Allahım güzel ve tatlı kadınları yaratıyorsun sonra şirazemiz kayıyor.
Hayır ona bakınca insan imana gelir zira bir insan böyle evrimleşemez amenna ama insanoğlunun da bir karşı koyma gücü var. Haşa işine karışmak gibi bir niyetim yok ama her şey tamam da onlar nasıl yeşil gözlerdir ya rabbim?
Allahım sen beni onunla sınama, hayırlısıyla Gül şu kuluna bu sefer.
hocam dualarımı neden kabul etmiyorsun normal ettiğim dualar zaten kabul edilmiyor o kadar adak adıyorum 10 rekat namaz, 3 gün oruç, namaza başlama vs. gibi bunlara rağmen tık yok.
Bugüne kadar yaptığım bütün iğrençlikler için senden af diliyorum. iyi bir insan değilim, olamadım, olmaya dair pek umudum da yok açıkçası. kara kalpli olduğum için beni bağışlamanı istiyorum. gittikçe dibe vuruyorum. sevdiğim şeyleri tek tek yitiriyorum ve bu kabullenebileceğim bir şey değil. eski evimiz, çocukluğumun geçtiği sokaklar, kaldırımlarında aşık aşık yürüdüğüm caddeler, sesini duymanın beni deli gibi mutlu ettiği tek insan, beni anlayacağına inandığım tek kişi, sevdiğim renkler, güneşin altında içilen o kutu kola... hepsi, kitaplarım bile yitip gitti. ne kadar üzüldüğümü sen biliyorsun. oysa küçükken ileride sadece annemin yüzünde meydana gelecek kırışıklıkların, çizgilerin beni üzebileceğine inanıyordum.
bir şeylerin yitip gittiğini fark edince ne yapacağımı bilemiyorum. bağırarak küfredesim, kendime zarar veresim geliyor. kendime hangi şekilde zarar verdiğimi sen biliyorsun. bu bedene, gözlerime, ellerime iyi davranmadığım için; nefeslerimi boşa tüketecek kadar gereksiz bir insan olduğum için, utanmadığım için, sana layık olmak için en ufak bir çaba bile göstermediğim beni affet. o saçma şeyden dolayı, beni özellikle affet. özellikle affet.
yıllardır bir karanlığın içindeyim, yolun sonunda ışık da yok. oysa bir gün bir insanla tanışacağıma ve onun beni içinde bulunduğum bu bataklıktan kurtaracağına inandım. ellerimden tutup beni kaldıracaktı ve birlikte aydınlığa yürüyecektik. o gün ilk kez huzurla uyuyacaktım, göğüs kafesimde alevler hissetmeden uyanacaktım. ama böyle bir insan gelmeyecek. böyle bir insan yok, nefes almıyor. ben çaresizce onu bekledikçe bataklığa daha fazla gömülüyorum. bataklık gittikçe derinleşiyor, karanlık daha bir karanlık oluyor sanki.
geçenlerde tam uykuya dalmak üzereyken çok tuhaf bir şekilde uyandım. aslında uyanmam için uyumuş olmam gerekli, irkildim desem daha yerinde olur. o an korktum. odamın karanlığına bakarken bedenimdeki ben değildim de başkasıydı sanki. yaptığım salakça şeyler yüzünden bu hâle geldiğimi düşünmek beni korkuttu, hem de çok.
ben artık yarattığın şeylere sevgiyle bakabilmek istiyorum.
kalbim kara olmasın da gri olsun hiç olmazsa.
ellerimden tutup beni o iğrenç şeylerden uzaklaştırmanı istiyorum.
bilirim ki taşlığın bir döşek kadar ılık,
sana az daha yakın yaşamak için artık,
Rabbim, ben yalnız zeytin ve ekmek istiyorum.