sınavda kopya istediği andır ama. öyle her kopya isterkenki değil.
hoca veya gözetmenler çoktan başlamıştır kağıtları toplamaya. etrafına bakar gözgöze gelmeye çalışır birileriyle. ilk gördüğüne de öyle bi bakar ki, hemen anlar karşısındaki kopya istediğini. artık ikisi de çaresizdir. gözetmene bakılır. gözetmen kağıdı alır.
pastaneye gidip poğça istediğinde siz yurtta mı kalıyosunuz poğça versem götürür müsünüz soruna yanıt verirkenki hali. nitekim gözler ışıl ışıl parlamakta, biraz utangaç biraz mutlu... zaten aç olduğu bir sırada elinde bir poşet poğçayla sekleye sekleye yurda gitmesi...
edit: bu arada teşekkürler pastaneci abi. *
ilköğretim : küfür ettiği için öğretmen -ne dedin sorusuna cevap veremiyorken.
ortaokul : bir arkadaşı ile ettiği kavga ardından öğretmeninin önünde beklerken.
lise : müdür yardımcısının önünde siz okulda sigara mı içtiniz sorusuna verilecek yanıt ararken.
üniversite : dekanın karşısında kopya muamelesi yapılmaması için konuşurken.
düşüp de kanattığı ellerini sınıfta kızlar görmesin, raconu çizdirmeyeyim diye sımsıkı kapatıp ders dinlediği an.
kendisi kuzenim olur, yaş 9. adı da tanım gibi, aslan.
muavine bir öğrenci diye uzattığı beş liradan , ''paso var mı'' tepkisi alarak para üstünün , tam bilet para üstü olarak verilmesidir. ah ulan ciğerim yanıyo.