Belki o dönemler sırf pozmuş, belki kadınların saçları, şapkaları, vatkaları, erkeklerin pantolonları, çorapları, pantolona sokulan kazakları bir faciaymış, belki ABD'de Reagan, ingiltere'de Thatcher diye iki kapitalist domuz dünyanın içine ediyormuş, belki o günlerde soğuk savaşın en berbat dönemleri yaşanıyormuş belki Türkiye'de Kenan Evren ve Turgut Özal el ele ülkenin ırzına geçiyormuş ama...
ama şarkılarında, filmlerinde, kitaplarında bir ruh varmış anam ya...hepsi kitchmiş ama bir o kadar da doğalmış; hepsi basitmiş ama bir o kadar içtenmiş be anacım. MTV'de veya VHS'de bu şarkılar çıktığında o dönemin gençliğine, disko toplarına, yaşar alptekin'e, serpil çakmaklı'ya, stephen king'in altın çağını yaşadığı kitaplarına, italya'nın dünya kupasını kazandığı yıllara nedense acayip bir özlem duyuyorum, sanki 90 lar ve 2000lerde hep bir şeyi eksik yaşamışız, bir şeylerden bilerek yoksun bırakılmışız, sanki birileri bize bir kurgu hayat çizmiş, o zamanlarsa daha doğalmış her şey sanki..
saz ile coverını yapan bir abimiz ile tanıdığım harika parça. 1984 yapımı değil de 2056 yapımı deseler gelecekten gelmiş deseler inanırım. nedendir bilmiyorum hastayım bu şarkıya. https://youtu.be/DdWZKb659K0
bu orjinal klibi değil ama daha çok seviyorum.
Aman yarabbi hastasıyım. Hergün dinliyorum ve bayılıyorum tekrar tekrar. Gerçi o hergün Deniz Tekin playlisti açtığım için olsa gerek.
Buyrun şöyle bırakayım Deniz Tekin coverını: