir insan değilim. ama şu kemalizm dedikleri olay, atatürk'ün değil, milli şef döneminin yansımasıdır. atatürk'ün kemalizmi doğru anlaşıldığı zaman ne kadar ideal bir devlet düzeni öngördüğü görülecektir. milli şef dönemi ise işte dincilerin bahsettiği olayların yaşandığı dönemdir. atatürk'ün yanında yıllar yılı barınıp, masonlarla bile işbirliği yapan inönü * atatürk öldükten sonra devletin dinamizmini söndüren bir kişiliktir ve atatürk maskesi altında yapacağını yapmıştır. 1950'de yenilmeyi gururuna yedirememiş ve 10 yıl boyunca demokrat parti karşıtı ve aşırı muhalif bir tutum izlemiştir. ve en sonunda askerin kendisine olan saygısını kullanarak ortalığı yerle yeksan etmiştir. kemalizm diye yutturulan şey şu günlerde, inönü'nün kemalizm'idir. neyse konuyu toparlayalım, devletin dininin olmaması gerekir zaten ki bu halkçılık ilkesinin gereğidir. her yerde islam dinine ait sembollerin yer alması, veya müslümanlara torpil geçilmesi bizim dincilerimizin işine gelecektir, aynı halkçılık ilkesi islam'da da olmasına rağmen. lakin hiçbir ülke safkan yurttaş değildir ki bizim de içimizde tamamen türkler ve müslimler yoktur. ve atatürk bu gerçeği yıllar önceden görüp, her inkılabı aşama aşama kafalara sokup, devleti esas haline getirmiştir. ata'ya saygılar.
ne devletin dini , ne de dinin devleti olur. din insana gelmiştir, inançlı insan hangi düzende yaşarsa yaşasın dininin gereğini yerine getirmekle sorumludur.
ne türkiye cumhuriyeti'ni ne de başka bir devleti günümüzde ileriye taşıyacak olan durumdur.
atatürk dönemini kastederek "o günün anlayışıyla günümüzde devlet mi yönetilir" diyenlerin bambaşka bir çağın devletinin sistemini bugüne devşirme merakına ben isim bulamadım.
osmanlı devleti büyük bir devlettir. bu milletin devlet kurma geleneğinin en büyük ispatlarından birisidir. ancak böyle büyük bir devleti yalnızca ama yalnızca "din" ile anlatmaya uğraşır, anlamaya çalışırsak başarılı olamayız. tıpkı islam dininin osmanlı devleti üzerindeki pozitif etkisini görmediğimiz zaman yapacağımız yorumlar gibi... bununla birlikte tarihteki olayları, devletleri ve toplumları tarihin o döneminin koşullarından bağımsız değerlendiremeyiz.
eğer osmanlı devleti ile alakalı her şeyi "müslüman devlet" olmasına bağlarsak osmanlı devleti'nin neden yıkıldığı sorusuna cevap verirken zorlanırız. müslüman devlet olduğu için yıkıldı şeklindeki komik bile olmayan iddialara karşı tutarlı bir cevap veremeyiz.