kış ayakkabısını yazdan , yaz ayakkabısını kıştan alıyorum olm ben. bot alıyorum mesela kışın 4 katı fiyata alacağın botu alıyorum. sabırla kovalıyorum o orospu botu , yazın ortasında alıyorum. 40 derece sıcakta geliyor botlar kargoyla mesela.
ekimde aldığım yazlık ayakkabılar dalga konusu olabilir hiç farketmez.
param cebimde kalıyor. gerçi artırdığım parayla yine har vurup harmanı savuruyorum.
ben adam olmam ama siz bu taktiği deneyin.
mahmutpaşa çarşısını bilmeyen tiptir. eğer mağazadan almaya kalkarsanız 200 tl ayakkabı zor bulursunuz en ucuzları 240-250 civarında. ha sokakta işporta (taklit) malı veya marketten alınan ayakkabı 5-6 gün sonra patlar verdiğiniz paraya yazık.
Bir kez alirim 300 veririm uzun sure kullanirim. Ha arada cakma da aliyorum 20 liraya cesitlilik olsun diye ama en cok kaliteli ayakkabilarimi giyiyorum. Ayak sagligi da onemli neticede.
iki çift ayakkabı aldım mesela bu sonbahar toplam 100 lira verdim vermedim ayakkabılar ayağımı boyadı dandik boyası yüzünden nasır yaptı çok giymeme rağmen ve işin en komik yanı iki hafta içinde ikiside parçalandı.
Bunları yaşadıktan sonra her ayakkabıya markaya güvenmek kaydıyla 200-300 seve seve veriyorum.
Sektörü bilmiyordur. Tekstille ve erkek klasik giyimle uğraşmıştım bir ara. Misal aynı fabrikadan çıkan aynı pantolon chino pantolon us polo, pierre cardin, cacharel de farklı fiyatadır. Bu üç markadada aynı tezgahtan çıkan pantolona 3 farklı markanın etiketini vurur sonra da 3 farklı fiyat etiketi ile piyasaya sürer. Bu aynı şey ayakkabı içinde geçerli.
Benimdir. Ayak çok önemli. Bütün yükü o taşıyor. Onlar sayesinde işlerini yapabiliyorsun. Bu yüzden 200 de veririm 400 de. Ayakkabıya verdiğim paraya acımam.
