bazen tolere edilebilir ölçüde sapıtan yazar. sanırım bunun da farkında. kendisine iki çift nasihatım olacak. abi senin derdini ben biliyorum ben de o dertten muzdaribim ama aradığın dişil bünyelerden burada bulunmaz ki. klavyede dokunduğun her tuş geçen zamanın habercisi, burada vakit harcayacağına perspektifi genişletip açık arazide ceylan avına çık derim...
not: adam ne güzel yazıyordu, ortamı şenlendiriyordu..şimdi ne alaka çaylak yaptınız ki...
uyuştunuz mu lan okurlar? neymiş, uyuşturuyormuş değil mi, sağlam afyon ha?
fareye gelince;
çağımızın ünlü filozoflarından yiğit özgür'ün " kedi fare! fare! fare kedi!" diye kendini ortadan ikiye bölenlerle ilgili çok mükemmel bir analitik saptaması vardır:
- bey, kalk mutfaktan tıkırtılar geliyooo
+ boşver hanim faredir, takma kafana siktir et faredir, salla gitsin yorma kendini faredir, zamanını harcama ko götüne faredir...
- ay yeter tamam!
+ neymiş...?
- fare
+ ko götüne...
"bugün neler yazmış acep?" diyerek bir heves detaylarını arattığım, ardından sol frame de beliren ' bulunan başlıklar: 0 başlık ve bişey yok! ' yazılarıyla afalladığım, gidişi suskun olmasına rağmen döneceğine pek ihtimal vermediğim, suskun gidişlerden sonra muhteşem dönüşler yapma peşinde olmadığını düşündüğüm, sadece ve sadece entryleri ile kendini önemli kılmış * eski yazar. yapmasaydı iyiydi...
(bkz: ahmet necdet sezer/#2221678)
ahmet necdet sezer'in sevilmesinin neredeyse sadece ülkemizde gelenekselleşmiş ikiyüzlü ve çıkarcı siyasetçi tiplemesinin çok dışında birisi olmasından kaynaklandığını ve bu kişinin asla siyaset yapamayacağını algılamak istemeyen yazar.