Bir babanın karısını kızını kardeşini mahallede ergenlik cağına gelmiş herkese bende iyi mallar var deyip aileyi tamamı ile genel kullanıma açması ve evin küçün oğlunun yaşadığı, "orospu çocuğu" "bacını skiim" "sülaleni skiim" gibi sözlere karşılıksız kalması durumu,
Bir de böyle orospu cocuğu babaların kızlarına kendileri tecavüz eden modelleri bulunmaktadır. http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=338147 Böyle babaların kızlarından çocuklarıda olmakta ve bu cocukların bu adama baba mı? yoksa dedemi? demesinin gerektiğinin muamma olduğu durumdur,
Daha iyi bir gözle bakarsak, babanın evine bisürü kırıklar ile gelen çocuğu dövmek için demir çubuk, fren teli, oklava gibi iskence aletlerini daha çocuk sabah okula giderken hazırlaması...
müge anlı'nın programında gördüğümüz baba (ve annedir. fakat burada konu baba olduğu için) :
çocuğu neredeyse 2 aydır kayıp olan adamın (gerçi adam da değil bu) karısına sorulan soruya güya şaka yaparak cevap vermesi.
diyalog : müge anlı : dilber sana ne oldu cuma gününden beri canlandın. şerefsiz baba : enerji içeceği içti de ondan. ehiehiehi. yosma anne : ümit bi sus. ehiehi.
simsiyahtı yüzü kirlenmişti. ela gözleri parlıyordu kavurucu güneşin altında, yorgunluğu; yırtık pabuçlarındaki ayaklarına inmişti, sendeliyordu yürürken. abi diyerek seslenebildiği kalabalığın içinden sıyrılarak yanıma yaklaştı. yüzünün bir kısmını kapatan saçlarını düzelttim. adın ne diye sordum. deniz dedi. saçları kirli ve kokuyordu bir okadarda güzeldi. cebimdeki cikletten çıkarıp verdim, anlık mutluluğu gözlerine yansıdı. kaç yaşındasın dedim. beş diye cevap verdi. etraftan geçen bir kaç kadının ay ne kadar iğrenç gibi anlamsız kelimeleri kulaklarımı deldi. sanki kocaman bir insanmış gibi kafasını eğdi, suratı düştü bir anda, utandı. kaldırıp başını açmısın? diye sordum. başını sallayarak cevap verdi; evet dedi. aldığım birkaç şeyi hızlı hızlı yerken paran varmı abi? dedi. neyepacaksın parayı dedim. babam bekliyor para götüremezsem ona, içki alamaz döver beni dedi. zaten alsada içtikten sonra dövüyor dedi gülümseyerek. şaşırdım önce kullandığı cümlelere; sonra afalladım bir an... çok dövüyormu seni diye sordum cevap vermedi yine başı öne eğildi. kaldırdım başını saçlarını okşadım. yemeğini bitirdi verdiğim üç beş kuruşu cebine koydu. başını uzatıp öptü yanağımdan. koşarak yolun karşısına geçti, birkaç adım sonrası saçlarından kavrayan bir adam gördüm cebindeki parayı aldı. itercesine uzaklaştırdı sonra kendinden. o an anladım acımasız denilen hayatın bir perdesi daha sona ermişti. o an anladım gün boyu etrafa attığım gülücüklerin sahte olduğunu, kendini insan, baba sana bir adamın ne kadar şerefsiz olduğunu.
iki çocuğu varken cadaloz anasına uyarak memleketine yeni bir kadınla evlenmeye giden babadır. sonuç pabuç pahalıya gelmiş tıpış tıpış evine geri dönmüştür. *
çocuklarına baba şevkati,baba sevgisi vermemesi,karısına sevgi saygı göstermemesi,çocuklarına doğruluğu dürüstlüğü adam olmayı öğreteceğine içip içip eve gelmeyi,ağızdan sürekli küfürler duymayı,her zaman yalan söylemeyi öğretmesidir mesela. resmen ağzından çıkacak doğru bir sözü özlersiniz,o derece yalanlara karanlığa bataklığa boğulmuş bir hayattır çünkü onunki. her yaptığını o sonsuz şevkat sevgi abidesi biricik anneniz affeder siz de affetmek istersiniz siz de sevmek sıcaklığını hissetmek istersiniz ama olmaz,olmaz,olmaz.. her defasında aynı şeyler gene tekrarlanır,ona rağmen o melek,eli ayağı öpülesi biricik ananız sizin mutluluğunuz için elinden gelen herşeyi yapmakta,kendi sağlığından olmaktadır. bunu bilirsiniz,görürsünüz ve babadan bir kez daha nefret edersiniz.. yanınızdayken hiçbir zaman varlığını değil her zaman yokluğunu hissetmişsinizdir. ebedi yok oluşuna siz çoktan hazırsınızdır zaten. hayatı çevrenizdeki arkadaşlarınız kendileri,sevgilileri için yaşarken sizse anneniz ve babanızın adam olması umuduyla yaşarsınız.