bireyin elinde kor tutabileceğini, çiğ tavuk yiyebileceğini anlamasını sağlayan sorunsaldır, evet.
babayla birlikte ayda bir berbere gideniniz çoktur küçükken. dükkana girilir sıra vardır, içerisi dumanaltı olmuştur. baba bir gazete alır okumaya başlar. küçük evlat da efendi efendi çevresini gözlemlemektedir. berber kişisi muhabbet yapar.
sıra baba-oğula gelir, hadi oğlum sen geç otur komutu altında berber çırağının getirdiği tahta, berber koltuğuna yerleştirilir ve çocuğumuz oturur, önlük bağlanır, boyna iğne batar gözler yaşarır ama ses çıkmaz, acı yok telkinleri verilir bilince.
berberimiz fıssık fıssık su sıkar saçlara öne doğru taramaya başlar saçları, nasıl olacak abi diye sorar sonra babacığa.
-kısaltalım
cevabını alır ve kırpma işlemine geçilir. sıra kahküllere geldiğine berberin elinden gelen pis koku burun direğini sızlatır çocukcağızın sesi çıkmaz. berbattır koku, ulan çek git çek git!!
üstüne üstlük berber, küçük görüp salak kız muhabbetlerine girer. yenge nasıl falan diye. zoraki gülüşler aynadan arkada gazete okuyan babaya atılan kaçamak bakışlar, kokudan büzüşmüş dudaklar, saç girmesin diye kapanan gözler birbirini takip eder.
gözler bir açılır kocaman bir soğan, küçük çocuk bayılmıştır ayıltmaya çalışmaktadırlar.
+ heh koklat abi dur kolonya getir rıza!
kolonya burundaki kılcal damarları yakar da yakar soğan gözleri yaşartır.
o mülayim çocuk gitmiş yerine chucky gelmiştir. her yeri kan olmuş dükkanın önünde elinde bir ustura sırıtmaktadır.
berberin gördüğü son film şerifi arog'dandır. (bkz: tüh sigaradan gitti)
bu da böyle bir anım sözlük, sonra ne mi oldu? 6 ay yatıp çıktım.