"so simple a phrase like 'maybe we should be just friends' turns into a glass splinter working its way into your heart."
yani
"belki sadece arkadaş olmalıyız gibi basit bir terim bile kalbinize saplanan camdan bir kıymığa döner."
o yalnızken yanındaydınız, ona hep farklı bir sevgi duydunuz. bunu bazen belli etmek için her şeyi yaparken bazen hissettiğini düşünüp soğuk davrandınız. neler yaşadığınızı hiç bilmedi. sevgilisi gitmişti, üzmüştü onu ama bunu siz asla yapmazdınız. çünkü içini dışını bilirdiniz onun. ne yaparsa yapsın kabul edilebilirdi gözünüzde çünkü arkasında yatan nedeni görebilir onu kusurlarına rağmen sevebilirdiniz. sevdiniz de zaten.
saatlerce süren konuşmalar, sürekli beraber bir yerlere gitmeler, duygusal olarak patladığınızda birbirinizi teselli etmeler, hepsi yeterli gibiydi başında, ama olmadı. daha fazlasını istediniz. "beni anlayan tek sen varsın." dediğinde gözlerinin içine bakarak yalvardınız "lütfen bu işkenceyi yapma bana.." diye ama o durmadı. sizi ne kadar çok sevdiğini söyledi. sevgilisi gidince içine düştüğü boşluğu sizin dostluğunuzla hatta bazen bilmiyor gibi davrandığı ona duyduğunuz aşk ile doldurmak istedi. ama asla dolduramazdınız ki, sizin istediğiniz şekilde olmazdı.. onun için güvenliydiniz. sığınaktınız. sonra bir gün beraberken ağlamaya başladı. çevredeki insanlar o duyarsız o rahatsız edici bakışlarıyle ona bakıyordu. sarıldınız oturdunuz orada. konuşmadınız ama mutluydunuz. orada kollarınızdaydı. saçının kokusu, boynunuzda hissettiğiniz nefesi ve gözyaşları..
ama her şey değişti. eski sevgilisi onu aradı sevdiğini, geri istediğini söyledi. ona dur dediniz. gitme dediniz. lütfen dediniz. size garip bir şekilde baktı. ve sonunda "seni seviyorum.. lütfen ona gitme seni üzeceğini biliyorum sen de biliyorsun yaptıklarını unutmak isteyebilirsin ama unutamazsın ki.." dediniz. ve cevap?
açıklaması:
ya işte yanımda kal ben sevgili bulana kadar,bana çay ısmarla tost yedir beraber sinemaya tiyatroya gidelim.beni evime bırak evimden al,ama sevgili bulunda biraz uzaklaş.olandır.
en klasik baştan savma cümlesidir. bazen gerçek anlamı kastedilerek söylenilir, o zaman karşı taraf için oldukça yıkıcıdır; umutların boşa çıktığı andır. çünkü genelde bir kez arkadaş olunan insan hep öyle kalır.
hayatımda duyduğum ve bir çok kişinin de duyduğu en sinir bozucu ve hayal kırıklığı yaratan durumdur.bu siniri bozulan kişinin bir gün bu cümleyi kurmayacağı anlamına gelmez.empati önemlidir.
görme ulan görme, öyle göreceksen görme, siktir git ne yapıyorsan yap ama görme, ulan dürüst konuş, istemiyorum gitsin de, çok mu korkuyorsunuz bizden, yok deyince kalbimiz kırılıp intihar mı edeceğiz sanıyorsunuz, çek sen bana siktiri ben de aynısını çekerim sana. ne lan öyle arkadaş görüyorum, görme ulan görme. siktir çek ama görme...
"seni istemiyorum ama umudunu da kırmak istemiyorum" düşüncesiyle karşı tarafın umudunu yitirmemesini sağlamaktır. kadınların ne istediğini bilmediği buradan da açıkça görülmektedir.