gururla söylediğim cümledir.
her sene futbolda, basketbolda, voleybolda, yüzmede, kürekte ayrı takımları değil, sadece fenerbahçe'mi desteklerim.
25 aralık tarihinde gerçekleşen büyük fenerbahçe mitinginde evren topaloğlu, sinan demir ve emre çakmak müthiş bir video hazırladılar. taraftarı, sanatçısı, futbolcusu, efsanesi herkes var videoda.
ben fenerbahçeliyim;
sarı-lacivert renklere gönül vermiş,çubukluyu üniforma kabul etmiş,saraçoğlunu mabed bilmiş birisiyim. takımımı sonuna kadar destekleyen,cebimde ki son parayla bilet alan,5 atsa da 5 yese de "fenerbahçe buraya" diye bağıran taraftarım. salon salon, stad stad gezip, gerektiğinde kaldırım da bile destek veririm.
2 kez son maçta şampiyonluğu, defalarca finalde kupaları kaybetmeme rağmen şikeci damgası yerim. gittiğim her şehirde sebepsizce küfür yerim. bilet kuyruğunda veya deplasman tribününe girerken itilip, kakılırım. hakaretler işitirim. 3 saat boyunca kapıda bekletilirim.
yasalar benim için vardır. cezalar, yasaklar benim üstümde denenir. her zaman suçlu gösterilirim. ama bunların hiçbiri beni sevdamdan uzaklaştıramaz.
topuk yaylasında, caddede, salonlarda, stadlarda ve kaldırımda her yerde ben varım. üzerimde çubuklu forma ile armanın peşinden giderim. beni pek sevmezler. düşmanım da boldur. rakibim kim ise onun tarafında olurlar.
benim ise tarafım tektir. fenerbahçe'dir. ve tarafı fenerbahçe olmayan bertaraf olur.
ben çubuklu'ya ruh veren kişiyim. tribünde haykıran taraftarım.
sahada "onur mücadelesi" veren futbolcuyum. emeklerine leke sürülmeye çalışılan "kocaman yürekli" aykutum. ben lefterin elini öpen alexim. ben ordinaryus lakaplı lefter'im. ben şeytan rıdvanım, serkan acarım, alpaslan eratlıyım, oğuz çetinim. ben çubukluyu onuruyla, gururla taşıyan binlerce sporcuyum. ben fenerbahçe' nin kurucusuyum. ben fenerbahçe'nin "tek" sahibi olan taraftarıyım.
ve ben tribünde avaz avaz bağırıp "kanaryasın sen bizim canımız" diyen on binlerce insandan biriyim.
adam alıp satmanın sadece futbolda olmadığını eskiden beri bilirim...
başta olanların yavşaklıklarına da hiç yabancı değilim...
hangi "yönetme" koltuğunda olursa olsun kendinden olanlara acımayıp salak yerine koyanları da çok gördüm.
yenilgilerde de başarılarda da nasıl vazgeçmediysem,
kendini ak kaşık gösterenlerin iki gazıyla gerçekler değişmeyeceğine göre
bir gün gelip tüm "tü kaka" denilenlerin yine baştacı edildiğini çok iyi bildiğimden,
fenerbahçeli olmaya da devam edeceğim...
sürekli aşağılanmaya çalışılan bir kulübe
aşık olmak nedir
hiç bir zaman anlayamayacak insanlara rakibim.
başka spor kulüplerinin,
onların taraftarlarının,
hamlelerinin benim için önemi yoktur.
onların kulübü onlara, benim kulübüm bana.
rakibim bir şey yapar,
sonra onu benim gözüme sokmaya çalışır.
yeri gelir götüme sokmaya çalışır.
her başarısını fenerbahçenin önünde kutlamaya çalışır,
gözümün içine baka baka.
onurlu bir hareket yapar,
yan gözle bana bakar...
onursuz bir hareket yapar,
benin onursuzluğumu büyütmeye çalışır...
kendisi ne yapıyorsa bana bakıp yapar.
peşine takıldığı lokomotif raydan çıksa
herkesin tepe taklak olacağını bilir;
ama itiraf edemez.
bir itiraf etse rahatlayacaktır.
ben tüm rakiplerime muhtaç olduğumu bilirim,
çünkü fenerbahçe rekabeti sever.
önemli olan yarışmaktı yalanını sevmez.
arkasından oynanan oyunları bilmez.
mucizevi maçlar oynar. teriyle söker alır.
fenerbahçeli saftır.
gider milyonlarca forma alır her yıl.
ben fenerbahçeliyim.
bütün rakiplerime muhtacım.
kimin ne yaptığı,
nasıl durduğu,
en genel ifadesiyle
ne yrak yediği benim için önemli değildir.
ama rakiplerim için fenerbahçe
kendi kulüplerinden daha da önemlidir.
işte ben
bu yüzden fenerbahçeliyim.
+terapiye devam ediyoruz. sırada aziz arkadaşımız. seni dinliyoruz aziz. bize kendini tanıt.
-şey, fenevbahçe başkanıyım.
+devam et...
-şey, fenevbahçe'yi, şey.*
+yapabilirsin aziz. aziz arkadaşımıza bir cesaret alkışı! *...
-şey. ben, ben. be-b-ben. fenevbahçeliyim.
+bir daha söyle.
-ben, fe-fenevbahçeliyim
+bir daha.
-ben fenevbahçeliyim!
+bravo aziz! bravo... büyük bir aşama kaydettin. nasıl hissediyorsun?
-şey, fenevbahçeli gibi.
+yani?
-kötü.
+öhm. şey, ııı... olsun be aziz. ve sırada brezilyalı andre dos santos arkadaşımız, bize portekizce "fenerbahçe gibi küçük bir takımda oynamak o kadar da kötü değil." diyecek. bir cesaret alkışı da ona alalım. *...
ben fenerbahçeliyim. evet fenerbahçeliyim. bak hemen bakışların değişti, hemen düşman kesildin yine. niyedir bu önyargın ey arkadaş? seni bilmem ama benimki bir renk sevdası be. sarıyla laciverde aşık oldum ben.
ben fenerbahçeliyim. benim bu takımı tutmaya başladığım yıllarda galatasaray avrupa'yı sallıyor, fener ligde sallanıyordu. ben fenerbahçe'nin altıncı olduğu yıllarda sevdim takımımı. senin gibi kupa görmedim, evet. türkiye kupası mı? onu da görmedim, doğru. ama ben kupalara aşık olmadım, fenerbahçe'ye aşık oldum.
ben fenerbahçeliyim. ben bu takımı severken, takımım avrupa'da sıfır çekiyordu. turnuvanın en başarısız takımıydı. ama ben üç puana beş puana aşık değildim ki! ben gece karanlığında pırıl pırıl yanan denizin laciverdine, suya yansıyan ayın sarısına aşıktım.
ben fenerbahçeliyim. benim takımım hiçbir zaman kendisine yandaş bulamadı. evet, bizim kardeş takımımız falan olmadı. ihtiyacımız da olmadı. biz her daim şikeyle, hileyle suçlandık. kaçına layıktık bilmem. ben sadece aşığım, hatalarını göremem ki zaten onun.
ben fenerbahçeliyim. takımımı söylediğim de diğerleri hep küçümseyerek bakıyorlardı bana. onlara göre sadece başarı eşittir sevgiydi. ben şampiyonlukları görmediğim zamanlarda da seviyordum oysa. ben şampiyonluklara aşık olmamıştım ki.
ben fenerbahçeliyim. ömrüm yettiğince de öyle olacağım. amatör kümeye düşsek de ben aşık olduğum renkleri takip edeceğim. sen de önyargını bırak kenara arkadaş. biz olmasak sen de olmazdın unutma. ben mi? ben hiçbir şeyi unutmam, merak etme. seviyoruz sizi de. ama aşk başkadır.
fenerbahçeli olma şerefine erişememiş kişilerin mundar dediği, yüzyıllarca bıkmadan, usanmadan söylenebilecek güzel cümle. ne büyük bir gururdur ben fenerbahçeliyim diyebilmek.
görülebileceği üzere söylendiğinde karşı tarafta hazımsızlık yaratan cümle, söyleyenin ise gurur gibi güzel duygular içinde bulunduğu cümle, diğer tarafların bunu yaşayamaması ise acı hakikaten.