Senden nefret ediyorum. Seni asla görmek istemiyorum. Tiksiniyorum senden. Ben sen ne dersen de neyle kandırmaya çalışırsan çalış senin söylediklerinin zerresine inanmadım inanmıyorum ve ümitlenmiyorum da söylediklerin yüzünden.
Seni istemiyorum. Senden kurtulacağım günü bekliyorum.
Ne demiştin bana o kadikoyde simit sarayında "elbet birgün beni unutacaksın. Evlenip çoluk çocuğa karışınca da hala beni mi düşüneceksin?"
Bak şimdi bi kaybolmuş gibi gün sayıyorum.
11 ay 16 gün olmuş... Uzun süre gecmiş..
16 demişken...
Bu haziranda doğum günüm sensiz geçti. Herkesten birşeyler duydum ama senden hayır..
Şimdi bu ayın 29'unda doğum günün.. kim bilir kimler kutlayacak. Neyse cevabını bildiğim şeylerle o gözlerini yormayayım.
Unutmak, sevgiyi yitirmek mümkünmüş, gösterdin bana ama ben yapamadım. Başaramadım.
3 aylığına yapıyor gibiydim ama olmadı.
Demekki insan bir kez gerçekten sevdi mi. Başaramıyor.
Umarım karşıma seni unutturabilecek biri çıkar, tıpkı senin karşına çıktığım gibi. Ama bu sefer ben senin yaptigini yapmayip dört elle sarılmayı istiyorum ona. Seninle kurduğum hayali onunla sonlandırmak istiyorum.
Her gece sol gözümden akan yaşı durdurmak istiyorum.
Sol sol derim hep, hep sol.
Hep bu sol yanımdan çektim, sol gözümden aktı sel oldu. Göz yaşı demek gelmiyor içimden. Kalbim kanıyor durmuyor. Neyse sanırım sacmaliyorum.
Ne yapiyorum ben. 11 aydır bir kez bile sormamis birinimi özlüyorum.. Ölsem bile bi sekilde duyar belkide konusurdun kendi kendine tupki ben dinliyormuscasina.. Bazen ölmek gerek bunlari duymak icin. Ya da bu goz yaslarini durdurmak icin. sabah olmus, saat 4:38 sabaha ceza gibi bir ceza pratiği ve yazılması gereken bir elestiri var. Kendime gelmeliyim.
Hiç olmayacak adamsın be! Kimseye anlatamıyorum o kadar imkansız, o kadar yasaksın. Bir insanın kokusu nasıl bu kadar büyüleyebilir insanı? Gülüşünün altında yatan samimiyet beni çıldırtıyor. Sen durgun olunca ben de durgun oluyorum, sen üzgünken üzgün.. Bugün sayende o kadar güzeldi ki kelimelerle anlatamam. Tatlış tatlış konuşman, sen konuşurken seni incelemem, yanımdan geçerken kalbime vuran kokun... Keşke bu kadar yakın ve bu kadar uzak olmasaydın gülüşü dünyaya bedel adam.
Ben senin o bozuk psikolojine tüküreyim her defasında bunu bahane eder oldun bir de ben suçlu oldum ya seni hiç anlamaya çalışmıyormuş gibi tolerans göstermiyormuş gibi te allahım. Huyunu suyunu öğrenememişim bak sen. Dengesiz olduğundan olabilir mi acaba demek istedim ama diyemedim.
her ne kadar senle olan vakitlerin kıymeti bambaşka olsa da,her içtiğimde kısa bi süreliğine aklıma gelecek olsan da,hayatımdaki en büyük prangaymışsın,ve seni bırakmak hayatımda verdiğim en cesur ve doğru kararmış..
hislerine insanın hakim olmakta zorlanmasını şimdi daha iyi anlıyorum . seni belki kısa bir süre sonra görmeyeceğim bir daha ama ruhumun içini ısıtan ve bazen de küçük gülümsemeyle heyecanlanmama neden olduğunu bilmeni ister miydim hayır zaten belli bir müddet aynı yerdeyiz sonra sen yoluna ben yine yalnızlığıma ...