her zaman olduğu gibi demek isterdim ama bir istisna ile yaşadım bunu. ben hep laptopta müzik dinlerken uyurum normalde. işte bir gece nedense ev arkadaşıma "iyi geceler" demek istedim. neyse adamın odasına daldım gecenin 2sinde...
aman tanrım o da ne?!
bizim çocuk çıplak... elinde havlu var. duşa girecekmiş. adamın malafatı gördüm lan bildiğin.
abi kimse bana yanlışsın demesin... bence en ilginç sahne oydu... bir anda komplekse falan girdim ama neyse.
^^yine de sen harika bir ev arkadaşı oldun dostum.
her zaman olduğu evden atılmış ve yeni ev arıyorum. klasik sözler duyup duruyorum öğrenciye ev yoktan kız atmak yok falan filan.bir ev gördüm ilan filan yok tabi dağı başı bir yer.yazlık olarak kullanıldığı fikri geldi aklıma, tek katlı müstakil.neyse sağa sola sordum kimindir değildir diye, tarif ettiler dükkanı gittim.
selam sabahtan sonra durumu izah ettim adam evi satıyorum dedi.satana kadar oturalım filan anlaşamadık. neyse üniversiteye gittiğim dağın merkezine doğru ilerliyorum. kahveci süleyman abi ne oldu filan kafa ütülüyor.dedim ağa ev buldum herif vermiyor.neyse süleyman abi tuttu kolumdan gittik.adam benden önceki kızları anlatıyor şöyle pis böyle pis eşyalara zarar vermişler anasını sikmişler filan. adamla uçuk bir fiyata razı oldu.
eve girdim ulan tam bir enkaz, sağ sol çöp mnkoim. beterin beteri gerideymiş 3 oda olan evin bir odasına girdim inanmazsınız bir ayna var karşıda ve yan tarafından saçtan,pamuğa kadar dağ gibi bir yumak. evden kaçmak fikri geldi ama parayı vermiştim sike sike bir hafta, 5 kişiyle temizledim.
ne hikmetse eve alınıp kaloriferin altında uzuunca bir süre unutulan cezerye kutusunun oha cezeryeyi bulduk lan diyerek açıldığında karşınızdaki o manzara efenim böcekler mi diyelim yoksa böcekcikler mi neler neler.
öğrencinin çeşidine göre değişir. bulaşık yıkamayı sevmiyorsa mutfakta birikmiş pis tabaklar; tuvalet temizliği yoksa iğrenç bir tuvalet görüntüsü mide bulandırıcı olabilir. ama genel olarak temizliği sevmiyorsa o evden hemen kaççç..
Yatağının altında kokudan yola çıkılarak bulunan ve kime ait olduğu bilinmeyen sararmış, yok yok turuncu olmuş beyaz bir erkek iç çamaşırı bulmaktır. Bir sopa yardımıyla ancak atılabilmiştir. Hiç bir gleyt fabrikan eyır oda parfümü bir hafta boyunca çare olamamıştır.
Edit: kimindi o iğrençlik yahu? Hem de benim yatağımda.
günlerdir bekleyen yeşil beyaz renkli örümcek ağları görünümündeki tarif edilemeyen maddeler ile karışmış püre şeklini almış makarna. gerçekten iğrençtir, tencereyi olduğu gibi çöpe atmayı düşünürken son anda toparlanıp, tencere yıkanmaya karar verilir ve bir saat yıkanır.
yine de tatmin olamadım hala tiksinmekteyim eiöiy.
buzdolabını açtığınızda yere dökülen onbinlerce beyaz kurt. buzdolabı hiç kullanılmamaktadır. söz konusu öğrenci evinde kimsenin kimse ile ilgisi yoktur. dolabın kapağı açılır ve onbinlerce beyaz kurt yere dökülür. korkunç bir tısss sesi kaplamıştır ortalığı. kurbanda hediye edilen koca bir koyun parçasın komple kurtlanmıştır. haliyle 3 aydır dolapta alt gözdedir. herkes panikle toplanır. mutfağa kireç ve tuz dökülür, kilolarca. bakkaldan her türlü haşere ilacı alınıp, hunharca sıkılır. yetmez, en son benzin dökülüp yakılır mutfak. evet gerçekten böyle yapılır. sonra yangın tüpleri ile söndürülür. ve temizlik firması çağrılır.
ama en iğrenci belki de hiç kimsenin başına gelmemiştir böyle bir olay. konusunu görmüşken paylaşayım. şimdi anlatacağım hikayedeki olay ve kişiler sizin benim kadar gerçektir.
üniversitenin son 2 haftası ve herkes evi, çevresindekileri sallamış sınavları vermenin okulu bitirmenin verdiği huzurla hareket ediyor. tabi ki evde olan bulaşık sorunu daha da büyüyor bu 2 hafta içinde. ipin kopmasına sebep olan ''bulaşık felan yıkamıyorum ulan'' lafını kullanmamın ardından evde biriken tabak, çanağın haddi hesabı yoktur. buraya kadar normal öğrenci evi halleri dediğinizi duyar gibi oluyorum. her neyse cuma günü geldi. herkes hafta sonu memleketine kaçtı. okuğumuz şehre, memleketlerimiz yakın olduğundan hafta sonları kaçamak yapıyorduk arada. benim zeki arkadaşım onur, evde olmayacağımız 3 gün içinde ev havalansın diye camı açıp gidiyor. 3 günün sonunda eve geldiğimizde, içeri girip bakıyoruz. mutfak hariç diger odalar gayet havalı. fakat mutfakda camın açık olmasına rağmen inanılmaz derecede ağır bir koku hakim. az biraz ocağa yaklaşıp tencerenin içine baktığımızda acı tablo ile karşılaşıyoruz. yarasa tencerenin içindeki yemeği yemeye çalışmış kapak üstüne kapanmış yarım olarak çıkamamış ve ölmüş. yani ben öyle sanıyorum. belki de yemeği yer yemez öldü. yemek nereden baksanız 6-7 günlüktü. her neyse ''allahım bu nasıl bir kokudur, bu nasıl bir şanstır'' diyordum içimden. evimizde bir ölü yarasamız eksikti o da olmuştu artık. öğrenci evimiz, hakiki öğrenci eviydi yani.
1 aylık birikmiş çöp ve akabinde eve yaydığı koku.
hatta ara sıra eve gelen bir arkadaşla bir gün yolda yürüyoruz.aa burası sizin ev gibi kokuyor dedi.tabi ben önce idrak edemedim olayı.meğerse çöp kutusunun yanından geçiyormuşuz.adam haklı gerçektende öyle kokuyordu.