ben bu yazıyı sana yazdım

entry31009 galeri293
    753.
  1. hiç bir zaman uzun cümleler kuramadım. paragraf paragraf olmadı söylemek istediklerim. cümlelerimde ne virgül oldu ne iki nokta ne soru işareti... ve ne de nokta!
    şu anda da kurabileceğim, kurabildiğim sadece tek bir cümlem var...

    çok özledim...
    9 ...
  2. 752.
  3. bu yazı da yine bana gelsin...

    aşk, arkadaslık gibi sıradan yalanlarla kendimi kandıramayacak kadar fazla zamanım geçti yerkürede...

    ama yaşamın sadece bunlardan ibaret oldugu sonucuna vardım... üzülerek tabii.
    ama şaşırmadım. yani aptal aptal şaşkınlık belirtileri sergilemedim...

    neden bilmiyorum ama beni öldürmedi de. içimde bir cani var sanki... herkesi katleden, acıtan...

    ortalarda yine kendine çok güvenen özgür hatun tribinde dolanma turları başlayabilir. her an...

    sonrasını bilmiyorum. çok da umrumda değil aslında!
    ne de olsa ben bana yeterim. tecrübeyle sabittir...

    amaç mutlu olmak. nasıl olsa her şey bana dönecek.
    bu konuda gayet iyiyim!
    8 ...
  4. 751.
  5. bilmiyordun, haberin bile yoktu halimden... öyle sensizdim ki aslında ve bu senin o kadar umrun sınırları dışındaydı ki... farkına bile varamayacak kadar ıssızdın ya da farkında olmayı tercih etmeyecek/edemeyecek kadar korkaktın. birine aşık olduğunu kabul etmen demek özgürlüğünü sunmaktı senin için,birine kalbini açabilmen güçsüzlüktü, aşkı iki kişilik yaşamaktansa, yaşamamayı tercih etmiştin. mutlu olmak yerine özgür olmayı; yaşayıp görmek yerine durup bakmayı, konuşmak yerine susmayı, sevmek yerine gitmeyi tercih etmiştin.
    zaman...
    zaman...
    zaman...
    uzun zaman geçti ve ben bekledim. isyan etmeden, hani derler ya gıkım çıkmadı diye; işte öyle bekledim sessizliğinin dinmesini,sensizliğimin geçmesini, fırtına öncesi sessizliğin bitip fırtınanın çıkmasını bekledim ben... sen kelimelerini sakladıkça benden; ben biraz daha yakınlaştım sana ama sana bile belli edemeden.
    umrumda olmadığını, dinlemediğimi ve en önemlisi güçlü olduğumu hissettirmek istedim sana.
    ama değildim...
    umrumdaydın. dinliyordum. ve en önemlisi güçsüzdüm sensiz.
    zaman...
    zaman...
    zaman...
    çok daha uzun zaman geçti ve ben değiştim. isyan etmeden, kendimi zorlamadan, duygularımın arkasına saklanmadan, sana bir şeyleri kanıtlamaya çalışmadan değiştim ben. senin fırtınanın çıkmasını beklerken, kendi fırtınamın içinde kaybolup, sonra kendim çıktım o fırtınadan biraz yorgun ama daha güçlü olarak. benim için rüzgar dinmiş, sular sakinleşmişti... kıyıya vardığımda güneş vardı yanımda... yaz gelmişti ruhumun kıyılarına.
    zaman...
    zaman...
    zaman...
    çok daha uzun zaman geçti ve sen değiştin. o melek yüzünle duruyordun öylece, gülümsüyordun bana, aşık olduğum, her anımı paylaşmak istediğim sen karşımdaydın. sessizliğin dinmişti, duygularının selinde boğulmuştun, zaman içinde duymak istediğim her hece dökülüyordu dudaklarından... zaman seni olgunlaştırmıştı sana göre, herşeyi yaşatarak öğretmişti sana. Aslında özgürlük değildi tek başına yaşamak. Yalnızlıktı...
    seni değiştirmişti zaman...
    ama anlamadığın, farkedemediğin bir şey vardı...
    beni de değiştirmişti zaman...
    gurur değildi bu, hırs değildi, intikam alma güdüsü hiç değildi.
    Sadece zaman geçmişti ve beni de başka diyarlara götürmüştü giderken.
    Ben değişmiştim.
    Ve sen zamanın gerisinde kalmıştın...
    ve bunun farkında bile değildin...
    6 ...
  6. 750.
  7. gidebilmeyi çok isterdim. çok uzaklar olmasada kimsenin tanımdağı bir yerler... yeni baştan başlayabilmeliyim hayata. sıfırdan olmasada yaşadığım acıları duyumsamayacak kadar...
    artık sıkılıyorum. gözlerimi her kapattığımda seni anımsamaktan, anımsarken acı duymaktan. sıkılıyorum.
    bir hayat, eğer başka bir hayatı merkezi yapıyorsa, terk edildiğinde yaşamak istemiyecek kadar üzülürmüş. birine değer vermek sadece insanın kendi değerini düşürüyormuş. ve sonrada hep "-miş"li zamanlardan cümleler kuruyormuş.
    aslında sorun unutmak, unutmaya çalışmak değil. asıl sorun; harcadığın zamanın, emeğin hiçbir şeye yaramadığını görmek. gerçekten "bazen ne yaparsan yap olmuyor". istersen öldür ama karşı taraf istemiyorsa hiçbir şey etki etmez.
    değişmiyor işte. hayat hep aynı. zamanın en iyi ilaç olduğunu söyleyenler aslında en büyük yalanı söylüyorlar. zaman sadece akıp gidiyor. ben ise hayata bir pencereden bakıyorum. durup öylece gidenlerin, yitenlerin, bitip tükenenlerin arkasından göz yaşı döküyorum.
    ben istemedim bu kadar mutsuz olmayı. hayatın, belki kaderin ve hatta tanrının bana verdiği görevdi mutsuzluk.
    neden ben demiyorum artık. o aşamayı çoktan geçtim. sadece anlamadığım insanlar nasıl bu kadar kolay mutlu olmayı başarıyor? etraftaki bütün bu pisliğe rağmen...
    aşk acısı da bir yere kadar. içimde acıyla yaşıyorum artık. daha doğrusu ayakta kalma çabası benimki. bıraktım, gidenin ardından üzülmeyi. polyana değilim. güçlüyüm diyemiyorum. aslında güçsüz olduğum o kadar açık ki görmemek için aptal olmak lazım. lakin bu kadar göz yaşı, bu kadar acı çekme, mazoşistçe acı çekmek yeterli.
    dur!
    dur dedim kendime.
    durdum...
    evet, anımsarken hala güzel günleri, sonra nasıl bu hallere geldikleri sorgularken biraz akıyor yine gözümden yaşlar. biraz kanla karışık biraz da nefretle doldurulmuş... düzelmiyecek...
    giden gidiyor. kalana ise hoşçakal demek kalıyor. aslında onu derken bile giden çoktan gitmiş oluyor. bir kelimelik bir zaman bile yokmuş ayrılıklarda.
    bu kadar mı sıkılmış oluyor insanlar birbirinden? bir gün öncesinde birbirine hayat bağışlayacak kadar sevdiklerini söylerken, bir gün sonra tek bir sözüne bile katlanamaz hale geliyorlar. nasıl?
    sorun kadın ve erkek olmak mı? gayler, lezbiyenler de ayrılık yok mu?
    insanın içindeki tüketme duygusu... birbirimizi tüketiyoruz sonra çöpe atıyoruz.
    ve sen de beni çöpe atarken ben çoktan tükenmiştim.
    *
    13 ...
  8. 749.
  9. Evettt.Ne güzel günler değil mi ? Sıcak, huzurlu ve geleceğe umutlu bakmamızı sağlayan günler. ikimizin daha yaşayacak çok şeyi olduğunu hissettiren günler. Bazen elime dokunursun ya ; yanlışlıkla mıdır bilerek midir ayırt edemem.. Ya da ellerin soğukmuş dersin, sıkarsın avuçlarımı , sıcacık avuçlarınla. Başımı az yana çevirdiğimde, bana baktığını görürüm. Buluşurum o gözlerinle her defa aynı heyecanla.O sert bakışlarıyla tanınan adam, bana nasıl büyük bir sevgiyle bakıyor kimse bilemez ki… Gülümserken dünyayı değiştiren…
    Sen de hissedebiliyor musun
    Çok yakında neler olabileceğini hayal edebiliyor musun
    Artık sen ve ben yokuz.
    BiZ varız!
    Biliyor musun *

    28 Aralık 2008
    4 ...
  10. 748.
  11. al bu canım senin...

    ve, ne istresen yap.
    7 ...
  12. 747.
  13. bitti... 7 aydır beni bulutların üstünde tutan, mutluluktan mutluluğa koşmamı sağlayan insan yok artık... ne kadar kolay oluyormuş bitti demek... anlaşamıyoruz, farklı dünyaların insanıyız klişesini söylemek... o benim yanımda bir ömür boyunca olacak elimi asla bırakmayacak diye düşünmek yok artık, sabah günaydın efem mesajları atmak yok, geceleri onun kokusunu içine çekerek uyumak da yok... sadece koca bir boşluk var bunların yerinde. bitti işte...
    8 ...
  14. 746.
  15. günlük sütler gibiydi ömrümüz...ne yapsak da olamadı ilişkimiz bi pastorize süt ömrü kadar be..anlayış istedin herşeye tamam dedim gelme üzerime fazla dedin, sadece sustum gıda reyonundaki ürünler gibi bekledim seni sensizliğimde.. bıraktın yine iade süresi geçmeden, son kullanma tarihi geçmiş bahanesi ile..yenisini isteyeceksin verecekler yakında, geleceksin yine benden almaya, yalnızlığımda sen de duyacaksın az da olsa biraz özlem..geleceksin ve ben yine karşı koyamayacağım sana alacaksın beni benden sonra yine beni senden..dedim ya günlük sütler gibiydi ömrümüz. hiç pastorize süt olamayacağız galiba tüketim tarihi çok uzun olan hep önce tüketilen...günlük sütüz biz..seninle bir haftaya razı sütler.
    8 ...
  16. 745.
  17. şu koskoca kumbara içinde
    sar beni çıplak kollarınla
    sarki yüreğimde üşümeyesin...
    bırak dağınık kalsın saçlarım
    sonsuzluğun hissedelim seninle...
    Git dersem ölümü seçmişimdie...
    Kal dersem öldür kendini...
    4 ...
  18. 744.
  19. bugün senin doğum günün, kalbimde büyük yerin varmış. halen unutamıyorum geçirdiğimiz o iki güzel doğum gününü. giderken allah cezanı versin derken ne kadar içten değilsem, şimdi de iyiki doğdun derken içten değilim.. benim için sıradan bir gün olmasını çok isterim belkide yaram daha sıcak diye böyle sıradan değil, ama biliyorum ki sende unutulacaksın, belki de hatırlanan sadece doğum günündür!..
    8 ...
  20. 743.
  21. Fırtınalar cirit atar.
    Bir çiçek açar kırılır kol kanadı.
    Geceler kucaklar beni, güneş küskün yüzüme.
    Izdırap öğün gelir bedenime, yadırgamaz yüreğim.

    Keskin bakar bir kız gözlerime, kulaklarımda ateşin uğultusu
    Ve yağmur yağar, çiçek duacıdır olan bitene.
    insan olmak ne gariptir ki böyle,
    Ecel fısıldar kulağıma.

    Buz gelen, ateş olur gönlümde.
    Yaralar sarar bedenim, merhem olur canan sana.
    Bir nefes daha alınır son sigaradan.

    Kalp ağır gelir bedenine, uzaklaştırırsın kendini.
    Sevmek ne garip şeydir ki böyle.
    5 ...
  22. 742.
  23. (bkz: ne bitmez yazıymış..) dedirten başlık. ne zaman gelse sol frame e, bu defa bakmıcam diyorum ama..

    şaka bi yana efendim, severek okuyoruz devam ediniz.
    6 ...
  24. 741.
  25. Umutların geri toplanma zamanı gelmistir. bütün iyi niyetler bosa cıktı hesaplar ahirete bırakıldı elde kalan birkaç anı ve kırılan kaple yola devam edilmek üzere..

    yazdığım yazılar dönüp dolaşıp sana geliyor hepsi sana yazılıyor senin asla anlıyamıcağın duygular kaplıyor bütün kelimeleri bak nasılda özlem kokuyor ve ac unutuyorum ama alışıyorum sensiz yaşama sessizliğe yalnızlığa..

    simde yeniden toparlanma zamanı senden aldıgın umutları besleme ve yeniden yesertmek icin uzun bir zaman lazım lazım bana yüreğimde büyüttüğün güzel hayallere inanabilmek için aşkın gerçek olduğunu kendime yeniden kanıtlamak için içimdeki bütün acıya ve kırgınlığa rağmen yinede seni seviyorum diyebilmeliyim ... sen sevginin ne olduğunu bilmediğin halde.
    6 ...
  26. 740.
  27. ruhumu kaybediyorum. nefesimi tüketiyorum. gücümü yitiriyorum. son demimi yaşıyorum, kim bilir?
    gözlerimi kapatabilseydim kendi isteğimle hayata, atabilseydim kendimi boşluğa... nasıl olsa kimse tutmayacak düşerken ellerimden.
    çekip gidebilseydim hiç arkama bakmadan. unutabilseydim bir daha asla hatırlamamak üzere. gülebilseydim hiçbir acımı hissetmeden. hissedebilseydim bütün mutlulukları. yürüyebilseydim sokaklarda senin de beni sevdiğini bilerek.
    tutabilseydim ellerinden...
    söyleyebilseydim seni sevdiğimi kulağına fısıldayarak. sarılabilseydim sana bütün sevgimle.
    ve kurtarabilseydim bütün kullandığım eylemleri istek kipinden.
    sadece şimdiki zamanda cümleler kurabilseydim; seviyorum...
    özlemek fiilini "sen" nesnesinden kurtarabilseydim.
    koştuğum bütün yollara sana doğru olsaydı. silseydin gözlerimin yaşını.
    bütün keder yüklü şarkılarda seni düşünmeseydim.
    ve keşke sen sadece beni sevseydin.
    33 ...
  28. 739.
  29. ...ruhta vuku bulmuş her şeyi gerçekliğinden bir kaç kademe düşük sunmak sevdiceğe...
    efendisizliğinden, aidiyetsizliğinden korkmak ve bir adım geri çekilip öyle yaşamak içte ne varsa...
    öyle zor ki, merak etmek ama umursamaz davranmak, ruh meclisindeki her sesin tek bir ağızdan adını sayıklaması her an, fakat şimdiye kadar bir kere bile ' özledim' diye fısıldayamamak...

    aidiyet, özlemek, aşk adına konuşuyorduk ıslak kaldırımlara oturmuş, alkolü kanımıza yudum yudum karıştırarak. aynı fikirdeydik en başında. özgürdük, efendisizdik, köksüzdük ikimiz de. dünya ve ben diye ikiye ayrılmıştı hayatlarımız. ve öyle kalıcaktık. biz diye bir şeyin varlığından haberim olmayacağını düşünürken,eksik hikayelerime nefes verip canlanmasını beklerken;
    gecenin,gündüzün anlamlarını unutup başıboş dolaştığı, pişmanlığın ve onun ikiz kardeşi keşke'nin 'sen' i hissedemeyeceğim her an, her dakika yanımda olduğu bu hengameye nasıl düştüm ?

    ...
    8 ...
  30. 738.
  31. cem adrian ben bu şarkıyı sana yazdımdan türetilen iltifatçıktır.
    7 ...
  32. 737.
  33. kıskanıyorum seni.seninde beni kıskandığını biliyorum. sen benim en yakın arkadaşım...neden şüphe duyuyorum senden. neden sevgi sınaması yapıyorum arasıra sana. ikiyüzlülük değil mi bu ? uzaktasın şimdi en yakının ben olayım istiyorum bir cok seyi senden saklarken..ufff bu yazıyı asla görmiyeceksin ama bundan 5 yıl sonra telefondaki ses olmaktan öte gecemiyecem biliyorum.ne acı?..sanırım bunları yalnızlıktan yapıyorum.özledim seni kanka.burada kışlar hala sert ve soğuk..
    6 ...
  34. 736.
  35. kardeşime

    öyle çok iyi bir abi olmadım hiç, hoş çok iyi hiçbir şey olamadım da neyse. senin böyle bir yerden haberin bile yok, bu yazdıklarımdan da haberin olmayacak tıpkı seni çok sevdiğimden haberin olmadığı gibi. haberin yok çünkü öyle sevgi sözcükleri kullanmadım sana, aileme. oysa başkalarına ne çok kullandım.

    bu sabah kendimi nakavt olmuş hissediyordum, yenik, bitik. böyle durumlarda insan mevcudiyetini sorguluyor ister istemez, olsam ne olur olmasam ne olur. kendimi bu kadar değersiz hissettiğim anda aradın beni, hemen nasıl olduğumu sordun heyecanlı heyecanlı, rüyanda çok kötü senin ifadenle çok karışık durumlarda görmüş, üzülüp , ağlayarak uyanmışsın, ve hemen nasıl olduğumu sorup kendime dikkat etmemi söyledin.

    sen yine farkında değilsin ama bu sabah yere düşmüş abini bir telefonunla yerden kaldırıp kendine getirdin. hissetmeyen bilmez, hayatta en kötü şeydir bir insanın kendisini değersiz hissetmesi, ama işte bir telefon bile bu hayatta size değer veren birileri olduğunu anlatır ve kendinizi iyi hissedersiniz.

    kardeşim,daha doğrusu benim benden küçük ablam, seni çok seviyorum. iyi ki varsın.
    15 ...
  36. 735.
  37. anneannemi kaybedeli aylar olmuştu, ben yavaş yavaş kendimi toplayıp hayata dönme uğraşları veriyordum. ama kolay olmuyordu. hayatımın en mükemmel kadını gitmişti benden. işte bu kadar bencildim, sadece benden gittiğini düşünüyordum sadece ben hayatımın en mükemmel kadınını kaybettim zannediyordum. kimse benden fazla acı çekmiyor gibi geliyordu. en büyük kayıp benimkiydi.

    seni bir gece fenerbahçe-galatasaray maçını beraber izleyelim diye bize çağırmıştım. sen fenerli ben galatasaraylı.. hani siz 6 tane gol atmıştınız bize, ben üzülünce sen beni teselli etmeye çalışmıştın. işte ben o gece anladım nasıl bir bencil olduğumu. en büyük acı, en büyük yalnızlık benim ki değil senin kiydi. maç izlerken bile gözlerin dolu doluydu. aradan aylar geçmişti. sen her an ağlamaya hazırdın.

    nasılsın dede derdim sana hep, iyiyim derdin gözlerin dolu dolu. oysa ki nasıl iyi olabilirdin. o deyiş sadece lafın gelişiydi. anneannem sana hep ben senden önce ölmeliyim derdi, bir de havalar güzelken ölmek isterdi, karda kışta zorluk olmasın bize diye. istediği gibi de oldu. ama bilmediği birşey vardı. onun bizim hayatımızdan çıkması en büyük zorluktu. bak artık bizim diyorum, sadece benim demiyorum.

    dede ben bu gece bu yazıyı sana yazdım. hayatımın en mükemmel kadınını o kadar çok sevebildiğin için yazdım. sizin tek bir kavganıza dahi şahit olamadığım için yazdım. aranızdaki saygıyı başka hiçbir ilişkide göremediğim için yazdım. onun yanında dim dik durup, onun için herşeyi yaptığın için yazdım.

    çok dayanamam derdin anneannenin arkasından. ölmek için yaşıyor gibiydin. onun ardından 22 ay dayanabildi sapasağlam kalbin. sen de gittin...

    ama bana öyle bir ilişki -evlilik-, öyle bir sevgi sergilediniz ki ne zaman umutsuzluğa düşsem sizi düşünüyorum. olabilir diyorum. iki insan birbirini 50 yıl hiç vazgeçmeden sevebilir..
    25 ...
  38. 734.
  39. ben bu ve daha bunun gibi nice yazıyı sana yazdım.
    bir kara defter buldum ona yazıyorum ara sıra seni.
    neden yazdım da söylemedim ? yazmak daha mı kolaydı? hayır.
    sen ve sana bişeyler yazmanın herşeyi zor..
    aşık oldum sana.yok bu aşk değildir, geçer dedin..
    bitirirken aramızdaki şeyi, seninle dost da kalınır mı bilemem dedin.
    hiçbirşey yapamazdım artık.
    o yüzden ben bu yazıyı sana yazdım kıymetlim...
    11 ...
  40. 733.
  41. pes ettim. düzelmeni, anlamanı, kalıplara sokmadan ama uyum sağlayarak bir şeyleri sürdürmeyi beklemekten vazgeçtim. geçen zamanım, pişmanlığım, çektiğim acım, döktüğüm gözyaşım, her seferinde daha büyük olan hayal kırıklıklarım, uğruna kaybettiklerim, mutsuzluğum, geriye kalan umutsuzluğum değil her seferinde hata olduğunu bile bile bu bedelleri ödememdir en çok üzüldüğüm. kabul ediyorum, yenildim ve biliyorum ki zaman yeni bir yola yalnız koyulma zamanı. herşeyi geride bırakma zamanı.
    6 ...
  42. 732.
  43. iyi değilim bugün. boğazımda bir düğüm .gözlerim dalıyor ,öylesine.ağlamak istiyorum , öylesine.benden başka annen dahil kimsenin sende göremediği iyiyi tek başıma savunmaktan yorgun düştüm.kendime karşı savunmaktan da.neden ben sende onların gördüğü şeytanı göremiyorum ya da neden onlar benim gördüğüm meleği . hangimiz körüz , onlar mı , ben mi , sen mi ? yoruldum ,sömürge düzeni içinde devrim yapmaya çalışan bir tek kişi kadar yalnızım , sen bile arkamda değilsin .yoruldum pandam , dünya üzerinde içindeki güzeli gören tek insan yok olmadan umarım yardımıma koşarsın .
    5 ...
  44. 731.
  45. abi kafam çok dağınık. toparlayamıyorum bir türlü. mesala mı?
    mesela bu entrye uzun uzun şeyler yazmayı planlıyordum, cümlenin öznesini yazıyorum gerisi gelmiyor. belki de ne anlatmak istediğimi tam olarak bilmiyorum. belki hiç yazmamalıyım.

    evet bazen kaçmak en kolayı...
    6 ...
  46. 730.
  47. kadıköy de ki deniz fenerine yürünüp şarap içildiği, fenerbahçe stadının henüz eski halinde olduğu, bırak dvd player dönemlerini kasetleri pil bitmesin diye kalemle sardığımız dönemlerdi. tepedeki çimenlik ve moda nın deniz gören her köşesi bizimken üstelik bir eylül akşamı bile değilken gözümün gördüğü her göz senin gözünken yani ben daha çok gençken ellerinden tuttum ya senin artık başka bir eli tutamam dedim. Vapur sefalarında çay sigara eşliğinde geçerken diğer bir kıtaya dünya ancak bu kadar büyüktür dedim. mor elbisenle istiklal caddesi başında seni gördüğümde bütün rekler silindi kafamdan bildiğim tek renk mor dedim. gün geldi yürüyüp gittin hayatımdan tek bir cümle kuramadım. çokça zaman sonra kalktım ben bu yazıyı sana yazdım.
    15 ...
  48. 729.
  49. sana çok ihtiyacım var. seni çok özledim, sandığından daha fazla...
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük