okumuyor be abi. sen ne kadar yazarsan yaz okumuyor.
sen kafayı yiyorsun bazen düşünmekten, nasıl çıkarım bu işin içinden diye. ama onun aklına bile gelmiyor. halinden memnun, durumu iyi ki seni hatırlamıyor bile.
belki... belki başı sıkışırsa, sığınacak bir başkasını bulamazsa yaklaşıyor yine sana. çok değil, sadece bir kaç adım. sen yine koşuyorsun, çabalıyorsun onun için. tam işler rayına oturuyor diyorsun, yine her şey birbirine giriyor. o da gidiyor. yine kalıyorsun bir başına, kafayı yiyorsun. tam atıyorsun kafandan, ya da attığını sanıyorsun. döngü başa sarıyor bir kez daha. söylemek istediğin onca şey, yazıp yazıp sildiğin her şey kalıyor yine kafanda.
sen ne yaparsan yap onun haberi bile olmuyor be abi. dünyanın düzeni böyle.
sana 12 haziran'da gecenin bir buçuğunda gönderdiğim sayfalarca süren o mesajı oku. ben beceremem yalan söylemeyi, az buçuk tanıdıysan zaten bilirsin. yapma bunu bize be güzel gözlüm.
sen de başını alıp gitme ne olur.
ne olur tut ellerimi..
Oğlun olmuş.
Resimlerine baktım o kadar güzel ki... keşke ben de yanında olsaydım dedim. Beraber bir sürü kıyafet alırdık. Büyük ihtimal aynı şeyleri seçerdik.
Böyle güzel bir anında yanında olamamak o kadar canımı acıtıyor ki.
Aklın karma karışıktır şimdi senin.
Bebiş de uyutmuyordur. Uykudan kalkınca deli gibi oluyordun hala öyle misin?
Neyse sana yazsam olmuyor yazmasam olmuyor. Belki okursun bunu acaba o mu dersin. Umarım dersin.
Sana çok kızdım ama sinirlendim ama geçti. Biliyorum senin de geçti. Hoş durduramazsın sen içinde sinir arkanı dönünce unutursun. Sen hala benim dostumsun sırdaşımsın.