- hugo.. yetiş hugo... hugolina'yı kaçırmışlar.
+ hay mına koyayım!!!ulan iki dakika kahveye çıkalım dedik, burnumuzdan geldi bak yine. durmadan kaçırılmaz ki bir insanda ya.. kaçırıp ne yapıyorlar o da belli değil. çocuğum olsun ismini emrah koyucam şerefsizim...
*alo, kimsiniz?
-ben tolga..
*ulan arama demedim mi, evliyim olum artık ben, çoluk çocuğa karıştım, kendine başka bir şebek bul..
**baba, babaaaa, para versene çikolata alacam..
*sen de bir sus ulan, tolga abinle konuşuyorum bak..
-bena mı dedin hugo, hiç yakıştıramadım sana..
*he sana dedim ne olcak lan..
-çok kırdın beni hugo, bir daha aramayacam seni..
*isabet olur, düş yakamdan artık, lan velet sen de bir defol ya, rahat bırakın lan beni..
(dıııt dııt dııt)
hugo nun karisi ve cocuklariyla birlikte dusunulmesi sonucunda zihinlerde yarattigi imajdir. bakildigi zaman iyi bir aile babasi izlenimi elde edilmektedir hugo dan. fakat bu adam oyun oynamak haricinde ne yapar bilinmez, ailesine ne yemek getirir bunlar ne yer ne icer diye de dusunmeden edemiyor insan. *
karısı ve çocuklarını kurtardığı vakit onlara bir ziyafet çeken, sonra onları cadı şilanın kaçırmasını göz yuman, büyük bir efor gösterek onları kurtarmaya çalışan, bu süre zarfında şilanın ekmeği ile doymalarına ses çıkarmayan, yılın büyük bölümünü şilanın ekmeği ile geçiren bir ailenin babası olmaktır hugo baba olmak!
o şirin adamın miki kalkmaz, yapamaz o öle şey. o kesin cadı silanın yanındaki timsahtan peydahlama çocuklardır. hugo da yazık saf baba rolünde. belki o iksirleri karıştıran maymunundur o çocuklar. yazık lan hugoya.*