aslında yaptığı tek şerefsizlik bana biraz fazla yüz vermek oldu.
çünkü o kadar benziyordum ki ona, kendini affetmemek için hiçbir sebep bulamıyordu.
ona o kadar benzedim ki gözlerimi açıp her baktığımda daha bir içten affetti beni.
hiç beni ayırmadı kendisinden, saatlerce bağırdık birbirimize ama öylece boş boş bağırdık.
birbirimize o kadar benzedik ki ne kadar saçma şeyler yaparsak yapalım hatırlayamadık.
kendimizi değil, hep birbirimizi hatırladık.
o baba olmak için yaratılmamıştı, ben de hayırlı evlat değildim.
ikimizde kendi dünyamızda yaşamak için zorladık kendimizi.
16 yaşımda bağımsızlığımı ilan ettim, insanlarla konuşmaktan it gibi korkarak.
o basit dedikçe zorlaştırdım hayatımı.
o ikiyüzlü dedi bana, evet ben ikiyüzlüydüm.
çekilir adam değildim, şerefsizdim, ahlaksızdım ben!
iliklerine işlesin anarşi, en büyük faydamız bu oldu birbirimize!
anarşisttik ikimiz de, dibine kadar anarşist!
edit büdüt: efendim, eksiledin? ne oldu hüzünlü göz, ne oldu yandan pipet geçirilmiş kutu kolam, ne oldu ayıcık figürlü dondurmam, zoruna gitti. üzülme iyi bir çocuk olursan sen de şirinlerle batak atabilirsin.
boyner'de ''mehmet gel lan burada çok güzel baksırlar var'' diye birkaç metre öteden seslenmesi olabilir mesela. tabi ki benim başıma gelmedi. Mesela dedik.
Örneği çoktur. 5 yaşındayken annesini aldatıp evi terketmesi 16 yaşına kadar çocuğun baba sevgisinden yoksun kalması tabi annesinin yalnızlığa dayanamayıp ölümcül bir hastalığa yakalanıp 1 yıl hastalıkla savaşsa bile yenik düşmesi tabi anne öldükten sonra babanın çocuğunun yetim gibi büyüdüğünü düşünmemesi için babalık görevine soyunması ve başaramaması üstüne bide kendisinin bir eli yağda bir eli balda keyif sürdüğünü elin piçlerinide özel okullarda ve üniversitelerde okuttuğunu kendi yaşadığı hayatı düşünerek ''o kardeşin'' demesi oğlunu hiç önemsememesi ama elin piçlerini önemseyen bir babadır. Babalarımızın günahları Allah kimseye böle babalar nasip etmesin daha kötüleride vardır.
çocuğunun ruhunun içine etmektir. buna her türlü yolla yapabilir , taciz , her türlü şiddet , hakaret , alkol alıyorsa madde bağımlısı ise vay haline onun çocuklarının. katıldığım bir grup terapisinde 45 yaşında bir abla vardı , çocukken babasının alkol alıp eve geldiğinde ortalığı dağıtması gibi hikayeler anlatmış ve o zamanlar tek yaptığının masanın altına saklanıp var olmaması gerektiğini söylemişti. ve nitekim de bu abla hayatın içinde hayatı boyunca birey olmanın hazzını yaşayamadığından bahsetmiş , alkolik bir babanın çocuğuna verdiği zararın ne denli büyük olduğunu gözleri dolarak anlatmıştı.