kocaman bir boşluk, bir türlü doldurulamayan...ve gözlerde hiç dinmeyen yaşlar...akılda tek bir kelime: adı.ve pişmanlık sözcükleri hiçbir işe yaramayacağını bile bile...
kapanan bir telefonun getirdiği anlamsız sessizliktir. sessizliğe kulak verenler içinse, olgunluğa giden yola çıkacak perilerin şarkısıdır. öyle ağır, öyle iç burkan ama öyle bir dinlendirici...
karmaşalar içinde yolunu kaybeden insanoğlunun en güzel karmaşadan kolay kolay yakasını sıyıramayacağını belli edendir. ege incisi' nin çarşaf gibi denizine akıtılan gözyaşlarının, yakamozlara karışacak olması umudunu taze tutmaktır. umuda inanılmasa da, umut olmasa da...
kaos artı kaos elde var???
hayata bakışını değiştirir. artık hiçbirşey gözüne eskisi gibi görünmez. küçük insanların küçük dertlerine bakılıp imrenilir. hala birlikte olanlara acınarak bakılır.
daha önce denenip ba$arısızlığa uğranıldığı için daha bir çekimser olma durumu. kaçan kovalanır rolünü benimseyerek kazanmak ve her zaman yeni sevgiliyle belirli bir mesafe olması. kaybedildiği zaman üzmeyecek kadar değerde olması.
acı eşiğinin yükselmesi, sonra daha fazla acı arayışı, sonra tekrar hissizliğin artması, en sonunda duygulardan olabildiğince soyutlanmış, yeterince yıpratılmış ve güçlenmiş sert bir bünye. nietzsche boşuna dememiş öldürmeyen acı güçlendirir diye, ya da her ölüm bir yeniden doğuş değil midir? işte bir de bu var; her şeye bi çıkar yol, bi umut uydurabilir hale geliyosun sonunda.