ilk aşkın o senin 5 seneni vermişsin, herşeyin ilkini onla yaşaamısın, güvenmissin, bağlanmıssın,umut bağlamıssın, özlemissin,söylemissin,onunla uyumuş, onunla uyanmıssın,bedenen olmasada kalben onun olmussun ki bu bedenden daha güçlü bi duygudur, onu söylemissindir sarkılarda, filmlerde onu izlemissindir. Gün gelir çıkar gider hayatından. Sana yaşattığı tüm güzel duyguları alır gider. Sadece aşk acısı bırakır ve bir sürü alışkanlık , bir sürü anı. Şimdi ben ne kazandım bu aşk acısından? Aşk acısı insana hiç bişey kazandırmaz insanda maddi manevi zarar bırakır okadar.
daha geniş bir acı açısı kazandırır.kalbi derinleştirir ki, daha çok hacim kazanırsınız birilerini, bir şeyleri gömmek için. kalp yüzeyini genişletir ki, acıları yayarsınız ve daha az batarlar, daha az acıtırlar canınızı. acı eşiğinin yükselmesi dedikleri, işte böyle bir şeydir!
kişiyi bu hayatta bir yerde bir şekilde bulunduğuna inandırması. "yaşıyormuşum ulan!"
hayatta aşık olmam diye bir şey demenin anlamsızlığı bilinci. "aşık oldum ya!"
okunan kitapların altını çizmek. "bazı şeyler uçuyor gibi. kalıcılık mümkün mü böyle?"
kesinlikle bir kaç şarkı. "bu aralar şu şarkıya taktım nedense"
sonu ne olursa olsun, umut edilen, hayal kurulan bir kaç mavi gün. "...bırak beni boğulayım! gözlerinin tam içinde! dibe vurup dağılayım! ihtimaller denizinde...*"
al işte, aşk acısı adı ama zevk alınıyor bundan. mazoşist ediyor adamı. güzel ve acı.
Felsefeyi sevmeyi öğretir insana, bir dönem melankolik takıldıktan sonra hayatın anlamını aramaya başlarsın, daha derin düşünür daha derin yaşarsın hayatı, başkalarının penceresinden bakmayı öğrenirsin sonra bir bakarsınki aslında aşk değilmiş yaşadığın it niyetine kullanılıp atılmışsın bi kenara karşındaki tam anlamıyla ya o...u yada, p..ç miş ve gerçek aşkı bulmak umuduyla biraz hüzünlü biraz buruk yaşamaya devam edersin.