bugün fenerbahçe ye yenilerek bir bakıma şampiyonlukta havlu atmış takımım.ama yine de yarın sabah uyandığım zaman tutmaktan ve her zaman savunmaktan gurur duyacağım yegane aşk.baki idi tüpçü idi önemli değil.ne olursa olsun aşkımız renklere sizlere değil.
futbolda yaşatamadığı başarıyı basketbolda yaşatacağına inandığım gerçek aşk. kendisinden hem lig hemde uleb kupasını bekliyoruz.
(bkz: uleb in yeni prensi)*
Seyircisiz oynanan maçta tiribünlerde "Ruhumuz Yeter" diye koca bir pankart hazırlatıp, herkesi etkileyebilecek şekilde tutkulu bir taraftara sahip takım.
süleyman seba döneminde gerçekten saygın bir camia olan beşiktaş, yıldırım demirören kişisinin diktatoryalığında büyük olma payesini gitgide yitirmekte, politikalarını beşiktaş'ın yararları ekseninde değil, fenerbahçe düşmanlığı ekseninde yürütmektedir. fenerbahçe'nin lehine yapılan hakem hatalarından sonra ismi lazım olmayan bir başka camia ile kutsal ittifak oluşturan yıldırım demirören ve ekibi, söz konusu diğer camiaya yapılan* yardımları görmezden gelmekte ve susmaktadır. 3 büyük kulüpten birisi olan dahası dünya kulübü olma iddiasındaki beşiktaş'a, başka bir kulübün yaveri durumuna düşmek yakışmıyor gerçektende.
galatasarayın bir uzvu ile bir gece yaşamak isteyen bir yönetim ve başkana sahip olması beşiktaşlıların talihsizliği, fenerbahçe ve galatasaray'ın en büyük talihidir.
her allah'ın günü başkanımsı yıldırım demirören'i ve yönetimini çok iyi(!) sözlerle anan taraftara sahiptir.
ulan tüpçü, bizi düşürdüğün hallere bak, "allah belanı versin" bile diyemiyoruz lan sana, format var!
29 martta oynanan beşiktaş - fenerbahçe maçındaki olaylar nedeniyle, 1 maç seyircisiz, 1 maç saha kapatma ve 80 bin YTL para cezası verilmiş klubüm.pfdk böyle muhteşem bir karar alarak bize şu mesajı vermiştir;
geçmişe dönüp baktığımda ilk aşkım diyebileceğim tek aşkım. sigaradan ve alkolden de önce gelen tek bağımlılığım. beni herkesten farklı yapan parmak izimden sonraki diğer farkım. her şeyim... (bkz: siyah uleynn)
sivasspor'u deplasmanda yenmesi ile az da olsa şampiyonluk ihtimalinin ortaya çıkması -zira kalan 5 maç da kolay-, bir takım bünyelerde hemen alerji yapan kulübümüzdür.
verilen 1 maç seyircisiz, 1 maç saha kapama cezası ise çok yetersiz. turkcell süper lig gibi dünyanın en kaliteli, en muhteşem maçlarının oynandığı; hiçbir maçta küfürün k'sinin duyulmadığı, sahaya bir izmaritin bile atılmadığı bir organizasyonda sahaya 3-5 tane pet şişe atarsanız tabii ki böyle bir ceza alırsınız. hatta biraz az olmuş bence. 10 maç seyircisiz, 15 maç da saha kapama cezası verilseydi daha yerinde olurdu.
efsane başkan süleyman seba' dan sonra beşiktaşımızda birşeyler değişmiş değiştirilmiştir. bu değişim çoğu kişiye olumlu yöndemi gözüküyor bilemiyorum. ancak ben bu değişimden şikayetçiyim.
bu değişimle birlikte bizi fenerbahçe ve galatasaray' dan ayıran özelliklerimizi kaybetmeye başladık. oysaki beşiktaş asaletin, halkın, şerefli ikinciliklerin takımıdır. beşiktaşlılık , hakemin karşı takim futbolcusuna gösterdiği haksız kırmızı karttan sonra eyyamcı hakem diye tepki göstermektir. karakartal her yerde olduğu gibi futbolda da kirlenen düzenin gereğini yapmamıştır hiçbir zaman. kirli düzene alet olmamıştır.
sinan engin lerin, yıldırım demirören lerin beşiktaş' ta işi yoktur. beşiktaş mafyanın takımı değil, halkın takımıdır.
peki bunları kaybederken ne kazandı beşiktaş?
baktığımız zaman bugün bir beşiktaşlı, inönü stadındaki tribün şovlarından başka hiçbirşeyle övünememektedir. yane övündüğümüz beşiktaşlı duruşunu kaybetmişiz ama hiçbir sportif başarıda kazanamamışız.
2008-2009 sezonunda kesinlikle kadrosunu sağlam takviyelerle güçlendirmesi gereken kulübümüz, biricik aşkımız. zira bu sezon görüldü ki, atılan net gollerimiz iptal edilebiliyor. bunun yanı sıra gelecek sezon büyük olasılıkla maçlarımız yıkılacak olan inönü yerine zeytinburnu stadı'nda oynanacak. yani içerideki maçları bir şekilde kazandıran taraftar gücü de törpülenecek. zira bu gubik stadlarda konsantrasyon ve atmosfer yaratmak zordur. diğer yandan kulübün maddi sıkıntıları da dillerde. o zaman ne yapacaksın arkadaşım? free transfer, free transfer, free transfer. yani sözleşmesi sona erecek oyuncuları bonservissiz beleşe kapatacaksın. zor bir şey değil, isteyince oluyor (rodrigo tello örneğinde gördüğümüz gibi). sat bobo'yu da 10 milyon avroya, onunla da tigana'nın tazminatını mı ödersin, ne yaparsın bilmem..
edmilson: barcelona'nın stoperi. 31 yaşında, 42 kez brezilya milli takımı'nda oynadı. katalan devi'nde hiç forma şansı bulamıyor. bu sezon sadece 270 dakika görev almış ligde. sezon sonu sözleşmesi bitiyor. öner güzel bir sözleşme gelsin.
luca vigiani: reggina'nın kanat adamı. sağ ve sol açık oynayabiliyor. 31 yaşında. türkiye'ye gelen ilk ve tek italyan federico giunti'nin ne kadar ekstra işler yaptığını hatırlarsak bu tecrübeli kardeşimizin de sağlam bir performans koyacağını tahmin edebiliriz. serie a'da son 3 sezonda 90 maç oynamış, 8 golü var.
sinan kaloglu: sezon sonunda sözleşmesi bitecek. ertuğrul hocam, 85. dakikada batuhan'ı oyuna alacağına sinan'ı alırsın. adamın şutu var, driblingi var hiç olmazsa.
----------------------rüştü--------------------
serdar k.------ibrahim t.---edmilson------tello
----------------------cisse--------------------
vigiani-----------------------------------aydın
---------------------delgado-------------------
-----------------holosko----nobre--------------
her sene genellikle ligin bitimine 7-8 hafta kala "bu sene kesin şampiyonuz, kenetlendik" babında açıklamalar yapan aynı şekilde bu 7-8 haftalık dilimde taraftarları her maçta "şampiyon beşiktaş" tezahuratı yapan ne yazık ki şampiyon olamayan hayal mahsulleri takımı.