yenildiğinde siyah yendiğinde beyaz olabilmektir.sevinmek için sevmemektir. yeri gelince ölüm sessizliğine bürünmek yeri gelincede desibel rekorları kırmaktır. yaptığı bestelerle tüm dünyaya örnek olmaktır.güncel olaylara damga vurmasıyla gazete manşetlerini siyah beyaz süslemektir.
insanlar takım gol atamıyor, iyi oynamıyor diye ortamı birer birer terkederken; yapayalnız boş sandalyelerle başbaşa da kalsan usulca takımını beklemektir, sonuna kadar terketmemektir. Beşiktaşlılık emektir.
11 nisan 89 doğumluyum bilmeyenler için biraz bahsedeyim. 11 nisan 89 bahar eylemlerinin en ateşli günüdür. Babam tekel çalışanı 3 yoldaşı ile beraber tekeli örgütleyip, cevizli tekelin nerdeyse tam kadro mitinglere katılmasını sağlamıştır.ben babam miting alanlarında iken doğmuşum yani anlayacağınız, komünist olacağım doğduğum günden bellidir.kapı komşumuz Hacer abla isim koyarken hatalı olsa da Kenan koymuşlar ismimi , Kenan evren gibi güçlü biri olayım diye ,aynı hafta içersinde oğlu askerde şehit olmuş tayfun abi hacer abla oğlunun bebekliğindeki Beşiktaş formasını bana vermiş ve cenazeye forma ile götürmüş beni annem. ilk formamda şehit olmuş birinin forması idi yani .
Ve duvarımda asılı olan hayatımı etkilemeyi başaran formadır. Benim için Beşiktaş forması kendimi bildim bileli kutsaldır.8 yaşımda ilk Beşiktaş maçına gitmiştim sanırsam Trabzonspor maçıydı biz kazanmıştık, anlatamam size nasıl bir şey olduğunu sadece şunu söylemiş olayım ilkokul öğretmenim "yeter artık, başlarım Beşiktaş'ına 1 aydır susmadın be yavrum" dedi. ilkokul boyunca hep yanımda sınıfın en tembeli oturdu kemal'dı adı ,zaten bende başarılı bir öğrencide değildim,ikimizde Beşiktaşlıydık bilmem ki eğer yanımda oturan çocuk fenerli yada Galatasaray'lı olsa geçer miydi o okulda zaman.
ilk kombinemi aldığımda 14 yaşındaydım beşiktaşımın 100. yılıydı ,yaz tatilinde marangoz atölyesinde çıraklık yaptım,kazandığım parayı biriktirip almıştım 170 milyondu yanlış hatırlamıyorsam. Eski açık kombinesiydi.Abim aldı o kombineyi elimden ,ilk maçlara kendisi gitmişti babama söyledim vermiyor kombinemi diye;biraz tartışma sonrasında "sende çalış sende al yaz tatilinde çalışıp aldı sende çalışsaydın " dedi.
Neyse ilk maçlara gittiğimde susmadan sürekli bağırmaya çalışıyordum, sonraları alışmıştım sesimi kullanmayı nerde bağıracağımı öğrendim ,90 dakika boyunca bağıracaksın yoksa olmuyor.2 sene boyunca yaz tatilinde çalışıp kombine aldım 1 senede stajdan aldığım para ile almıştım. Şimdi ben bu kadar çok severken, gençliğimi Beşiktaş'a vermişken dayanabilir miyim sürekli yenilmeye ? bir tarafından tarikatlara yakın insanlar bir taraftan mafyalar,hanginiz benim kadar sevebilirsiniz beşiktaş'ı.
Hanginiz yaşıtlarınız tatil keyfi yaparken çalışıp kombine aldınız ? ya da hanginiz 90 dakika ayakta yağmurun altında bağırdınız. Beşiktaş yenildiğinde Hanginiz geçerleri yastık altında ağladınız ya da ameliyat masasına çubuklu formalarla yatacak kadar sevebildiniz mi ?
Ruhumuz yeter dedik bir zamanlar, şimdi ise ruhsuzluğunuzla defolun gidin diyoruz.
bir beşiktaşlılık duruşu kavramı vardı bu abilerin. mesela nouma'yı fener maçında attığı golden sonra yaptığı malum hareketi nedeniyle takımdan göndermişlerdi. güzel bir hadise idi tabii. fakat aynı adamların fenerde oynarken kazandırdığı haksız bir penaltı için nobre'yi suçlayıp fenerbahçe'yi gereğini yapmaya davet ettikten sonra, söz konusu oyuncuyu transfer edip, kadıköy'deki ilk fener-başiktaş maçında kaptan olarak çıkartmaları işin başka bir boyutuydu.
her maçtan sonra bok atacak birilerini bulabilmektir. alakasız tehditlerle rakipleri ve federasyonu sindirmeye çalışırken madara olmaktır. fenerbahçe'ye kadıköy'de durmadan koymaktır. galatasaray'a ısrarla tedavi olmaktır. süleyman seba'yı çok özlemektir. muhalif olmak adına dünyayı şaşırmaktır. taraftarlığı kahve basmakla karıştırmaktır.
edit: hayır bunları yapmıyorlarmış gibi bir de seriye bağlamış eksiliyorlar. anlamadığım, eksiledin de durumunu mu değiştirdin. en fazla msn'de away olmuşundur seri eksiciler bulabilmek adına. hadi olm, kazan'a yolcu kalmasın. daha kafa çekip adam kıstıracaksınız, afacanlar sizi.