Kitabı okuma sürecim boyunca 90 yaşındaki bir adamın 14 yaşında bir kıza aşık olabilme ihtimalini kendi içimde betimlediğimde, zihnimin süzgecinden "ödüle layık görülmüş bir kitap" olarak geçirdiğimde de konusunu geçerli görebilecek herhangi bir sebep bulamadım. Kafamdaki yol pedofiliden başka bir yola çıkmadı.
Takdir okurun haliyle.
Takdirini almış. Sorun, objektif olup o yıla ait düşünebilmektedir belki de.
15 yaşında okumuştum. güzel bi kitaptı. Belki o zamanki bilinçsizliğimden belki de bana öyle gelmediğinden hiç pedofiliye yormadım ben okuduklarımı.
O yaşımda beni Hayata dair bazen dramatik olsa da yormayan ve zevk verecek sorgulamaların içine sokan bir kitaptı. biraz da o yaştaki muhafazakarlığımla bana cinsellik denen cezbedici ama yasak bölgeyi merak ettirmiş ve yaramazca şeyler düşünmenin suçluluğunu hissettirmişti.
Bunu yazan kişiyle yüzyıllık yalnızlık kitabını yazan kişi aynı değil sanki.
Topluluk içinde okuduğunuzu görenlerin tuhaf tuhaf size bakacağı kitaptır. Ne ilginçtir ki her gün ağzından orospu kelimesi eksik olmayanlar isminde orospu geçen kitabı garipsiyorlar.
Bana kalırsa içinde pedofili değil de daha farklı şeyler barındıran bir kitap.
Ayrıca marquez 1982 yılında nobel ödülü aldı ama bu kitap 2004 yılında yayınlandı.
marquez'in bütün eserlerinde olayların gerçek mi yoksa hayal mi olduğu hep birbirine karışır ve her romanını bitirdikten sonra neye inanacağımızı şaşırmış durumda kalırız. anlatılanların gerçek olup olmaması bir zaman sonra önemini yitirir ve biz marquez'in anlatımına hayran kalmaya devam ederiz.
bu romanda da kızın yaşının hiç önemi yoktur, önemi olan bu kız üzerinden marquez'in aşk üzerine aklından/hayalinden geçirdikleridir.
marquez latin amerikan edebiyatının yazılı meddahıdır.
Okuması zor bir kitap, yazar . Bit kitabı okurken istemsizce baş kahraman ile empati yaparsınız , Bazı olaylara karşı acaba ben ne tepki verirdim ya da neden bu tepkiyi verdim şeklindeki iç sorgulamalari bu yazarın kitabında yaptığınızda kötü hislerle karşılaşıyoruz . Toplumsal ahlak kuralları ve dogmalar.
Tabi toplumun pedofili vb.marquez kitaplarında geçen konulara yaklaşımı ise ironik ve incelenmesi gereken bir konu.
Bu kitabı bir akrabam sahaftan almıştı galiba ben de ondan hediye almıştım. Benim için ilginç olan yönü tanımadığımız eski sahipleri tarafından kitabın en arka sayfasına yazılmış ibrahim Tatlıses şarkı sözleriydi. Belki de Gabriel Garcia Tatlıses.
Marquez'in "bir kaçırılma öyküsü"nün ardından gelen en kötü ikinci kitabıdır.
Hikayelerde büyülü gerçekçilik, yazarın diğer eserlerindeki özgün üslup yoktur.
Üslup sade ve olgundur, ama konular tekdüze ve itici bir yörüngede döner: bir adamın kerhane maceraları.
Yüz yıllık yalnızlık, kırmızı pazartesi, albaya mektup yazan yok gibi eserlerin sahibine yakışmamış. Son kitabıydı yanlış hatırlamıyorsam.
Gabriel Garcia Marquez Kolombiyalı, bu kitapta 90 yaşındaki bir adamla 14 yaşında bir yeniyetmenin ilişkisini anlatıyor...
"Doksanıncı yaşımda, kendime bakire bir yeniyetmeyle çılgınca bir aşk gecesi armağan etmek istedim. Aklıma Rosa Cabarcas geldi, hani şu gizli genelevinde eline bir yenilik geçtiğinde hatırlı müşterilerine haber veren kadın. Daha önce öyle şeylere ya da onun baştan çıkarıcı müstehcen önerilerinin hiçbirine asla kapılmamıştım ama benim ilke sahibi biri olduğuma hiç inanmazdı o. Ahlâk da bir zaman sorunudur, derdi, yüzünde hınzır bir gülümsemeyle, görürsün bak...
Çevirisinin düzgünlüğü insanı şaşırtır ve sevindirir.
Bu arada bazı orospular yukarıdaki entry'i eksilemiş. ne bu kitap düşmanlığı? Sizin adınız geçmiyor diye ona mı sinirlendiniz.
Büyük heveslerle okumaya başladığım ve bitirdiğim kitaptır. Nitekim yazarı nitelikli ve kaliteli biri.Fakat kitapda buram buram tek bir duyguyu hissettim .