sevgili komşum falan demeyeceğim sana. ulan yavşak en ufacık ses de öyle aşağıdan yukarı vurma. erkeksen gel kapıya yüzümüze söyle. tabi yok sende o cesaret. bir de ayıp la bir aydır buradayız bir kez kapımızı çalıp gençler ne yaptınız nasıl gidiyor demediniz? bir tabak yemek getirmediniz. çok şükür ihtiyacımızda yok sizin yemeğinize ama bir iyi niyet bile göstermediniz. ayrıca giren çıkan belli değil demişsin arkamızdan (zaten hep arkamızdan konuşuyorsun it). la olum eve her gün akrabalarını çağıran sen değil misin, iki üç tane arkadaşımız mı batıyor sana?
not: biliyorum tüm komşular böyle değil ama böyleleri de az da olsa mevcut ve bu kez böylesine denk geldik.
komşumda değil komşucuklarım diyorum ve başlıyorum sevgili komşucuklarım evde olupta bu soğukta kapının otomatına basmaktan aciz olmanız ne kadar sinir bozucu farkındamısınız bilmiyorum. bir söz var ya komşu komşunun külüne muhtaç diye umarım benim külüme muhtaç olmazsınız. hepinizi yakasım var.
sevgili karşı komşum. apartmanımıza hoş geldin. amma bak o wireless e şifre koy hafız. üst kat neti benden alıyor. ortak kullanıyoruz. ekmeğimle oynama. yoksa kotalı olduğunu sandığım o internetinin kotasını 2 saatte doldurmazsam adam değilim. demedi deme.
sürekli o ortak alana koyduğumuz çiçekleri kapımızın önüne doğru iteklemesen keşke, orada senin de çiçeklerin var bunu sen de biliyorsun. ama şizofren olduğun için boşuna yazıyorum bu yazıyı, okusan da hep sen haklısın çünkü. aa bir de unutmadan sana "hanımefendi, lütfen sakin olun" diyen insanları asla kibarlık budalası ilan etme. ne kadar gereksiz bir insan olduğunu daha çok vurguluyorsun benden söylemesi*
gece gece duş yapmaktan vazgeç fena olucak!sabah al duşunu muşunu. hayır duvarlar kağıt gibi zaten bir de açıyosun şoldur şoldur uyuyamıyorum lan!adam ol adam!son kez diyorum, bir daha demeyeceğim o duşunun sesini biraz kıs!
sevgili komşularım bi rahat bırakın lan artık. tamam komşuyuz birbirimizin külüne falanda muhtacız ama her bok aileye yetiştirilmezki canım. vala yolda sevgilimle yürürken korkuyorum anacım. bişi gördüysen sus sende kalsın yani ayıp çok ayıp vala.
o takır takır ses çıkaran terliklerini sabahın yedisinde giyip tüm evi dolaşmasan, uyarıdan anlasan, aşağıda yaşayan insanlar var, azıcık dikkat etsen??
Evime girmeye çalıştığımda ya da evimden çıkmaya çalıştığımda, o kapını açıp, "nereye gidiyorsun?" sorusunu sormaktan vazgeçip, merakını kendine saklamanı ve mümkünse az konuşmanı rica ediyorum. Zira sinir nöbeti geçirip, kendimi kaybetmeme sebep olabilecek olmandan korkmaktayım.
he valla tam da üst kat komşum ile ilgili yazı yazmak için sözlüğe girmişken tesadüfen yanda gördüğüm başlık olmuştur.
efenim. üst katımda iki kız oturmaktadır. lakin her gece 10 dan sonra müzik dinleme istekleri depreşmektedir. kağıttan duvarlarımız sayesinde ben de müzik dinlemek zorunda kalmaktayım sayelerinde. tamam buna bir şey demiyorum lakiiiiin, Allah aşkına aynı şarkıyı 25 kere dinlemeyin yalvarıyorum.
harun kolçak'ın "gitmeee" diye çığlık attığı şarkıyı 12. dinleyişimiz. daha kaç kere dinleyeceğiz merak içerisindeyim. üstelik hastayım. üstelik sınavlarım var. üstelik kafam da bozuk.
istanbul'a gittiğinden beri odamdan bella ciao sesleri eksildi. babana 'sigara getiiir' diye bağırmaların kesildi. annene 'defoool' diye anırışların kesildi. kendimi çok yalnız hissediyorum miray. geri dön yurduna, seni hepimiz çok özledik.
hani sen, hapşırırken götüne odun sokuyormuşuz gibi bir ses çıkarıyorsun ya, her 10 dakikada bir fıslayan ve beni korkudan altıma sıçtıran air wick gibisin adeta. ne kadar istesem de "çok yaşa" diyemiyorum, "ananı skim"den başlayarak kombine küfürler ediyorum sana. bir de küçük oğlunla denk gelemedik, "sıçmadı bu sabah. hayırdır? keyfi mi yok? kabız mı oldu?" hayır yani, biz onunla aynı anda tuvalete girer, hacet görürüz. sifon sesini duymayanda eksik hissettim kendimi. soruver zahmet olmazsa. haydi kalın sağlıcakla, ayaklarınızı üşütmeyin, dikkat edin kendinize. öpüyorum çok.
