bugün

(bkz: bir aşk oyunudur bu) ile başlayıp aşk a dönüşmüş hikayelerin anlatımıdır.
(bkz: bir insan için önemli olmadığını anlamak)bir aşkı doğurdu içimde.

sen şimdi ağır takılan, cool tavırlarda düştüm arkana, ama unutma ki (bkz: çok naz aşık usandırır).
anladım sen eskisi gibi sevmiyorsun beni, hatta yok sayıyorsun.

ve bu ilişki sana ciddi de gelmiyor samimi de gelmiyor..
gelirsem beni görecek misin , isteyecek misin sanal olmaktan çok sosyal olmayı?

fazla bir istediğim yok ki.
karşında ki her haltı yediği halde ağlayınca kiyamayıp affetmektir.
hassiktir bu diye okuyup şok geçirmeme neden olan başlık. (bkz: yaran yanlış okumalar)
Hayatta her şeye yer var.
Sırası, yeri, durumu geldiğinde az çok yaşanmalı.
Kasma kendini bu durumu kendimi anlatmak icin değil, bir durum tespiti olarak gör sevgim.
Can çeker paylaşmayı sevdiğiyle yoksa sevmediğiyle ilişki paylaşmaya gider.
Bunu ders olarak yaz bir kenara bir gün tanışır mıyız bilmiyorum? Ancak hayatta çok katı kurallar
Geçerli değil sevgili.
Sen hayatta en güzelini hak ediyorsun.
Seni sevmem, seni istiyor olmam hayal da olsa, sen gerçeksin sevdiğim.
Yazdıklarından duygusal olduğunu görebiliyorum, duyguların evrenden kavuşsun seveceğine.
Ben yaşadıklarımla sana değer katmaya gelmişken sen bana verdiğin mesajlarla değer kattın.
Teşekkür ederim.
içimizdeki duygudur, eğer kaybetmemişsek ve biliyorsak aşk,
dediğin gibi oluyor insana: kelimeler dokunuyor, olumlu ya da olumsuz.
şimdi dokunduğu zaman gibi dokunan zamanlarımızın bol olmasını isterim.
birazdan dokunduğum klavye senin tenini, baktığım ekran yüzünü hissettirir bana.
konuşmalarımızla sarılmış ve derin sevgimizin hisleri içinde geceyi bitirmek değil amaç.
uzun olsun gece ve bitmesin...

seni hissediyorum her gece daha bir içten.
önemsiz şeyleri bile sana heyecanlı bir şekilde anlatmak.
birbirini görmeden böyle sevebilen insanlar,her şeyi paylaşabilirler.
bir yüz düşünmezler,uzun uzun sohbet etmeyi düşünürler.

el ele de olsa, sarılmış ta olsalar birbirlerine,

içlerinde bir sıcaklık ta oluşsa, bazen sadece dokunmaktır, gözlerin ile.

oyun bir yere kadar, sonrasında göz arar dokunacak bir ten, masum.

(bkz: sevgiliye sevgi yazıları armağanı)
aşığız sözlerimize,
sözlerde ki duygu ahengine.

sana söylediğim bir kelimede,
aldığım bir gülümsemeye aşığım.

bir sevgilin olmuş,
ben mutlu olmuşum,
senin bunu anlayabilmene ve
"merhaba" dostum diyebilmene aşığım.
bunu anlayabilene...

bir aşktır bu dan , bir aşk bu ya giden zamanda,
yaralanmaları, küsmeleri anlayabilmektir.
olgun davranabilmektir, olgunlaşabilmektir aşk.

aşk tek başına tekelin değildir, anlayabilmektir,
aynı zamanda hayatın boyunca bir kez olmaz,
yoksa nasıl olabilirdi benden sana bu tutkulu aşk.

yanlış anlamak ta aşk tır, yanlış anlaşılmakta.
seni seviyorum demek ise aşkı özel kılacak bir cümle o kadar,
ne zaman gözler gözkerde, eller ellerde olur,
bu kalp sende kalır, aşk teninde, sevgi damarlarında sevgilim olusun.

bir özeti gibi, ön sözü gibi
"sevgiliye sevgi yazıları armağanı" yazdıklarımızın.
bir aşk doğar mı dedim, doğarmış sevdiğim, hatta nefret bile doğarmış..
her şeye rağmen önemli olan,
bir insanın br insana, güzel bir değer katabilmesiymiş.
van a gidildi senin için, karda, yağmurda, baharda...

yanakları heidi hikayesindeki gibi al aldı.

çok bakımlıydı.
*-*-*-
Iri yapılı sevgili aşkı:

sevilmesi zevkli olduğu kadar, eğer yaşı +18 i geçmişse sevişmesi de tatlıdır.

orgazm sorunu yaşamaz ve yaşatmazlar.

sevgisi ile doyarsın, yokluğunda sen bir açlık hissedersin.

yokluğunu zaman geçse de ararsın, ben halen arıyorum onu.

gözler deniz mavisi,

süt beyaz bir ten,

kıvır kıvır saçları,

benimle konuştuğunda göz yaşlarının damlasını hissederdim, çok duygusaldırlar, telefonda bile hissettirir sevdiğini.

ve dahası "benim umurum olmasa da, benim onun için her yönü ile ilk olmam ve bende beslemesi tüm duyguları"

bizim olayın devamı söyle bitti.

kız yetim ve öksüz olsaydı yada öyle gelebilme cesareti olsaydı biz şimdi mutlu bahtiyar, maviş bebişler ile mutlu ve huzurlu yaşayabilirdik.

ancak o ben den 1 ay sonra korkusundan ilk bulduğu gerçek bir dallama ile evlendi ve 3 ay sonra boşanmış. ondan sonrasını bilmiyorum.

bana vermemelerinin sebebi kızlarının istanbul a gelmesini istemiyorlardı.

evlendirdikleri dallama da tayini istanbul a çıktı...böyle komik hayatın özür dileyerek neyse kısa ca amk olur.

*-*-

kıssadan hisse: bazen öksüz, bazen yetim olmalısınız aşkınız için.

yoksa bir dana ve öküzün birlikteliği dana doğurana kadardır ve o doğurmadan ayrılmışlar.

ona üzüldüm bir insan olarak ve kızdım.

son*-*-

sonuna da şu eklendi:

o bir son aşktı, ondan sonraki ilişkiler hep dolguydu, ihtiyaçtı ve bu kadardı.

gerçekten bir aşk " seni seviyorum, seni istiyorum" un birleşmesinden, çıkar ve ve birleşmemesinden

oyun başlatır bu yazar kendini kasarak (bkz: bir aşk oyunudur bu) ile.
(#19538145) bu yazının gelişme kısmıdır.

part 1

2. van a gidişimde hamsi alınmıştı,
beraber hamsileri ayıkladık,
arkasından sarıldım ara ara boynuna , yanağına öpücükler, kulağına sevgi sözleri içerisinde nefes üflemeleri, huylandı hali ile ben bile ergen ve ilk kez bir kıza yanaşmış gibi erekte olmuştum.

neyse hamsiler kızardı, salatalar la limonlarla birlikte yendi yemekler. çok güzeldi, yada derler ya aşk ile yapılan ne olsa güzel olur.

odasına geçtik dışarısı kar, tipi ve - 40 derece. evin içi ise neredeyse +30 derece, hali ile bir gömlek ve kot pantolon ile ikimizde sohbet sonrasında güzel bir dans müziği açtık.

içki yok masamızda, aşk içkimizdi, içiyorduk bir birimizi, daha çok ben onu.

yaptığım her hareketten sonra yüzüne ve o an görebildiğim tenine, boynuna, yanaklarına...

anlattığım gibi heidi nin yanağı bizim kızın yanında beyaz elma kalırdı.

1. bölüm sonu devam ediyorum şu an yazmaya...
part 2

dans, erotik bir dansa dönüşür böyle durumlarda.
eller birbirimizin bedenlerinde özgürce dolaşıyordu,
yapma, etme yok, en başta ona söylediğim "istemediğin bir şeyde elinle beni hafifçe it, hayır deme"

o da bu uyarımı dikkate alarak ayakta danslı ve yavaş yavaş sonunmamızla üzerimizde bir şey kalmamış

benim zevkim onun aldığı zevk yanında çok sönük kalmıştı.

mutluluktan her şeyi yapmak istiyordu ve sürekli kulağıma " ben hiç bunları yaşamadım" diyordu ancak zaten belliydi çarşafın ıslaklığından bile, göğüslerin diriliğinden.

bir de bir tek ben mi alırım bu konuyu bilmem ancak ilk kez benimle sevişen kızlarda bir farklı

koku hissederim, hafif iç çamaşırının içine sinmiş konusu sanki bir arzu ve şevk ile içimi hapseder o koku.

ilk olarak beyaz 85 lik sütyenini tek hamlede söktüm kopçasını, sonra yavaş yavaş dudaklarımla indirdim gözlerimi kapadım çıplak göreceğim anı hayal etmiştim, bu anı sanki planlamış gibiydim ancak değil, benim için olağan bir rituel onun için ezoterik bir kıvamda ilerliyordu her şey.

gözlerimi açtığımda onun gözleri kapalı ve o an üstünde olup kapatmadığım tüm alanları kırmızı, al, süt gibi kız al giymiş gibiydi.

nefes alış verişleri kısa kısa ve memeleri nefes alıp verirken 85 ten 105 e çıkıyor iniyor gibiydi.
yavaş yavaş aşağısına doğru indim. hiç acele etmeden,dokunmadığım, öpmediğim bir yeri kalsın istemiyordum. hafif ısırıklarla heyecan veriyordum ona.
part 3

ben yanıyordum, aklımda başka hiç bir kız, kadın yoktu, tek zevkim oydu ve ben ağır ilerleyerek her anın tadını çıkarmak istiyordum.

öyle de yaptım, çığlık attığında ise deltasında yüzerken küreğimin bir duvarından diğerine değdiğinden bir de bir tepecik adı venüs tepeciği oracıkta ve keşif yolculuğuna o da kaltılmıştı.

başımı kaldırıp baktığımda o 85 oldu 105 o 105 oldu 125 ucunda ki pembemsi bayrak gibi görüleni katmıyorum hesaba.

onun tiksinebileceği her şeyden kaçındım, bir kadın olarak ve ilk olarak olması yaşaması gereken tüm zevkleri vermek istedim, zaten sonra ki 2 yıl da hep bunun gibi bir kaç anımla kapadım kendimi içime.

arkasını çevirerek erotik masaj yaptım kendisine, erekte olmuş olan ise, deltasını aramaya çıkmış ve orada tüm kayganlığın içerisinde yalnızca duruyor veya bedenin hareketiyle sürtüne sürtüne kıyılardan geçiyordu derinleri keşfetmeden. boyundan başlayarak güzel bir masaj yaparken kulağına eğilim "mutlumusun?" diye sorduğum soruya aldığım cevap "ııııı" yanıyordu bedeni, ben de yanıyordum.
part 4 ( bu part müstehcen, kırmızı noktalı, terbiyesiz , ancak gerçeğin kendisidir, vs dir.)

bütün bedenini usta bir masör gibi masaj yaptım.

sırtında sol tarafta büyük bir ben ve sağ tarafta da küçük bir ben i vardı.

dansa ayakta başladığımızdan, yatakta dans etmemize kadar saate bakmadım ancak bir ezan sesi duyulmuştu yemek yediğimiz sat 22.00 dan sonra.

hiç basitleşmeden yaşadım ve yaşattım ona bu saatleri kaç kez rahatladığını 10 dan sonra saymadığını söyledi, bana rahatlamayı tarif et dedim -acaba ne anlamıştı?- "içimi bir ateş bastı, kalbim hızlandı, senin dokunduğun her yer alevlendi, ve deltamda bir kayık oldu gemi, oldu bir donanma ve ben hiç bilmem bu duyguları" dedi ve beni esir aldı, artık hakimiyet kazanılmış bir mutluluğun elindeydi.

ben onu incitmeyeyim derken, o acemice dudakları ısırmış, ve ısıra ısıra , dişlerini süte doymuş bir bebeğin anne memesini ısırırı gibi ısıra ısıra , ben öpe öpe , o ısıra ısıra tamamladı vücut döngüsünü.

bundan sonrasını yaşamışlar bilir, buraya kadarı gerçekti, gerisini siz kurgularsınız.

teşekkür ederim. iyi geceler.
sen uykusunvazgeçilmiyorsun
seni kendim kadar seviyorum
günlerden bir gün duysam da acısını
beni ilk öpenin sen olmasını istiyorun.
beni ilk öpenin sen olmasını.
t. ildeniz.
sen gelmedin bir türlü, ben gidiyorum,
hoşçakal, hoş kal ve hep sev,
seni incitseler de ,sev,
seni hor görseler de,
seni küçük, büyük görseler de sev,
sev,
seni sevmeseler de,
sev ki yüzündeki o tebessüm ve mutluluk eksik olmasın,
bir gün belki karşılaşana dek

kendine iyi bak...sevgi...
bir aşktır bu;
ne öncesi olan ne de sonrası...
başlayan ama bitmeyen...
bir aşktır bu..
öyle bir aşktır ki bu,
defalarca öldüren, kalbinden yaralayan.
o'nun mutluluğu için susan ve asla konuşmayan.
bir aşktır bu
kalbe gömülen ve asla gün yüzüne çıkmayan...