politik imajı en sağlam bir spor kulübü. gezi zamanında hükumet ile sorunlu hali takımın imajını çok yukarıya çekti. beşiktaş'ın sponsorluk antlaşmalarındaki başarısı da bu nedene dayanıyor.
"semtimiz erkek semti, aşık eder herkesi" dedirttirecek kadar güzel olan semtin ve bu semtin güzide kulübünün ismi. beşiktaş sen bizim herşeyimizsin diye bağırırken insanın gözlerinin dolmasına sebep bir sevginin objesi. nasıl budizm bir dinden çok bir hayat tarzıysa diğer takımları desteklemek sadece taraftarlıkken beşiktaşlı olmak bir hayat tarzıdır. işte bu hayat tarzının hem maddi hem manevi dünyadaki merkezi, mabedi, kabesi.
ligin hemen başında yönetim kaosu, futbolcuların paralarının ödenmemesi, transfer sıkıntıları, hoca ve sistem değişikliği ile birlikte pek tabi ki satılmış bir kaç hakem sayesinde baya baya sendeledi büyük beşiktaş ama yıkılmadı; "haydi kalk ayağa" dedik hep beraber, ayağa kalktı ve şampiyonluğa gidiyor.
bu hafta oynanan maçlar sonucu şampiyonluk yarışında, ezeli iki rakibinin önünde, fb'den 2, gs'dan 3 puan önde yarışa devam eden takım. puan olarak tablo kötü olmasa da, oynanan futbol düşünülünce gerçek beşiktaşlı'nın içini ah ettiren bir tablo.
çünkü bu takımın başına beşiktaş ruhuna sahip sergen yalçın sezon başı getirilseydi; hem avrupa'da gruptan çıkılmış hem ligde fb ve gs'ya fark atılmış hem de her maç seyir zevki veren futbol ile kara kartal'ın kanatları taraftarıyla coşkuyla kanatlanmış olurdu.
buna sebep olan ve göz yuman herkes , masa başı düzenin bilinçli ya da bilinçdışı parçası.
futbolun sahada oynanıp, güzelliğiyle kazanıldığı zamanlar gelinceye kadar tek tesellimiz ilahi adalet.
ps; sergen yalçın malatyaspor ile teknik direktör olarak ilk defa katıldığı avrupa ligi'ndeki 3 haftalık macerasında; 4 maçta 2 galibiyet ve 1 beraberlik aldı. son maçta hakem yüzde yüz penaltısını verseydi 1-0 yerine 2-0 kazanarak gruptan da çıkacaktı. elde ettiği galibiyet sayısı gs'ın 6 yılda avrupa'da elde ettiği galibiyet sayısına eşit. vizyonu da beşiktaş'ın şu anki td'si avcı'dan bambaşka bir seviyede.