yargılandığını göreceğim kendi gözlerimle, utanacaksın, başını eğeceksin, korkacaksın. yıllarca kaçtığın adaletin parçaladığın adaletin elinde kıvranacaksın. ben inanıyorum. yaptıklarını karşılamayacak elbet hiçbir ceza ama orda ellerinde kelepçe oturacaksın. içim soğumayacak belki, belki de küçücük bir parçası sevinecek sadece çaresizliğine ama göreceğim ben. bu gözlerim görecek kulaklarım duyacak ağzından çıkacak zehirden beter sözleri. tarih yazacak seni umduğundan çok çok farklı yazacak hem de. ama inanıyorum ben. nefes aldığım müddetçe inanacağım. ve inan o gün olacak bayramım.
kıyamam yapacak bir şey yok dedin, sen doktorsun sen de yapacak şey yok diyorsan ben ne edeyim, dağlara mı vurayım kendimi, taşlara mı, yoksa, bir sabun alıp ortasını mı deleyim.
durduk yere ortaya çıkma huyun gene hortlamış galiba.
altı ay önce konuşmak istediğim zaman neredeydin? işini tebrik ettiğimde neredeydin? hayır anlamıyorum ki yani birden mi aklına esiyor benim hayatında bir zamanlar var olduğum? bir de bunu saçma sapan sebeplere bağlıyorsun. şaka gibi.
sana öfke bile duymuyorum artık. iyi olmanı istiyordum, herhalde iyiymişsin yani görünen bu.
ama uzak dur bence artık. aklına esince bana yazacak bir konumda değilsin.
dünyanın yedi harikasını düşünmem gerektiğinde gözlerimi kapatıyorum. ne iskenderiye feneri, ne Babilin asma bahçeleri nede piramitlerin ihtişamı geliyor gözümün önüne. bir gülüş geliyor. sanki olmasa güneş doğmayacak, her yer karanlık olacak dünya hiç aydınlanmayacak, kırıklar hiç iyileşmeyecek, şarkılar sözsüz kalacak , yemekler tatsız tuzsuz olacak bir gülüş düşünün ki dünyanın tüm harikalarını alsın silsin tek bir saniyede. o gülüş ki kışın hiç üşümeyip daima sıcak olmanıza neden olacak, ellerinizi terletecek. o gülüş ki en karanlıklara nur olacak. öyle bir gülüş ki varlığımı unutturacak. öyle bir gül ki Zeus tanrılığının yetersizliğini anlasın. en yüce olmadığını anlasın. öyle bir gül ki kar taneleri herkesin içini ısıtsın. öyle bir gül ki sonbahar gelmesin Babilin asma bahçelerine,..
Fenerbahçeli olup seri artı oy veren bir sevgili yazar dostum var sanırım; bu entrym ona olsun. Fenerbahçe'yi kötülediğim entrylerim haricini artılamakta ve o olmasa oy alamıyorum sanki; iyi gelmedi galiba bana. Kim olduğunu az çok tahmin ediyorum ama tahminle nereye kadar... teşekkürü borç biliyorum; umarım gerçekten hoşa gittiği için oylanıyordur.
14 senelik bir birlikteliğimiz oldu seninle, bir çok şey yaptık, her yere gittim seninle hiç itiraz etmedin senden başkasına hiç ihtiyaç duymadım, onca yıl geçen o kadar güzel günden sonra seni,dava etmek için bu gün dilekçe hazırladım ama bunu yapmaya beni sen mecbur ettin, olmadı be turkcellim bütün nazına niyazına katlandım da bu son yaptığın ipleri kopardı baş baş...
ne kadar oldu ayrılalı? 1 yıl? 2 yıl? zaman kavramını yitireli uzun zaman oldu. bugüne kadar.
yine bugün seni gördüm. belli istanbul'dan yeni gelmiştin. hemen babanın dükkanına koşup yardım etmeye başlamıştın. saat 00:14'dü seni gördüğümde. saçlarını düzleştirmiştin yine. benim en çok hoşuma giden şekilde... krem rengi bir pantolon ve kırmızı bir tişört giymiştin. o kadar güzel olmuşsun ki... seninde tanıdığın ama pek samimi olmadığın bir arkadaşından haberlerini alıyordum hep. çok çirkinleşti bu aralar demişti bir keresinde. yanılmış. sen hala güzelsin. ama benim değilsin artık. 5 yılın ardından bana tek seferde "ben gidiyorum, sen artık beni önemsemiyorsun" diyip telefonu kapamıştın. 2 gün sonrada facebook'da başka bir elemanla fotoğraflarını görmüştüm.
çok çabaladım seni kazanmak için. ama her seferinde ya telefon numaranı değiştirdin ya da facebook adresini kapattın (bu arada son facebook hesabını hacklemiştim).
sanırım seninle en son haberleştiğimde "bitti o iş" demiştin. bitmedi işte. bilmiyorum neden ama bitmiyor. ayrıldıktan sonra senin bir sevgilin oldu benimse onlarca. hepsi seni unutmak içindi ama olmadı. kimse senin gibi değil.
bana en çok ne koydu biliyor musun? bu akşam göz göze gelmemiz ve senin başını çevirerek gitmen...
beni çok sinirlendiriyorsun bugünlerde. sana geç cevap atmamın sebebi sana kötü söz yazmamak içindir. ne olduğunu anlamıyorum. neyin var diyorum, bir şeyim yok diyorsun. ne yapmamı istiyorsun diyorum, bir şey yapma diyorsun. sonra konuyu değiştiriyorum, olayların üstünü bu şekilde kapatamazsın diyorsun. soruyorum sevgili sözlük ben ne bok yesem bilemedim.
ne sen leylasın ne de ben mecnun. o yüzden benim yerimi diğeri, senin yerini bir diğeri alır, unutulur gideriz. yalan dünya ömür geçiyor be bu mu geçmeyecek.