şimdiye kadar gördüğüm, kendi babam dahil neredeyse bütün babaların ortak özelliğidir şerefsizlik. ne zaman ilgili, sabırlı, güleryüzlü bir baba görsem gözlerim doluverir, tutamam. anneye hastane için para vermeyen ve ölümüne sebep olan baba mı dersiniz, sizleri beş kuruş para için ağlatan baba mı dersiniz, gururunuzu bütün insanların içinde inciten baba mı dersiniz, anneyi aldatan ve çocuklarını terkeden baba mı dersiniz; bunların hepsi şerefsizliktir. o yüzden en büyük şerefsizliği seçmek gerçekten çok zor.
istenmediğini bildiği, tam bir pislik olduğu halde siktirip gitmemesidir. inadına, fazla acı çekin diye, hayatınızın tamamını işkence gibi yaşayın diye gitmez, şerefsizdir çünkü.
evladının gözünde şerefsiz dedirtecek konuma düşmesi. görüyorum ve maalesef üzülüyorum. evet öyle babalar var ki kendi umrunda değildir sadece evladı vardır bazıları vardır ki sadece şerefsiz denir. ne bileyim lan hiçbir zaman şu kelimeyi kullanmam, bugün kendimden çok onu düşünürüm ama babasına böyle diyenlerin de vardır herhalde bir sebebi.
Bir gün evden bakkala gidiyorum diye akşam yemeği saatlerinde çıkıp gitmek ve bir daha hiç dönmemek, aramamak, sormamak; buhar olmak; anneyi iki küçük çocuğuyla (2 ve 4 yaşlarında) ortada bırakmak.