bir resim vardır onca gürültülü görüntü arasında
hiç aklımdan çıkmayan
hani bunu mutlaka birine anlatmalı dedirten cinsten
nasıl olsa kaydedilmiş bir hayat parçası
orta yaşın hafif üstünde
düzgün bir kadın
düzgün bir yolun ortasında
düzgün bir binanın önünde bağırıyordu
ama yapmayın o daha bir çocuk
hala sırtına havlu koyasım var
vakitsiz terlemelerde üşütmesin diye
yapmayın o daha bir çocuk
ama yapmayın diyordu kadın
o daha bir çocuk
düzgün metallerle kaplanmış
ve hiç penceresi olmayan
bir cezaevi aracının içindeydi
onaltı yaşındaki çocuk
yüzü görünmüyordu çocukların
sadece bir tanesinin eli
Ekmek almaya giderken öldürülen, katledilen çocuk.
14 yaşında.
15 yaşında toprağa giren çocuk.
Anasının kokusuna doyamadan toprağa giren çocuk.
şehit edilen, melek olan çocuk değil 14 yaşında 200 küsür gün komada yatıp 16 kiloyken ölen çocuk.
kafasına gaz fişeği yiyen çocuk.
daha küçük bir çocuk.
Affet bizi berkin.
unutursak kanımız kurusun.
görevi sivil halkı korumak olduğu halde, protetocu gruplara yönelik müdahalelerde birincil görevi sivil insanların hayatlarını ve mallarını korumak olduğu halde bir çocuğun kafasına nişan alarak ateş eden polis tarafından katledilmiş(artık o her kimse) çocuk. eğer bu olay istem dışı gelişmişse taksirle adam öldürülmüş olur, bilerek ve isteyerek gelişmişse kasten adam öldürülmüş olur. ama bu olayı çeşitli sebepler ve bağlantılarla başkalarına yıkmak bana tuhaf ve anlamsız geliyor. anlamsız olduğu kadar da yanlış. bunu iki şekilde yapıyor insanlar:
1. kesim, tüm bu olayların sorumlusu olarak başbakanı gösteriyor. arkasında yatan sebep de belli, bazı demokratik hakları çiğneyerek halkı sokaklara döken en başta başbakanın kendisi. yani başbakan böyle davranmasaydı halkın bir kısmı sokaklara dökülmeyecekti. öte yandan polis teşkilatını kendisine sadık insanlarla doldurarak polisi hükümetten tarafa duruş sergilemeye zorlayan, bir yandan da onları halka karşı kışkırtan, eli kanlı adamları "kahraman" ilan eden de başbakanın kendisi. dolayısıyla bunun en baştaki sorumlusu ve daha da önemlisi, berkinin katili başbakandır diyenler var.
2. kesim ise olaya zıt yönden yaklaşıyor. onlar da diyor ki, en başta sokaklara dökülen insanların istekleri meşru istekler değildi. kendi kişisel çıkarlarına yönelik konularda bir tepki göstermek için toplanmışlardı. öte yandan, öyle olsun olmasın, bu insanlar eylemleri çığırından çıkararak, eylemleri haddinden ileri götürerek ve demokratik bir şeklin dışına çıkararak polisleri kışkırttılar ve böyle bir sonuca sebep oldular. ve onlar da yine diyorlar ki, berkinin katili gezi eylemcileridir.
her iki düşüncenin de hukuken ve hakkaniyet açısından mantıklı ve tutarlı olmadığını söylemeye bilmiyorum gerek var mı? ama yine de dilim döndüğünce anlatayım neden mantıksız bir sonuca ulaştıklarını. öncelikle belirteyim ki her iki tarafın da mantıklı bir çıkış noktası var. 1. grup başbakanın anti-demokratik, sert tutumunu dile getiriyor. diğer kesim ise protestocuların, diğer insanların mal ve can güvenliklerini tehdit eder boyuta gelmelerini eleştiriyor. her ikisi de mantıklı. iyi güzel de, burada işlenen bir fiil var ve bunun sorumluları var değil mi? nasıl oluyor da berkin elvanın ölümünü, kusura bakmayın ama böyle dandik sebep-sonuç ilişkileri sonucunda başbakanın ya da gezi eylemcilerinin üzerine yıkabiliyorsunuz? bakın sorumlu tutmaktan bahsetmiyorum, direk bu insanları katil ilan ediyorsunuz siz. ve bunu da kafanıza estiği şekilde yapıyorsunuz. yoksa berkin elvanın ölümünde sorumluluk yükleyebileceğimiz pek çok kişi, kurum var. ama katil ilan etmek? orası biraz tuhaf.
ayrıca ben bu durumun bir ikiyüzlülük yarattığına da inanıyorum. siz bir çocuğun ölümünü, katledilmesini kendi davanız için kaldırım taşı haline getirmeye çalışıyorsunuz. ya başbakana nefretinizi kusmak için bir alet olarak kullanıyorsunuz, veya protestoculara. ben arada çok büyük farklar göremiyorum.her ikisi de rezil bir uğraşı.
öte yandan asıl önemli olanın, asıl katilin gündemden düşmesine sebep oluyorsunuz. asıl katil, bu çocuğu o silahla vuran ya da vuranlardır. bu tarz olayların gezi eylemleri boyunca pek çok kez yaşandığını da hesaba katacak olursak, bu olayın münferit bir vaka olduğunu söyleyemeyeceğimiz çok açık. belli ki polis teşkilatının çok ciddi hataları ve eksiklikleri var. belli ki bizim polisimiz, elindeki silahın halkın canı ve malını korumak üzere kendisine emanet edildiğinin farkında değil. hatırlar mısınız, eylemlerde protestocunun birisi "bizim vergilerimizle alıyorsunuz o maaşı" diyerek polislere sitem etmişti. sonra da polislerden birisi bir miktar para çıkarıp "al senin bana hayrın olsa olsa bu kadardır" diyerek parayı o adama vermişti. işte sıkıntının temelini oluşturan nokta da burası zaten. biz sadece bu insanların maaşlarını mı ödüyoruz vergilerimizle? sadece bu kadar mı? bir düşünün bakalım, elinizde silah, belinizde cop, arkanızda tomayla istiklalde gezebiliyor musunuz normal bir vatandaş olarak? tutup da toplumsal bir olay olduğunda, bir arbede çıktığında tanımadığınız insanlara biber gazı sıkabiliyor musunuz? havaya bir iki el ateş edebiliyor musunuz?
biz polislere bu hakları veriyoruz. normalde elinde silahla etrafta dolaşana mafya deriz, terörist deriz, en hafif olarak maganda deriz. ama biz bu insanlara polis diyoruz. çünkü onlar bizim yetki verdiğimiz, bizi korumaları için gerekli teçhizatla donattığımız profesyonellerdir. onların bizim malımızı ve canımızı koruyabilmeleri için, suçluları etkisiz hale getirip yargının eline teslim edebilmesi için gerekli olan yetkiyi ve ayrıcalığı veririz onlara.
peki bakın bakalım, polisin gezi eylemlerinde içinde bulunduğu tutum bununla açıklanabilir mi? bir çocuk vuruluyor polis tarafından. hem de başından. daha niceleri ölüyor, yaralanıyor ya da ucuz atlatıyor bu türden saldırıları. ve bir kesim bunu savunmaya kalkıyor "yahu kardeşim siz de olsanız aynısını yapardınız" diyerek ya da "canına tak ettirmişsiniz adamların" diyerek. böyle bir kafa yapısı olabilir mi? bu insanların işi bu. bu gibi durumlar için eğitim alıyorlar. biz onlar da bizim gibi davransın diye vermiyoruz ellerine silahı. ona bakılırsa ben bir doktor da değilim. dolayısıyla kalbi durmuş bir insana nasıl müdahale edeceğimi bilemeyebilirim. veya cerrahi operasyonları nasıl yapacağımı bilemem. ama ben bilemem diye, ne yapacağını bilemeyip bütün hastalarının ölümüne sebep olan bir cerrahı da "ben olsam ben de kurtaramazdım" diyerek haklı çıkaramam.
toplum olarak meseleleri ne zaman aklı selimle çözmesini öğreneceğiz bilmiyorum. ama bu büyük bir sıkıntı. bu kafa yapısı öyle tehlikeli ki, bir asır önce işlenen bir suçtan dolayı o olaydan haberi bile olmayan bugünün insanlarını yargılatabilir size. asıl katili bir kenara bırakıp, asıl suçluları, ve sorumluları bırakıp binlerce km ötedeki hayali düşmanlarınızı sorgulatabilir. aman diyeyim. uzak durun.
katili önce kendisini bu terörizm olaylarına katılmaya gönderen terörist sempatizanı anası babası, sonra da seve seve bu terörizm olaylarını başlatan vatan hainleridir. el birliğiyle bu çocuğu katlettiler. şimdi de utanmadan daha zavallı çocuğun vücudu soğumadan üzerinden siyaset yapıyorlar.
bir takım insan görünümlü vicdansız piçlerin ağzına sakız olmuş rahmetlidir. çocuktur. ekmek almaya giderken polisin attığı gaz kapsülü kafasına gelmiştir. seni beni korumakla yükümlü polisin hedef gözeterek attığı gaz.
pkknın öldürdüğü kişilerde üzülmediniz diyenler, diyarbakırda barzani ile kolkola olan megri megriciler siz değil misiniz? doğu turkistan için devlet düzeyinde ne yapıldı?
insanların samimiyetini sorgulamak sana mı kaldı?
bu çocuğun katili devlettir. insanlar yasal hakları olan protestolarda orantısız şiddet görürken, polis sözümona destan yazarken ekmek almaya giden berkin bir polis tarafından öldürülmüştür. emri veren de itiraf etmiştir. velev ki eyleme katıldı devletin bir çocuğu öldürmeye hakkı yok.
sen "ono özölmödönöz derken" önce bi ağzına aldığını çıkart, sonra şimdi bu yaladığım devlet bu kişileri niye koruyamadı, bu kişilerin katili ile neden ve neyin pazarlığını ediyor bunu düşün sonra insanların samimiyetini sorgula.
daha hala eylemlere katıldı katılmadı tartışması üzerinden ölümü haklı gösterilmeye çalışılan çocuk. tekrar ediyorum kafanıza dank etsin diye, çocuk.
"eyleme katılmış, öyleyse öldüğü iyi olmuş". "ethem sarısülük terör örgütü mensubuymuş, öldüğü iyi olmuş". "solcuymuş, iyi ki ölmüş."
sizin kafanızı, zihniyetinizi, aldığınız eğitimi sikeyim.
bak bakalım binlerce masum insanı, çoluk çocuk, asker, sivil demeden on binlerce insanımızı öldüren adam nerede şu anda? astık mı? kestik mi? kazığa mı oturttuk? hayır. ceza sarayında paşalar gibi dinleniyor, bir yandan da hükümete akıl veriyor, yeri geliyor ayar çekiyor.
bir suçun cezasını verecek kurum, polis teşkilatı değildir. daha "halkın malını ve canını korumak" görevini dahi yerine getiremeyen, neden bu kadar gaz sıkıyorsunuz diye sorunca "naapıyım, osurayım mı?" diye cevap veren bir dingil tarafından yargılanamaz innsanlar. cezaları infaz edilemez.
daha yargının ne olduğunu bilmeyen insanlar var. çok yazık. biliyorum çoğunuz 15-16 yaşlarında çocuklarsınız. ama biliyorum ki aranızda yirmili otuzlu yaşlara gelmiş, hatta daha da yaşlı başlı adamlar var. çoluklu çocuklu olanlar var. sözüm onlara. azıcık çalıştırın şu saksıları. bir düşünün en azından "madem bizim polisimiz kimin hangi cezaya çarptırılacağını biliyor, bunu da gayet güzel yerine getirebiliyor, o zaman biz neden yargıçlara, hakimlere, savcılara, avukatlara bu kadar para ödüyoruz?" diye. en azından bunu düşünebilecek kadar kullanın şu beyninizi. tabi bunun için insanda biraz da vicdan olması lazım.
Sol kesimin ölmesini dört gözle beklediği ancak ne akpartililerce ne de solcularca ölümüne zerre kadar üzülünmeyen, masum veya değil sonuçta hayatını kaybetmiş bir insan evladıdır. Allah anne babasına sabır versin. Üzerinden pirim elde etmeye çalışan, intikam diye höykürüp ortalığı velveleye veren orospu çocuklarının da bin belasını versin. Berkin öldü diye Akpartiye oy veren arkadaşına düşman kesilecek kadar adisin ama senin götünü yaladığın CHP, MHP, bdp, ip, tkp, kolektifler gibi adları aklımıza gelmeyip burada zikredemediğimiz aynı bokun laciverdi bilimum orospu cocuğu topluluklarını haklı göstermeye çalışarak mı savunuyorsun sen berkini.
Hassiktir oradan lan.
"üzerinden siyaset yapıyorlar" diyen vicdan yoksunu insanları gösteren çocuk.
kimse siyaset yapma derdinde değil, herkes ağlıyor.
ben gözyaşlarımı klavyeden silerek yazıyorum,
"emri ben verdim" dediği geliyor aklıma sadece, siyaset yapmıyorum,
ama
"destan yazıyorlar" dediği geliyor aklıma, siyaset yapmıyorum, yapmıyoruz
ama
aklıma hastane önündekilere "müdahele" ettiğiniz geliyor aklıma, siyaset yapmıyorum,
ama
"aliyi arkadaşları dövmüştür" dediğiniz geliyor aklıma, siyaset yapmak değil niyetim-iz,
ama, geliyor aklıma
"çocukken ekmek alışlarım" da geliyor aklıma benim, kartopu oynadığım günler geliyor,
"anne arkadaşımı eve getirebilir miyim" dediğim geliyor aklıma, aynı elvan gibi,
kapıya arkadaşlarımla su içmeye gelişlerim geliyor, top oynuyorduk 14 yaşındayken,
niyetim siyaset yapmak değil onun üstünden, alçaklık onun üstünden siyaset bile yapmaya tenezzül etmemekte, alçaklık ziyarete dahi gitmemekte,
bir de bulutlar gelince benim aklıma, hemen yağmur yağıyor.
berkin ÖLDÜ ama olsun; bilal' in 100 milyon avro'su oldu, ebru gündeş' in çocuğu babasına kavuştu. bunlar bize teselli oldu. düşünsenize ya bilal' in 100 milyon avro olmasa ya ebru gündeş' in çocuğu babasından uzak yaşasa ne kadar üzülürdük ne kadar ağlardık öyle değil mi?
Ölen masum bir çocuğun ardından "oh olmuş", "ne işi varmış" gibi saçmalıklarla nefret kusan, insanlıktan nasibini almamış, her bir insan hayatının kıymetini kavrayamamışlarla boşuna muhattap olup sinirlerinizi bozmanın, o tip şeyleri de paylaşarak nefreti körüklemenin bir faydası yok.
“Karanlık karanlığı defedemez: bunu sadece ışık yapabilir.Nefret nefreti defedemez: bunu sadece sevgi yapabilir.„
— Martin Luther King Jr
iyiler daima kazanır, kaybettiklerinde bile. Siz sadece iyi olmaya devam edin, aydınlık er ya da geç kendiliğinden gelecektir.
katillerinin içi rahat bir sekilde uyumamasını dilediğim çocuktur.
Çocuk lan bu çocuk allahın belası pislik insanlar.
Sana saldıran molotof atan çocukları korumaya alıyorsun onlar kandırılıyor diyorsun da küçücük çocuğun ölümünü meşru kılıyorsun. Neden sırf gezi direnişinde görüldü diye.
Sizin hiç mi vicdanınız yok ne biçim müslümansınız?
Berkin ölürken suriyeli çocuklar diyorsunuz. Siz hangi ülkede yaşıyorsunuz allah aşkına?
Banane lan suriyeden bana ne iraktan. Sana tarih boyunca hiç yardım etmiş mi araplar? Hep arkandan vurmamış mı?
Hadi ben yaşamıyorum bu devlette bilmiyorum tam olarak düzenini ama görmüyor musun sokakta aç kalan vatandaşlarını ankaranın soğuğunda banklarda yatan insanları?
Hiç görmediniz mi çöpleri karıştırıp içinden yiyecek bulup yiyen insanları? Bunlar senin vatandaşın gavat. Hiç büyük şehirlerde pazar toplandıktan sonra çöp diye atılan yiyecekleri toplayan insanlar görmediniz mi? O insanların başını sokacak bir yeri bile yok. Bir de belediyeler utanmadan kış aylarında sokaklara soğuk havalarda evsiz görürseniz bizi arayın diye yazı asıyor. Allah hepinizin belasını versin.
Hala suriyeyi düşünün.
Sizin haklarınızı çiğneyen yok eden adama karşı sizi savunan insanlara terörist deyin, gerçek sehitlerinize kelle diyen bir başbakana ilah gibi tapın.
Insanlık ne kadar ucuz bir şey şu ülkede ulan küçücük çocuk ölmüş siz hala hakediyordu diyorsunuz. Keşke o sizlerden birinin çocuğu kardeşi ölseydi de anlasaydınız.
Gezi eylemlerinde sadece eylemcilere mi saldırdılar sanıyorsunuz kodumun çocukları ulan polis ankarada belediye otobüsünün içinden inen insanlara doğru biber gazı sıkıyordu. Hadi beni geçtim yanımda ikiz çocuk sahibi bir anne vardı o çocukların suçu neydi? Işe, okula gitmeye çalışan insanlar çevredeki iş yerleri her yer etkilendi.
Gece amaçsızca biber gazı sıkan polisler vardı.
Ama haketti değil mi ölmeyi bu insanlar.
Allah hepinizin belasını versin azıcık vicdan ve korku versin içinize. O insanlar sizin ne malınıza ne canınıza ne de namusunuza göz koydu.
Sen kimsin ki kim ölecek kim kalacak karar verebiliyorsun. Ilah mısın?
Türkiye cumhuriyeti devleti böyle koyunlar yetiştirdiği için kendiyle gurur duymalı, bravo.
allah rahmet eylesin, o silahi atesleyeninde o emri vereninde o cocugu o meydana cikartaninda allah cezasini verecektir lakin bu sozluk hiyarlarina sesleniyorum, birakin su artistik hareketleri yok aglamismis yok ici parcalanmis oburu siirler yazar beriki guzellemeler. lan ne zamandan beri bukadar humanistsiniz? hayir ekmek almaya cikmisti sadece diyerek cocugu yuceltmiyorsunuz masumlastirmiyorsunuz. o cocugun orda ne yaptigini hepimiz cok iyi biliyoruz ama o olmus artik cok mu onemli ekmek almaya yada polis taslamaya gitmis olmasi.
burda polis nekadar sucluysa o cocugu o alana getirip eline taslari verende okadar sucludur. kimse masum ayagina yatmasin. masum olan tek kisi vardi o da oldu...
edit: ha buarada goruyorsunuz cocugun olumune kimlerin "uzuldugunu". nede guzel itiraf etmis humanist duygularini, banane diyor suriyede olen "cocuk"tan. berkine ise o daha bir cocuktu diyor. araplardan bize ne diyor. ordakiler insan degil diyor. ama berkin cocuktu.
geleceğini çalanlar ve anne babana evlat acısı yaşatanlar bunun vebalini ödemeyecekse,
çalmadığın çırpmadığın öldürmediğin halde eğer bu ülkede terörist diye sana deniyorsa,
bir çocuğun ölümüne sevinebilenler, oh olsun diyebilecek kadar vicdan, onur fukaraları varsa,
fakat, sen tüm bunlara rağmen, esasında, herkesin içine ateş gibi düştüysen,
ve işte tam da bu yüzdense bu kadar hırçınlaşmaları tutuşmaları insanlıktan çıkmış gibi davranmaları,