ben bu yazıyı öylesine yazdım

entry2550 galeri30
    1945.
  1. Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda?
    0 ...
  2. 1946.
  3. Yazmaya bile takatim yok. Öyle bir halsizlik, öyle bir duygusallık. Sigara içmeye çıkacağım birazdan. Tek yaptığım eylem bu zaten, zorunlu olarak yaptıklarım dışında. Bir hedefim vardı benim, bir hayalim. Çabalayacaktım güya, başaracaktım. Diğerleri olmaz bırakırsın dedi, ben de ben herkes değilim dedim. Sonra ne mi oldu. Öyle bir herkesleştim ki. Biliyorum, şimdi yaptığım aptallıkların, yapmadığım doğruların bedelini bir ömür ödeyeceğim. Yine de hiçbir şey yapmıyorum. Bu kadar mı çaresizim yoksa. Aslında hayır. Ben, kendimin kurduyum. içimdeki tüm umudu, heyecanlarımı, kararlılığımı, güzel düşüncelerimi yiyip bitiriyorum. Buna direnebilirim biliyorum, ama yapmıyorum. Lanet olsun bana. Gidip bir sigara yakacağım ve aptalca yaşamaya devam edeceğim galiba.
    2 ...
  4. 1947.
  5. Kafamda bi dünya var. Dış dünya ile çok az alakası var. Mesela bi çatı katım var. Üstelik orada konuşmadan da anlaşabiliyoruz insanlarla. Bir mesleğim var. Orada yazarlık yapıyorum. O dünyada para işlemiyor. Orada iyi niyet işliyor sadece. Orada kimse beni kısıtlamıyor. Evlenmek ya da birinden hoşlanmak zorunda değilim ve orada bu kimsenin tuhafına da gitmiyor. Orada kimse kimseden bi şey beklemiyor. Kafamın içinde bi dünya kurdum ve yine kendi kafamın içine kaçtım. Delirdim mi? Belki de.. Orada olmak zorunda değilim istediğim zaman gidiyorum. Bazen haftalarca gitmiyorum kimse sitem etmiyor. Bazen de hiç çıkasım gelmiyor. Yalan söylemek bahaneler uydurmak zorunda kalmıyorum. Orada her şey olması gerektiği gibi.
    2 ...
  6. 1948.
  7. Saçlarını ayırmak, okyanusa pervasızca dalmak gibidir.
    Vurgunlardayım.
    3 ...
  8. 1949.
  9. icimde bi sikinti var, nedendir bilmem. gogus kafesimin icindeki her bir boslugu dolduruyo, nefes almami zorlastiriyo. oyle ki soludugym hava cigerlerime iniyomu emin degilim.

    suara sadece uyumadan once huzurlu olabiliyorum. o sirada hayal kurup ruyalarima amin diyorum, ondan olsa gerek.
    3 ...
  10. 1950.
  11. Kentte yağmur günlerdir durmak bilmiyordu. Sular her zamanki gibi yokuş aşağı akıyordu. Küçük çocuklar camdan dışarı bakıyordu. Arap bacı ölmüştü. Ali, Ayşe’yi seviyordu ama bu bambaşka bir hikayeydi.

    Öylesine bir salonda, öylesine bir mağazadan alınmış öylesine bir koltukta, öylesine iki insan yan yana oturuyordu. Bu öylesine iki insan, Nalan ile Bahtiyar, birbirlerini ölesiye seviyordu. Ne Nalan eskiden olduğu gibi başını Bahtiyar’ın dizlerine koyup koltuğa uzanmış, ne de Bahtiyar eskiden olduğu gibi başını dizine koyup koltuğa uzanmış Nalan’ın saçlarını okşuyordu. Aralarında hemen hemen 15 santimetrelik bir boşluk vardı. Koltuğun iki ucuna kaçabilecekleri kadar kaçmışlardı. Ya koltuk bu kadar küçüktü ya da ikisinden biri veya her ikisi de kilo almıştı. Aralarındaki 15 santimetrelik mesafe, bir düzlem üzerine aktarılmış dünya haritasındaki Amerika ve Rusya arasındaki mesafe kadar uzaktı. Ama Rusya, Amerika’ya yakındı.

    http://mbsadam.blogspot.c...er-soyluyorsun-nalan.html
    3 ...
  12. 1951.
  13. Yaptığım onca hatadan sonra ciddi ciddi dersimi aldım. Hatta ona göre kararlarımı. Önceden doğruluğunu sorgulamadığım şeylerin aslında ne kadar da yanlış olduğunu artık çok iyi biliyorum. Keşke bildiğimi bilmesini istediğim insanları kaybetmek zorunda olmasaydım. Ama sanırım hayat böyle. Ya da benim hayatım. Bişeyleri anlamam için kaybetmem gerekiyormuş. Canımın yanması değil, sökülüp alınması gerekiyormuş adeta. Ama olsundu benim için artık. Çünkü her kaybedişin bir kazanışı da vardır. Birilerini kaybettim ama benliğimi kazandım ve şu anki benliğimden çok memnunum. Hayatımda kimsenin kalmamış olması ve hatta en değerlilerimin dışındaki herkesi silip atmış olmam beni üzmüyor. En değerlilerimden olup da kaybettiklerimin harici tabi.

    Evet ben bunu öylesine yazdım. Belki de içimi dökmek istedim bi an.
    4 ...
  14. 1952.
  15. ya bi şey dicem eksik etek diye bi şarkı mı vardı nedense öyle bi hatırladım.
    2 ...
  16. 1953.
  17. sarılmak istiyorum..
    öylesine sıcak..
    öylesine sıkıca...
    öylesine hasretle..
    1 ...
  18. 1954.
  19. bilmediğim bir şehrin en yalnız bankında bir sigara içtimlik bekledim durdum, neden diye sorabilmek için kendime.sordum da o soruyu ama neden bulamadım kendime, kalktım gittim beni çağıran suya fırlattım acemice izmaritimi. sonra neden sorusunun anlamsızlığını göstermek ister gibi koskoca bir şehrin manzarasını sakince bıraktı avuçlarıma sesi gibi sakin kendi gibi anlamlı. saatler sonra anladım ki tek neden o deli çocuğun şehrin manzarasına daha yakından bakabilmesiymiş, kendim için bir neden olmasına gerek yokmuş. bir nedeni yok sadece gittim.
    2 ...
  20. 1955.
  21. Bütün sevdiklerimden ayrı bir doğum günü. Şımartılmaya alışmış ben için hiç güzel değilmiş. Ama ben hep şanslıyım , rn umutsuz zamanlarımda hep bir ışık var. Teşekkürler.
    1 ...
  22. 1956.
  23. +"Umurunda olup olmamasının umurumda olması umurunda mı?"
    -Amin.
    +Ha?
    -Ne suresiydi o ?
    Ben bu yazıyı öylesine yazdımmm.
    0 ...
  24. 1957.
  25. geçmişine sahip çıkan insanları severim ben. "yaşadım, pişman değilim" diye arkasında durabilen insanlar benim nezdimde güçlü insanlardır. geçmişinden bahsederken bir insan en çok üslubuna dikkat ederim, ağzından hangi kelime hangi ruh haliyle çıkıyor bunu kendimce analiz ederim.

    geçmişine sahip çıkanları severim ben, geçmişine takılıp kalanları değil. "o bana böyle yaptı inşallah mutsuzdur" diyen insanlar çaresizdir, unutamamıştır benim nezdimde. "güzel şeyler de yaşandı, mutludur umarım" diyebilecek kadar güçlüyse bir insan geçmişin yükünü atmıştır omuzlarından, olduğu gibidir.

    geçmişine sahip çıkan insanları severim ben, geçmişi bugüne ayna yapanları değil. "geçmişte de böyle olmuştu" diyen insan geçmişle an'ı kıyaslayan insandır benim nezdimde. geçmişi kıyaslamayan, geçmişten ders alan insan olgun insandır.

    geçmişine sahip çıkan insanlarla tanıştıysanız sakın kendinizi o geçmişle kıyaslamayın, o adam kıyaslamaları sevmez. geçmişine sahip çıkıp da sizinle bir yolda yürümeye başlamışsa unutmayın size de sahip çıkacaktır, şayet bir gün "geçmiş" olursanız.

    karakterli adamı anlama yolları vol.27827.
    2 ...
  26. 1958.
  27. 9 gün sonra ameliyat olucam. Korku hissetmiyorum, merak etmiyorum, heyecanlı değilim, nasıl olacağı, sonrasinda neler olacagı hakkında okuduklarım haricinde bir bilgim yok. Bilgim olmadığı gibi endişem de yok. Belki hiçbir şey olmayacak sonrasıda yok. Sonuç olarak uyanmayabilirim de yani. Çok da sorun olmaz herhalde bu. *
    ilk defa bir hastanede kan aldırmak serum taktırmak röntgen ultrason gibi şeylerden daha öte ciddi bir şey yasayacagım.
    Bu konuyla nasıl bağ kuruyorum veya kendime mi acıtasyon yapıyorum bilemiyorum ama yanımda hiçkimseyi hissedemiyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum. Meğerse böyle zamanlarda gercekten insanın aklına bu geliyormuş. Pek samimi bulmazdım ama destek hissetmek istiyormuş. Yalnız kalmamaya ihtiyacı oluyormuş. Ama zaten ne zaman benim yalnız kalmamam gerekse yalnızlıgımla birlikteydik. * yani buna alısıgım. Sikayetci degilim. Ama dogum günün kutlanması gibi bir sey bu. Dogum günlerimi de cok önemsemiyormus gibi görünürüm. Aslında biraz da öyle ama bir hafta falan öncesinde aklıma gelir anlamsız bir heyecan olur. * kutlanmasını beklerim. Sakayla karısık bi hafta falan önce sürekli dogum günüm su gün falan diye derim de. * kimin kutlayacagını kimin umrunda olmayacagını benim verecegim karsılıgı Düsünürüm. Ama öncesindeki tüm yüzsüzlügüme ragmen genelde kutlandıgında da uzak kalırım hep bi mahcubiyet olur. Bu da böyle bir sey iste. Evet alısıgım ama insan en azından bir sevdiginin yanında olmasını hic yoksa aklında oldugunu bilmek istiyor. ihtiyac gibi bir sey sanırım. Belki de böylw zamanlarda sonunu bilememekten kaynaklanan duygusal bir bosluk oluyor ve eksik olan tarafımız neyse bunu ona yoruyoruz. Bilemiyorum.
    2 ...
  28. 1959.
  29. Belki ben delirdim belki devran tersine döndü Ama şu konuda eminim ki o yaşımdan bu yaşıma çok şey değişti.
    Maharet değildi bu yapılanlaR. Olması gerektıği gibi olmalıydı herşey.
    Kimse kimseyi uyarmadan, herkes akıl edebilmeliydi yapması gerektiğini. Bu böyleyse şurada böyle davranmalıyım, böyle bir adım attıysam şuralarda kendimi düzeltmeyim kadar basit formüller ve denklemlerdi bütün kargaşanın çözümü.

    Yapamadık. Cünkü aslında hiç birşeyin iyi gitmesini istemiyorduk. iyi giden şeyleri garipsiyor, yadırgıyor ve paranoyaya bağlıyorduk.

    Alışık götte don durmadığı gibi, her şeyi bilerek ve isteyerek parçalıyor, sonra kanayan ellerimize bakarak canım acıyor diye ağlıyorduk.

    Aslında her bir felaketi fazlasıyla hakediyorduk.
    1 ...
  30. 1960.
  31. "Kadersiz ve şanssızım, çölde güneş gibi yalnızım"...

    Tüm hata, suç benim... Sana küsmiycem.
    1 ...
  32. 1961.
  33. bi arkadaşım hariç tüm erkeklerle konuşmamı bitirdim içim çok rahat. ama o arkadaşımla da çok garip bi ilişkin var allah hayr etsin inşallah.
    0 ...
  34. 1962.
  35. işte Nevşehir 1
    2
    3 6
    Ne bakıyorsun amk öylesine dedik ya.
    1 ...
  36. 1963.
  37. şu seri ve boktan inşalar yüzünden yaşadığım penceresizlik, banyo dahil penceresizlik , güneşin sızamaması hiçbir yerden. bulantı değil de nedir?
    1 ...
  38. 1964.
  39. parmağımın ucuna konan uğur böceğini dilek tutmadan savusturdum çünkü kızgındım hayata en güzel taneleri benim öfkemi hafifletmezdi ve ben bilemezdim arkadaşı Ateş böceğini çağırdığını uzun zamandır dudaklarımda duran sigarami yakmak için.
    4 ...
  40. 1964.
  41. 1965.
  42. 1966.
  43. Evet nedense aklıma geldiniz. Her ne kadar cahil cühela ve 11. Nesil olsanız da size seslenmek istedim. Şu an clupteyim. Siz tabi şu an clup un ne demek olduğunu bile bilmiyor sunuzdur. Neyse, 11. Nesiller haric hepinize iyo geceler.

    iyo yu bilerek yazdım. Sarhoşoleuģumu anlayn istedim.
    0 ...
  44. 1967.
  45. öylesine işte..

    yarım yamalak doğmuşum.. yarım yamalak kalmak için...
    herkes gider... bende gideceğim elbet.
    evet biliyorum ne kadar acele ettiysem o kadar da erkenden...
    hiç beklenmedik bir anda...
    daha erkendi dediğiniz anda...
    ne için erken olduğunu...
    kimin düşüncelerini ve hayallerini yıkıp gittiğimi bilmeden gideceğim.
    her ölüm biraz erken değil mi zaten ?

    her şey için erken.. her zaman...
    neyi yapmadan gittin bu dünyadan...
    ne için geri döneceksin ?

    yeniden , yine...
    1 ...
  46. 1968.
  47. sürekli gidiyorum, gitmek zorunda hissediyorum amk yıldım resmen.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük