daha geniş bir acı açısı kazandırır.kalbi derinleştirir ki, daha çok hacim kazanırsınız birilerini, bir şeyleri gömmek için. kalp yüzeyini genişletir ki, acıları yayarsınız ve daha az batarlar, daha az acıtırlar canınızı. acı eşiğinin yükselmesi dedikleri, işte böyle bir şeydir!
ilk aşkın o senin 5 seneni vermişsin, herşeyin ilkini onla yaşaamısın, güvenmissin, bağlanmıssın,umut bağlamıssın, özlemissin,söylemissin,onunla uyumuş, onunla uyanmıssın,bedenen olmasada kalben onun olmussun ki bu bedenden daha güçlü bi duygudur, onu söylemissindir sarkılarda, filmlerde onu izlemissindir. Gün gelir çıkar gider hayatından. Sana yaşattığı tüm güzel duyguları alır gider. Sadece aşk acısı bırakır ve bir sürü alışkanlık , bir sürü anı. Şimdi ben ne kazandım bu aşk acısından? Aşk acısı insana hiç bişey kazandırmaz insanda maddi manevi zarar bırakır okadar.
bir aşk acısının insana kazandırdıkları..şimdi inceliyoruz;
söylemde belirtildiği gibi kazanılan olgu insandan insana değişebilir.aslında bu aşk acısı bir sektör haline gelmiştir bakkalından,şairine,balıkçısından,muhtarına herkes bir şeyler kazanır.sadece ve sadece acı çeken insan bir şey kazanamaz.
mesela ;
eğer bu insan , tekel bayisi ise sigaradan ve efesten ;para
aşk acısı yaşayan insanın arkadaşıysa ; güzel konuşma ve teselli edebilme yetisi
eğer şairse ; aşk şiiri kitaplarındaki tirajdan
dizi yapımcısıysa ; aşk meşk dizilerindeki reytingden
.....
....
e bu acıyı yaşayan insan bir şey kazanamaz mı sorusuna yanıt ?
kazanır efendim..kazanır aslında
35lik yerine kampanyalı 70lik
winston yerine uzun viceroy *
şiir yazabilme yetisi
okulu asma sebebiyeti
ota boka ağlayabilesi
ee şey bi de ; belki de tekrar onu..
hayatta önemsenmesi gereken birçok şeyi ciddiye dahi almamak ve bir daha hiçbir şeye kolay kolay üzülemeyecek olmak. tabi siz bunlara kazanç diyorsanız.
herşeyiyle somut olan bir gezegen de insan kalabilmenize yardımcı olan en kutsal acıdır aşk acısı, karşı cins yalnızca bir "vucut" değildir sizin için. ne bileyim kalp denilince aklınıza aort damarı falan da gelmez, birde tabi bu acıyı çekmeyenler var o insanlar vucutlarını günde en az üç kez beslemeyi ihmal etmemelerine karşın sanki milyonlarca yıldır ruhlarını aç ve susuz bırakmışlar, her gün başka birisinin elini tutup, onlarla göz göze gelebiliyorlar. kısacası aşka ağlayan ve gülenlerin olduğu bir dünyadayız, hergün aynı caddelerde dolaşıyorlar ve birbirlerini tanımıyorlar vay canına bu ne müthiş bir demokrasi.
etrafta "buyudun oglum sen lan" diyen tiplerin turemesi. ben ne buyuyecem kardesim... siz kuculdunuz belki? daha az guluyoruz, daha cok dusunuyoruz diye buyuduk mu hemen? zaten ben asik falan da olmadim tamam mi...aci maci da cekmiyorum gidin lan basimdan.*
sağlam bir aşk acısı ya deli eder a da veli...mümkünse ikisi de güzel bir şey.
bonus olarak da şair olursunuz.
e daha ne istiyorsunuz, her şeyi devletten beklemeyin.
+ Ölümlerden ölüm beğenin, boğulma kadar içime işlesin, yanma kadar acıtsın, veba gibi çektirsin...
- Hiç aşık oldunuz mu efendim? Yaşarken bile öldürdüğü söylenir.
insanın şairliğini, yazarlık yönünü arttırır. Üst taraf tümüyle doğaçlama bir örnektir **