bugün doğmuşum tamam.. şaire göre yolun yarısını da geçtim.. ama ne bileyim ikna etmiyor bu rakamlar, girilen yaşlar hala beni.. kalbim daha hızlı atıyor, daha çok heyecanlanıyorum hiç bilmediğim bir şeylere.. daha çabuk yoruluyorum ve daha çabuk katılaşıyorum.. daha korkak da olmuş olabilirim, neden bilmiyorum.. dışım lunapark içim yangın yeri de olmuş olabilir.. bunu kendim de yapmış olabilirim, başkaları da.. o başkaları da benim seçimim değil mi sonuçta.. ahhh ben! nasıl baş edicez bakalım senle ben.. seviyorum kız seni..
iyi ki doğmuşum..
aman da aman, iyi ki..
Geçen benim gençliğim. Heba olduğunu bile bile neler yapıyorum kendime. Mutlu olmayı beceremiyorum. Bir onu öğrenemedim. Onu öğrensem derdim tasam kalmayacak. Öğrenemezsem de ölümüm elinden olacak.
Bu senenin senin için ne kadar önemli olduğunun farkındasındır umarım. Hayallerini gerçekleştirmek için sadece önünde bir kapı var. Bu kapının açılması biraz zorlayacak, doğru. Fakat bir ömür boyu istediğin yolda ilerlemek istiyorsan Bu sene, sadece bu sene kendini sıkmalı ve kendinle verdiğin mücadelede başarı ile çıkmalısın. Artık okul bitiyor malum, büyüdün ve dünyanın en acımasız yüzünü görmeye hazırsın. Sana güveniyorum. "3K"yı unutma. Başarabilirsin. Seni tanırım, yapamayacağın işlere girmezsin. Başarı daima seninle olsun.... biliyorsun, keşke dememek için......
Şuan başarılı olmayabilirsin ama bu başarılı olmayacağın anlamına gelmez. istersen ve pes etmezsen başarabilirsin. Sadece hayallerine sıkı tutunup bırakmamaya ihtiyacın var. Bu yazıyı 2 sene sonra okuduğunda başarmış olmanın verdiği gururla okuyacaksın. Başarabilirsin sana inanıyorum.
Biliyorsun değil mi? Bırakman gerekiyor. Hayallere dalamazsın yeniden. Sonunu biliyorsun, daha fazla devam edemezsin buna. Her gün biraz daha artıyor ve şu an tam kontrol edebileceğin noktadasın. Daha fazla ilerleyemezsin. Uzaklaş. Ara ver kendine de geri kalanlara da. Bırak sönsün alev alan her şey içinde. Kendine yeniden yapamazsın bunu. Sonunu biliyorsun. olmaz. Olmamalı.
çok boktan zamanlar geçiriyorum, farkındayım. her aksilik üst üste geliyor. Ne artık okumaya ne aşka, sevgiye, ne dostluğa, ne yaşama dair bir hevesim kalmamış. Onu farkettim. Son 1,5 ayım her gün alkol alma, 2-3 günde bir yemek yeme, hızla kilo kaybı ve müzikle geçiyor. Eskileri düşünüyorsun kalmamış kimse, gerçekten... Özlediğin insanlardan sadece biri hariç hepsinin hayatta olmadığını farkediyorsun. Boktan şeyler yaşıyorsun o an. Aklından atamadığın kaçma hissi hatta daha fazlası olan ölme hissi beyin kemiriyor. Dertleşmek adına mezarlığa gidiyorsun, dertleşecek kimsen yok dostların hep lay lay lom kafasında, zaten görüşme isteğinde kalmamış. insanlar ile arana mesafeler koyuyorsun, aşmalarına engel oluşturuyorsun. Çünkü; kusacak seviyede bıkmışsın, alayı yalan geliyor. Geçmiş travmalar gün yüzüne çıkıyor. Kendince düşüncelerin hep rakı bardağındaki tortularda veya bira şişesinin dibindeki köpükte kalıyor. Hayatına giren insanları görüyorsun, sevdiğin, seven, seviştiğin, görüşmediğin ve hala yüz yüze gelince selam verip geçebildiğin insanlar... Mutlu ettikleri aylar kadar mutsuz ettiği asırlar olanlar geliyor aklına. Tuhaf hissediyorsun. insanların sadece nefesleri tükendiklerinde ölmediklerini görüyorsun. Aileden yana hep naylon bir ilişki yaşadığını aslında var olmalarına rağmen yok olduklarını tekrar tekrar idrak ediyorsun. Herkesten kaçıp herkesten kopmak istiyorsun, deniyorsun ama ölme fikri o zaman daha çok beynini yiyor. Sonu ne olur bilmiyorsun bile... Ruhunu kemiriyor bir şeyler, kangren oluyor düşüncelerin. Kesip atmaya kalkıyorsun ama tek başına yapamıyorsun... Sonra bir sigara daha yakıp devam ediyorsun...
çok boktan zamanlar geçiriyorum, farkındayım. her aksilik üst üste geliyor. Ne artık okumaya ne aşka, sevgiye, ne dostluğa, ne yaşama dair bir hevesim kalmamış. Onu farkettim. Son 1,5 ayım her gün alkol alma, 2-3 günde bir yemek yeme, hızla kilo kaybı ve müzikle geçiyor. Eskileri düşünüyorsun kalmamış kimse, gerçekten... Özlediğin insanlardan sadece biri hariç hepsinin hayatta olmadığını farkediyorsun. Boktan şeyler yaşıyorsun o an. Aklından atamadığın kaçma hissi hatta daha fazlası olan ölme hissi beyin kemiriyor. Dertleşmek adına mezarlığa gidiyorsun, dertleşecek kimsen yok dostların hep lay lay lom kafasında, zaten görüşme isteğinde kalmamış. insanlar ile arana mesafeler koyuyorsun, aşmalarına engel oluşturuyorsun. Çünkü; kusacak seviyede bıkmışsın, alayı yalan geliyor. Geçmiş travmalar gün yüzüne çıkıyor. Kendince düşüncelerin hep rakı bardağındaki tortularda veya bira şişesinin dibindeki köpükte kalıyor. Hayatına giren insanları görüyorsun, sevdiğin, seven, seviştiğin, görüşmediğin ve hala yüz yüze gelince selam verip geçebildiğin insanlar... Mutlu ettikleri aylar kadar mutsuz ettiği asırlar olanlar geliyor aklına. Tuhaf hissediyorsun. insanların sadece nefesleri tükendiklerinde ölmediklerini görüyorsun. Aileden yana hep naylon bir ilişki yaşadığını aslında var olmalarına rağmen yok olduklarını tekrar tekrar idrak ediyorsun. Herkesten kaçıp herkesten kopmak istiyorsun, deniyorsun ama ölme fikri o zaman daha çok beynini yiyor. Sonu ne olur bilmiyorsun bile... Ruhunu kemiriyor bir şeyler, kangren oluyor düşüncelerin. Kesip atmaya kalkıyorsun ama tek başına yapamıyorsun... Sonra bir sigara daha yakıp devam ediyorsun...
bu yediğin kaçıncı kazık? hem de aynı insandan...
yaptığın onca iyiliğe, yaşadığın onca şeye değer miymiş?
ne zaman ihtiyacın olduğunda yanında oldu? ne zaman seni gerçekten sahiplendi? ne zaman seninle birlikte ağlayıp birlikte güldü? neyin peşindeymiş hala anlayamadın mı? kimlerin peşinde koştuğunu anlayamıyor musun hala?
bugün doktora gideceksin, onun umurunda olur musun?
dön bir kere bak, sor kendine? değer miydi kendini paralamana?
cevapları bildiğin onca soru varken ne bekliyorsun? kimden bekliyorsun?
dilerim bir gün o, sana yaptıklarını düşünür...yaşadığı her şey yaşattıklarının bedeli olur...