irade. en büyüğü budur. onu görmeme, aramama hatta onun için bir daha ağlamama konusunda müthiş bir irade gösterirsiniz.
ben lise 2 de yaşadım bunu. şimdi domuz gibi iradem var. tavsiye ederim.
Unutmak için baslanan yeni ilişkiler , uzulen ınsanlar ve tum bunlardan dolayı ınsanlar arasında adının çapkına çıkması bunlar sadece 2. Aşama 3. Aşamada ise kabullenme ve unutmaya calısmak vardır sonucta kımse ask acısından ölmemis dimi?
ölümcül sancıların öldürmediğini, nefessiz kaldığında aslında hala oksijen olduğunu anlarsın. tartışmasız daha güçlenirsin. daha ayakları yere basan olursun. kör aşık olmazsın, istesen de olamazsın. acıma duygun eskisi gibi olmaz, kendi mutluluğun için başkalarının acı çekmesi seni çok da etkilemez. hiç bir şey ilk aşk gibi olmaz üstadım. tecrübe denilen şey bir nevi kirliliktir. diğer şeylerde olduğu gibi aşk da ilk haliyle eşsizdir. bir kere acısını çektiysen hiç bir şey eskisi gibi olmaz. aşk acısı ruhun kirlenmesidir ne yazık ki...
zamanında bir genç anadan doğma başlar ilime,
o kadar çok büyümüştür ki artık her ilmi konuda kendisine güveni de vardır.
bir alim gelir sesi uzaklardan,
genç bu alimin şanını duyar, gider yanına.
ben senin taleben olmak istiyorum der,
alim zat ilk önce sorar; 'daha önce hiç aşık oldunmu' diye.
genç 'hayır' der.
alim zat ise 'o zaman git, aşık ol sonra gel der.'
genç gider yıllar sonra gelir.
aşık oldun mu der zat.
evet der şu an ceremesini çekerim.
o zaman topla talebelerini der alim efendi.
iç sesi dinlemenin ne kadar iyi bir şey olduğunu anlar ilk önce insan. düşünür, herkesi uğruna sildiğim kişi, tüm zamanlarımı onunla geçirdiğim kişi yokken kiminle dost olabilirim. tabi ki yine benlik ile. kendi kendine yetebilmeyi kazandırır en çok da bir aşk acısı. hüzün serer önce yollar boyu önünüze ama sonra direnci hissettirir ruhunuzda.
eğer deli gibi sevdiğiniz kız sizi ''ben arabası bile olmayan adamı babamın karşısına damat adayı diye çıkaramam'' diyerek terk ettiyse bu acının size kazandırdığı daha önceleri hayalini dahi kurmadığınız bir servet de olabilir.