derdim çoktur hangisine yanayım bilmem ki. yine tazelendi yürek yarası... yahu nedir bizim bu yürek yaramız? neden sürekli birini sevme ve sevilme ihtiyacı duyuyoruz birileri tarafından? beynimizin hipotalamus lobunda meydana gelen sinirsel bir aktivite nasil da kalbimizi carpitiyor aniden?
doğrusu bu dilemmayi bilimde mi yoksa, edebiyatta mi aramaliyiz konusu biraz çetrefilli ve muğlak bir görüntü arz ediyor. Belki de bilimden anlamayan bir film senaristinin dimağından şöyle dökülüyor bu dilemma...
"toprağın ve göyüzünün
birleştiği yerde yaratılan
her şey
her zaman
kavuşmayı özler
ya çift olmalı
ya da
ölmelidir.
Acaba kavusmak istedigim ciftimin bim'deki kasiyer kiz olma ihtimali milyarda kactir?
bu kavuşma isteği,sanırım varolusumuzun derinlerinden gelen bir histeri ve zamanın varoluşundan önceki organizmayla birleşme tutkumuzun şimdiki zamandaki garabetli bir tezahürü...
Aslinda ne ego, ne cinsel tatmin arayışı, ne de maddi-manevi beklentiler...
tüm bunların da ötesinde biz o meçhul organizma ile birleşme istiyakindayiz. çünkü tek başına hep eksigiz, saskin ve kederliyiz. birileri tarafından illaki tamamlanma isteği duyuyoruz.
fakat neden bütün güzel ve yüce şeyler üzerine anlayışımız derinlestikce daha da çok batağa saplanıp bogulacak gibi oluyorum ben?
neden kaciyorum hep güzel şeylerden. aşk, ne sanat, ne edebiyat ne de müzik.. hicbir şey hayatımı tam manasıyla dolduramiyor. Benim de biri için atmaya hazır bir kalbim var, aslında herkes gibi..
Binaenaleyh, hepimizin içinde bir 'raif efendi' var. bazen yatıyor, mahzunlasiyor veya canlanıyor. bazılarında ise hiç gitmiyor.
kasiyer türbanlı kız, krep yapmak üzere aldığım dost sütün para ustu olarak 6 tane 5 kurusu gozlerimin icine bakarak avucumun içerisine saydiginda ve ellerimiz hafiften birbirine temas ettiginde dogrusu öyle bir sıcaklık hissettim ki, hemen eve gidip bir soğuk duş alasim geldi.
çünkü soğuk duş metobilizmayi hızlandırdığı gibi yağ yakımına da yardımcı oluyor. genelde insanlar yağdan korkuyor, trans yağlar tabii ki zararlı ama dost sütün yağından zarar gelmez diye dusunuyorum. hem de günlük süt.. en azından diğer uht sutlere gore günlük sütten daha maksimum verim alabiliriz.
aslında bu süt mevzusu biraz tartışmalı. zira tek kalsiyum kaynağı sanki sürmüş gibi bir algı var, oysa süt içmeden yeşil gıdalardan da gerekli kalsiyumu bunyemize alabiliriz. Bir tıbbi goruse gore de sut içmek yetişkin bir insan icin o kadar gerekli değil ama krep için şart tabii..
yukarıda pir sultan abdal'in bir deyisindeki dizeyi paylaştık. karacaoğlan da bir şiirde şöyle demekte;
"bu dünyada üc dert vardır ki uçü de birbirinden seçilmez. biri ayrılık, biri yoksunluk, biri ölüm'
tasavvuf geleneğine uzak bir halk şairi olan karacaoglan'in ölümü büyük bir dert olarak görmesi ilginç. oysa mevlana ölümü vuslat, yani kavuşma olarak görüyor.
normal, spor yapmayan insanlar kilolari başına günlük 1 gr protein alsalar yeterli. oysa spor yapanlar için bu 2 grama çıkıyor ve ülkemizde maalesef et çok pahalı. bim'in etleri de gerçekten çok kötü oluyor. saman gibi; hiç tadi yok vallahi.
aslında gdo'lu gıda popülasyonu arttikca organik tarım da ön plana çıkmakta.. özellikle sehirli üst orta sınıf dediğimiz kesim, giderek organik gıdalara yöneliyor. oysa yapılan araştırmalar organik ve organik olmayan gıdalar arasında besin degerleri acisindan sanıldığı kadar fark olmadığını söylüyor. Belki de kapitalizmin bir başka aldatmacasidir bu.
o kıza karşı hislerim organik mi, doğrusu emin değilim. türbanlı olmasına rağmen pek güler yüzlü, pek sevecen ve konuşkan bir kişiliği var. onunla çok harika paylasimlarimiz olabilir diye dusunuyorum. tabii belli bir sınır çizgisinde.. bundan sonra sık sık bim'e gidip bir şeyler alacağım. normalde hiç tarzim değildir ama onunla tanışmanın bir yolunu bulmam gerek. cesur ve özgüvenli olmak bunu gerektirir. bakalım...
belki de o kızla beraber köyde küçük bir arsa satın alır, organik yumurta ticareti yaparız diye dusunuyorum. organik yumurtanin tadı da gerçekten bi başka...
Böyle bir aşk işte bu. Sessiz ve derinden, karmaşık...
Şahsınıza içtenlikle sorulan:
-1 kilogramlık (son tüketim tarihi gelmiş) dost yoğurt bugün indirimde alır mıydınız? Ya da:
-kazandibi tatlısı (yine son tüketim tarihi gelmiş) bugün bir alana bir bedava alır mısınız? şeklindeki sorulara kayıtsız kalamayıp evi ıvır zıvırla doldurmaktır.
