ilk oynayacağım oyun rollercoaster tycoon'du. bi heyecanlandım falan. yükleyeceğim. babam evde yok tabii soramıyorum. neyse karşı binada hakan diye bi arkadaşım var, anneme çağıralım mı anne nolur ya, lunapark yapççam ama yükleyemiyorum o yüklesin dedim. neyse bu salak geldi, tamam ben halletçem dedi. mal mal bakıyorum ben de. taktı cd'yi, aybüş bu bunda takılı kalsın sakın bilgisayarı kapatma 12 saat sonra yüklencek dedi. iyi tamam ben bakarım ona dedim. tam 12 saat bekledim. babam geldi tabii o ara, söylemedim de nasıl olsa yüklenecek diye. kızım napıyosun sen burda diyince olayı anlattım, o öyle yüklenmez ya kim anlattı sana bunu böyle dedi, bir kahkahalar... iş yerine kadar salındı namım. bu da böyle bir anımdır * )
benim bir adet kazma ağabeyim olduğu için ve o zamanlar bilgisayar çok pahalı olduğu için ikimize ortak bilgisayar alınmıştı. (sene 1998 falan)
tabi erkek çocuk yetiştirmeyi beceremeyen sevgili ebeveynlerim beni de sanki çöpten bulmuşlar gibi davranıyorlardı. ağabeyim bilgisayara şifre koyuyor, onun tekelindeymiş gibi davranıp bana da lütfedip kullandırıyor falan.
neyse, bir gün evde kuzenimle otururken "acaba bilgisayarın şifresi ne olabilir?" diye düşünüyoruz. bir iki deneme yapıyoruz bulamıyoruz falan, sonunda kafamı kaldırınca yukarıda duran şapkanın üzerine "chicago bulls" yazdığını görüp bir de bunu deneyim diyorum, açılıyor.
sonra girip bilgisayarın şifresini değiştirip hiçbir şey olmamış gibi kapatıp hayatıma devam ediyorum. eve gelen ağabey deniyor deniyor şifreyi bulamıyor. ben de söylemiyorum, fena bir inat var bende intikam alayım diye sessiz kalmayı tercih ediyorum.
günlerce sessiz kalmamın ardından bilgisayarı "tamire" götürmeye karar veriyorlar, kasayı falan alıp gidiyorlar babamla. inatla şifreyi söylemiyorum ve bildiğimi de çaktırmıyorum.
bayağı bir para verip şifreyi mi kırdırdılar ne yaptılar bilmiyorum artık bilgisayar normale dönüyor. ağabeyimin bilgisayara şifre koyması yasaklanıyor, ay perisi istediği zaman özgürce takılabiliyor.
ilk bilgisayarim laptoptu. telefon gibi kullanıldığını saniyordum. kapalıyken iyice sarj edip öyle aciyor, sarji bitince gene sarja takıyordum. prize takılıyken kullanılabildiğini baya sonra öğrenmiştim.
Bilgisayar çantasında windows program cdlerini oyun cdsi sanıp yüklemeye çalışmam. Olmayınca içindeki bilgileri silip içine saçma sapan dosyalar eklemem.
bilgisayar oyunlarında crack yapmayı bılmedıgım ıcın her oyunu yukledıkten sonra açınca hata verırdı. bende oyun bozuk heralde diye sureklı gıder yenısı ıle degıstırırdım ta ki cracksizbir oyun bulana kadar.ozamanalr oyun bozuk heralde sanırdım tabi .*
ahh eskiler... arçeliğin ilk modellerinden herhalde zamanına göre sağlamdı hee hot pursuitler gta 3 ler çatur çutur oynuyodum. fakirdik ama bilgisayar sağlamdı vesselam. mallığa gelicek olursak , oyun cdlerini kolonya döküp silerdim hep gözüm gibi bakardım ashdhe. ee sonra farkettik tabi.
vay be sözlük o bilgisayarı 11 sene kullandım , son zamanlar ıstırap doluydu... format attık kurtaramadık 3 sene önce kaybettim kendisini . 256 mb ram 128 mb ekran kartı 80 gb harddiski ile garajın en bilinmeyen köşelerine atıldı. vefasızım galiba...
ilk aşama ;
* Bilgisayarın geldiği ilk gün monitörü koklayip yeniliyor mu diye isirmak
* masaüstü resmini aralıksız değiştirip bundan büyük zevk almak
* Paintin keşfi ile sonraki aşamaya geçilir:
* Bilgisayarin yanında verilen driver cd sini oyun cd si sanarak içinde ne varsa bilgisayara yükleyip hani oyun oynanmiyor diye sitem etmek.
Son aşama
Nero yu keşfedip bütün mahalle ahalisinin arabaları için arabesk yoğunluklu muzik cd si hazırlamak.
ilk bilgisayarımı aldılar. eniştem gelip microsoft office falan yüklemişti. bir heyecanla, solitaire falan oynadım. sonra annemler uykuya dalınca, birkaç hafta önceden hazırladığım (bkz: fifa 2003) cd'sini çıkardım ve taktım. next, next, next diyerek şans eseri oyunu kurdum. crack yapmayı unutma diyen arkadaşım sayesinde onu da yaptım. ve her şey hazırdı. bir buçuk milyarı fifa 2003 için verdirmiştim babama. o kadar mutluydum ki, abartmıyorum, 48 saat falan uyumadım; oyun oynadım. internet kafelerde 5-6 lira hesap öderken bir anda hep hayalini kurduğum oyunu oynuyordum.
hala fifa 2003'ün yeri ayrıdır bende.
sonra annemin zoruyla uyudum, yaklaşık 20 saat falan.