Bipolar kisilik bozuklugu olan birisini çok kolay ayirt edebilirsiniz. Bu hastalarin manik ve depresif kutuplari arasinda asiri fark bulunur. Her insanin manik ve depresif hal olmak üzere iki ruh durumu vardir. Depresif halin ne oldugunu zaten biliyorsunuz. Manik halde bunun tersidir yani mutlu olmak ve o sekilde davranmaktir. Örnegin normal bir insanda numaralandirirsak manik hali 3, depresif hali -3 iken bipolar rahatsizligi olanlarda bu iki kutup 10' a -10 dur. Rahatlikla ayirt edebilirsiniz. O yüzden süphelendiginiz birisi varsa bipolar degildir. Bipolar ise zaten emin olursunuz. Süphelenmezsiniz.
zihinsel karmaşa 'moda' değildir. günümüzde insanları kötü hissettirebilecek daha çok unsur olduğundan ötürü şimdilerde depresyon daha sık görülüyor. yani bu "ay kendini topla" demek kadar kolay değil. toplayabilse yapar zaten.
bu tip bozukluklar insanı alaşağı eder. kendini de ailesini de varlığını da sevmeyebilir. bunu gerçekten yaşayan insanlarla, "ben çok şey yaşadım" tavrında olan insanları ayırt etmek gayet kolaydır, konu başlıklarını fark edersin yani.
hastalığın çevresel faktörle de tetiklenebileceğine örnek bir alıntı paylaşmak istiyorum:
--spoiler--
josh; yıkıcı, manik duygudurum oynamaları ve yeti yitimine neden olan depresyon öyküsü olan elli sekiz yaşında bir adamdır. çocukken anne-babası defalarca kariyerinde sıradışı olması gerektiğini vurgulamıştı. bu yüzden de, her zaman bir numara olma zorunluluğu hissetmişti. kendi seçilmiş alanı olan elektrik mühendisliğinde istisnai bir katkıda bulundu. çok sayıda ödül kazandı, bakanlık komisyonlarına atandı ve pek çok patent aldı. ancak, döngüsel duygudurum oynamaları giderek şiddetlendikçe josh'un atakları yükselmeye başladı. bu süreçler sırasında, yargıları büyük ölçüde bozuldu ve davranışları o kadar acayip ve yıkıcı bir hale geldi ki defalarca hastaneye yatırılmak zorunda kaldı. ailesini ve prestijli kariyerini kaybetme noktasına geldi. karısı boşanmak için başvurdu, çalıştığı şirketten erken emekliliğe zorlandı. yirmi yıllık başarı çöpe gitti.
izleyen yıllarda, josh lityum tedavisi aldı ve orta düzeyde bir danışmanlık işini yürütmeye başladı. sonuç olarak, lityuma rağmen özellikle depresyon olmak üzere rahatsız edici duygudurum oynamaları yaşadığı için tedavi amaçlı bana sevk edildi.
(arada başka şeylerden bahsediliyor)
başarının arzulanmayan bir şey olmadığını tartışmıyorum. bu gerçekçi olmaz. üretken olmak ve iyi şeyler yapmak çok tatminkar ve zevk vericidir. çok mutlu olabilmek için çok başarılı olmak ne gerekli ne de yeterlidir.
sevgi veya saygı kazanmak zorunda değilsiniz. kendinizi tamamlanmış hissetmek ve iç huzur ve benlik saygısının anlamını bilmek için bir numara olmak zorunda değilsiniz. bu kendinizi iyi hissettirmiyor mu?
--spoiler-- **
Günümüz moda hastalığı.
Olmayanı dövüyorlar Efenim!
Milletçe ne de meraklıymışız, antin kuntin tanımlı hastalıklar edinmeye.
Yok bişeyiniz be olum! Şımarıklığın adını bipolar koymuşlar işte!
Buna sahip olduğunu sanan bazı kitleler: moruq berkecan beni sevmiyo hemen kafayı kırıp ona mipolar mozukluğum olduğunu söylemem lazım ailemden nefret ediorum ok?
Ruhsal dengelim bozukluğu. Manik dönemi de depresif dönemi de kişiye son derece sıkıntılar yaşatan ruh problemi. Dönemimizde ruhsal problemleri bir statü olarak görenlere gerçekten bu hastalıktan muzdarip insanlar yaşadıkları tek bir günü anlatsın isterim.
manik dönemler her zaman aşırı coşkulu ve neşeli geçmek zorunda değildir bu hastalıkta. birebir yaşayan ve uzun zamandır tedavi gören biri olarak söyleyebilirim ki manik dönem duyguların aşırı derecede yoğun hissedildiği bir dönemdir. yani mutluysanız aşırı mutlu olur ya da aniden inanılmaz sinirlenir ve ciddi hasarlara yol açabilirsiniz. özellikle sizin ısrarla yapmak istediğiniz bir şeye engel olunursa karşınızdaki insanı kırabilir ve hatta fiziksel olarak zarar bile verebilirsiniz.
ben manik dönem yaşamayan, sadece hipomani seviyesinde kalan bir hastayım. (her ne kadar şüphelerim olsa bile)
böyle bir seviyede dahi kendimi kontrol edemeyecek kadar yoğun duyguların içinde oluyorum ve çoğunlukla ciddi öfke patlamaları yaşıyorum.
bunun dışında uykuyu tamamen unutuyorum. şu an hipomanik dönemde değilim ama yine de ilaçsız uyuyamıyorum. saat 3 e geliyor ve ben ilaçlarımı henüz almadım ve şu saatte tüm enerjimle birlikte ayaktayım. yorgunluk elbette var ama hipomanik dönemde asla yorulmuyor ya da yorulmayacak gibi hissediyorsunuz.
bu hastalığın en büyük handikaplarından biri de belki de ömür boyu ilaç kullanmak zorunda olmanız. günde 5 tane hap alıyorum ve bunlar bana uyku, görme ve cinsel bozukluklar olarak dönüyor. kan değerlerinde anormal değişimler, kilo alımı (ya da azalımı) gibi etkileri de var. tüm bunları hayatınız boyunca yaşadığınızı düşünün. seksten belki de hiçbir zaman keyif alamama ihtimalinizi hayal edin. boşalma ya da sertleşme sorunları yaşadığınızı düşünün ya da uzun saatler boyunca uyuyamayıp (ya da çok uyuyup) yorgun düştüğünüzü.
tüm bunlar gerçekten acı verici şeyler.
mr jones ve touched with fire adlı filmler bu hastalığı çok güzel anlatıyor.
merak eden varsa izleyebilir ve bu hastalığın nelere yol açabileceğini görebilir.