ben görmediğim allah a inanmam

entry137 galeri0
    116.
  1. inanmazsan inanma niye başlık açıpta duyurmaya çalışıyosun.
    0 ...
  2. 117.
  3. kitab'ın hiçbir muhkem ayetinde "kullarım kusura bakmayın ama ben size kendimi göstermem, göremezsiniz, lamı cimi yok karışmam ha" denmediği için doğruluğu kadar yalanlanışı da bir tevil olarak kalacaktır.
    zaten tevil olmadığını söyleyen kim?
    "senin tevil maval, benim tevil güzeldir al" bu mudur yani?
    0 ...
  4. 118.
  5. temel kıstası allah'ı görmek ve ya görmemek üzerine kurulu bir söz ise şayet, hani tevilsiz gideceksek;

    --spoiler--
    Sen ancak o zikire/Kur'an'a uyan ve görmediği halde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. Böylesini, bir bağışlanma ve seçkin bir ödülle müjdele! (yasin 11)
    --spoiler--

    ve

    --spoiler--
    Görmedikleri halde Rablerinden ürperenlere gelince, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.(MÜLK 12)
    --spoiler--

    ne müteşabih ne de tevil var alın size kapı gibi muhkem ayet. şimdi bu ayetlere göre temel kıstas ''allah'ı görmeden inanmaktır dolayısıyla ali'nin bu sözü batıldır'' gibi bir tevile mi kalkışayım? bunun mantığı olur mu? bence olmaz, sizlerdekinin olmadığı gibi.

    dedim ya anlatmak istediğimle anlamak istenilen arasında dağlar kadar fark var. sorun orada.

    edit: amaç tevil yarıştırmak değildir. tevili ortadan kaldırmaktır, yani kur'an'ın ana metodu, muhkemlik.
    2 ...
  6. 119.
  7. yasin suresi 11. ayet ve mülk suresi 12. ayet ile çürütülemeyecek hz. ali'den rivayet edildiği iddia edilen söz.
    bu iki ayette de "görmemek" olarak çevrilen, meal edilen kelimeler "gayb"dır; "gayb"ı "görülemeyen" olarak meal yapmak da ancak bir tevil olabilir.
    sen ancak o zikire/kur'an'a uyan ve gaybdeki rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. böylesini, bir bağışlanma ve seçkin bir ödülle müjdele! (yasin 11)
    gaybdeki rablerinden ürperenlere gelince, onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.(mülk 12)
    "görmek"ten sadece görme duyusunu algılayana da diyecek pek bişy yoktur herhalde.
    0 ...
  8. 120.
  9. eğer allah senin parmağınla gösterebileceğin küçük ve basit olsaydı, ucunu bucağını bilemediğln bir çok sırrını çözemediğin bu evreni yaratamazdı.
    0 ...
  10. 121.
  11. 122.
  12. tevilin de bu kadarı...
    şimdi de arapça dil kuralından bir giriş yapılmış. zaten allah adına yalan uydurmanın bir diğer tekniği de kur'an'da kavramların grameri ile oynamak. hatırlar mısınız bilmem, bir hakkı yılmaz vardı, salat'a yani namaza ''eğitim kurumları açmak'' diye anlam vermişti. tabi gayb mevzusu bunun kadar dehşet değil ancak yanlış. çünkü; gayb arapça bir söz olarak 5 duyuya hitap etmeyen algılanması imkansız (görememek,duyamamak tahayyül edememek)olana işaret eder ve GAYB-I MUZAF GAYB-I MUTLAK olarak ikiye ayrılır. peki gayb'a ne anlam vereceksiniz? bilinemeyen, anlaşılamayan? sizce bunlar ''sizi ve her şeyi yaratan rabbiniz'' tezine muhalif düşmüyor mu? agnostik bir kur'an çıkar karşımıza o vakit.
    gaybı yine gayb olarak çevirirseniz algılara hitap edemezsiniz. kur'an'ın çevrilmesinin bir metodu vardır bu metod orijinal dildeki algısal karşılığın birebir aynısı olmak durumundadır. şimdi de gramer dersine mi başlayacağız?
    gayb'dan ne anladığından kendisinin bile haberi olmayan birine ne anlatsak ne desek boş.

    edit: yarın devam etmek kaydıyla cümleten hayırlı sabahlar.
    1 ...
  13. 123.
  14. duyum ve algı ayrımına gitmek gerekecek.
    duyum: duyular tarafından alınan ve işlenmemiş veriler.
    algı: beynin duyu merkezinde başlamak üzere bunları yorumladığı hali. kişinin ruh hali, psikolojik geçmişi, bildikleri ve yaşam tecrübeleri gibi birçok etken tarafından şekillendirilir ve "öznel"dir. "tevil" ya da "yorumsama" dediğimiz şeyi de algılar yapar.
    evet, "duyusal bilgi" olarak allah gözlemlenemez, görülemez, duyulamaz.
    gayb da "duyusal bilgiler aracılığıyla bilinemeyen" demektir düz bir çeviriyle.
    algılar ise bundan farklıdır. duyu verilerinin yorumlanmış halidir.
    görme duyusunun algılar ile yorumlanmış hali kastediliyor "görmediğim" derken. duyumlardan, duyusal bilgilerden bahsetmiyor; gayet açık.
    1 ...
  15. 124.
  16. zaten kabe de her yerde olduğu için "neden kabeye doğru namaz kılıyoruz" denilerek pek de özelliğinden bişy kaybetmeyecek cümle.
    soralım o zaman "kabe nedir?"
    neden namaz sırasında "hedef kıble"dir?
    1 ...
  17. 125.
  18. 126.
  19. Beynini göremediğimiz için beyni olduğuna inanmadigimiz kişi beyanı.
    2 ...
  20. 127.
  21. bir teist klişesi olan o zaman beynin de yok gelir bu sözün devamında.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük