altı* üniversite öğrencisinin onbeş metrekare*lik odada brokeback mountain ı izlemesi.
en iğrenç sahne ise;altı arkadaşın da yarı çıplak izliyor olmasıdır.
1 aylık birikmiş çöp ve akabinde eve yaydığı koku.
hatta ara sıra eve gelen bir arkadaşla bir gün yolda yürüyoruz.aa burası sizin ev gibi kokuyor dedi.tabi ben önce idrak edemedim olayı.meğerse çöp kutusunun yanından geçiyormuşuz.adam haklı gerçektende öyle kokuyordu.
ama en iğrenci belki de hiç kimsenin başına gelmemiştir böyle bir olay. konusunu görmüşken paylaşayım. şimdi anlatacağım hikayedeki olay ve kişiler sizin benim kadar gerçektir.
üniversitenin son 2 haftası ve herkes evi, çevresindekileri sallamış sınavları vermenin okulu bitirmenin verdiği huzurla hareket ediyor. tabi ki evde olan bulaşık sorunu daha da büyüyor bu 2 hafta içinde. ipin kopmasına sebep olan ''bulaşık felan yıkamıyorum ulan'' lafını kullanmamın ardından evde biriken tabak, çanağın haddi hesabı yoktur. buraya kadar normal öğrenci evi halleri dediğinizi duyar gibi oluyorum. her neyse cuma günü geldi. herkes hafta sonu memleketine kaçtı. okuğumuz şehre, memleketlerimiz yakın olduğundan hafta sonları kaçamak yapıyorduk arada. benim zeki arkadaşım onur, evde olmayacağımız 3 gün içinde ev havalansın diye camı açıp gidiyor. 3 günün sonunda eve geldiğimizde, içeri girip bakıyoruz. mutfak hariç diger odalar gayet havalı. fakat mutfakda camın açık olmasına rağmen inanılmaz derecede ağır bir koku hakim. az biraz ocağa yaklaşıp tencerenin içine baktığımızda acı tablo ile karşılaşıyoruz. yarasa tencerenin içindeki yemeği yemeye çalışmış kapak üstüne kapanmış yarım olarak çıkamamış ve ölmüş. yani ben öyle sanıyorum. belki de yemeği yer yemez öldü. yemek nereden baksanız 6-7 günlüktü. her neyse ''allahım bu nasıl bir kokudur, bu nasıl bir şanstır'' diyordum içimden. evimizde bir ölü yarasamız eksikti o da olmuştu artık. öğrenci evimiz, hakiki öğrenci eviydi yani.
buzdolabını açtığınızda yere dökülen onbinlerce beyaz kurt. buzdolabı hiç kullanılmamaktadır. söz konusu öğrenci evinde kimsenin kimse ile ilgisi yoktur. dolabın kapağı açılır ve onbinlerce beyaz kurt yere dökülür. korkunç bir tısss sesi kaplamıştır ortalığı. kurbanda hediye edilen koca bir koyun parçasın komple kurtlanmıştır. haliyle 3 aydır dolapta alt gözdedir. herkes panikle toplanır. mutfağa kireç ve tuz dökülür, kilolarca. bakkaldan her türlü haşere ilacı alınıp, hunharca sıkılır. yetmez, en son benzin dökülüp yakılır mutfak. evet gerçekten böyle yapılır. sonra yangın tüpleri ile söndürülür. ve temizlik firması çağrılır.
günlerdir bekleyen yeşil beyaz renkli örümcek ağları görünümündeki tarif edilemeyen maddeler ile karışmış püre şeklini almış makarna. gerçekten iğrençtir, tencereyi olduğu gibi çöpe atmayı düşünürken son anda toparlanıp, tencere yıkanmaya karar verilir ve bir saat yıkanır.
yine de tatmin olamadım hala tiksinmekteyim eiöiy.
Yatağının altında kokudan yola çıkılarak bulunan ve kime ait olduğu bilinmeyen sararmış, yok yok turuncu olmuş beyaz bir erkek iç çamaşırı bulmaktır. Bir sopa yardımıyla ancak atılabilmiştir. Hiç bir gleyt fabrikan eyır oda parfümü bir hafta boyunca çare olamamıştır.
Edit: kimindi o iğrençlik yahu? Hem de benim yatağımda.
öğrencinin çeşidine göre değişir. bulaşık yıkamayı sevmiyorsa mutfakta birikmiş pis tabaklar; tuvalet temizliği yoksa iğrenç bir tuvalet görüntüsü mide bulandırıcı olabilir. ama genel olarak temizliği sevmiyorsa o evden hemen kaççç..
ne hikmetse eve alınıp kaloriferin altında uzuunca bir süre unutulan cezerye kutusunun oha cezeryeyi bulduk lan diyerek açıldığında karşınızdaki o manzara efenim böcekler mi diyelim yoksa böcekcikler mi neler neler.