yaşanan ayrılık neticesinde yaşanan acının insana kattıkları.
bir ayrılık acısının hiç fizyolojik olabileceğini düşünmemiştim başıma gelene kadar.
midenin acıdan kavrulması da, yüreğinizin kavrulması kadar acı veriyormuş demek anladım..
çok şey öğrenirsiniz biten bir aşkın size yaşattıklarından;
-öğrendim ki, hiçbir duygu sürekli değilmiş, üzüntülerinde, sevinçlerinde, aşklarında hatta sevgilerinde bir süresi varmış.
-öğrendim ki, kişiye, hakettiği değerden fazlasını vermek sadece sizin değerinizi düşürürmüş.
-öğrendim ki, dürüst olmayan kişilere, çok dürüst davranmak erdem değil budalalıkmış.
-öğrendim ki, acı insana daha iyi analiz etme özelliği kazandırıyormuş,
-öğrendim ki, acı çeken insan halden anlarmış
aşk acısı çekmek, o an için dünyanın en kötü şeyi gibi gözükse de, sonrasında size çok şey kazandırdığını anlarsınız sadece olayın neresinden bakmak gerektiğini bilmek gerekir.
yaşadığım acı için ben allaha şükrediyorum. biliyorum bu acı benim başıma geldiyse benim bundan almam gereken çok şeyler var.
insanlara sonsuz güvenmeye devam edecek, ve belkide çok pis kazıklar yiyebilecek olan ben , belkide bu olaylar neticesinde herkese güvenilmemesi gerektiğini anlamış oldum.
bir şeyi duymakla, yaşamak arasında sonsuz fark varmış bunu da öğrendim.
belkide hemen hergün duyarız; insanlara güvenmememiz gerektiğini, evet belkide hep aklımızın bi köşesinde tutarız bunu ama bunun doğru olduğu bir olayı, birebir yaşamak okadar farklıdır ve okadar öğreticidir ki ancak yaşamak gerekir.
yaşadım, gördüm ve biliyorum artık.. farkındalık çok önemliymiş bunu da öğrendim, yaşayarak öğrendim...
kelime anlamiyla degerlendirirsek,ne kadar "kazanc" kapsamina girer bilinmez ama baslicalari,kisa donemde abur cuburla edinilmis fazla kilolar,stresle ortaya cikmis sivilceler ve enkaz haline donusmus bir beyin ve kalp ikilisi...
kağıt mendil üreticileri ve hüzünlü şarkılar söyleyen şarkıcıların cd lerden kazandıklarıdır. gsm operatörleri de dayanılamayıp çekilen, sayısız mesajlardan kazanır. efes pilsen, zaten biliniyor.
aylar yıllar harcamışsanız ilk aşkın soktuğu kazığı çıkarmak için akabinde her aşk ihtimaline temkinli ama cesurca başlamışsanız lakin günün birinde ikinci aşk acısının ortasında bulmuşsanız kendinizi sözün bittiği yeri kazandırandır. **
acı verir, intikam alma hissiyle dolup taşsanız bile kendinizi tutarsınız ve sabır gelir akabinde. ve gün gelip olgunlaşıp insanlara güvenmemeyi öğrenirsiniz. öğrendikleriniz sonucunda da aynı insanla karşı karşıya gelip ona acıyarak bakarsınız ki işte bu demektir ki acı sizi büyütmüştür. işte sırf bu an için tüm acılara değer. sonuç siz acı çektiniz ve şimdi ilerdesiniz o ise hala orda saymakta.
sezen aksu'nun bir şarkısı ile bitirmek istiyorum
'ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem
unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir.
acının verdiği değeri bilirim küsemem ,
acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir..'
(bkz: sezen aksu gidemem)
aşk acısını aşkın kendisinden ayırmamak kaydıyla; başka bir aynada kendini görme fırsatı bulduğun, varoluşu anlamaya başladığın için şükretmek, kazandırdıklarının paha biçilmez olduğunun farkına varmak..zira "bir aşk acısı yaşamayan kişi ya delidir ya ölü" diyen düşünüre kulak vermek.