Spor yap diyet yap işine odaklan. Bu üçü zaten seni yeterince oyalar. Stalk için bile olsa bakma ne yaptığına. Merhametini iyiliğini sevdiğini düşündüğün insanın güzel yüzü dışında sahip olduğu bir şey yok. Her şey senin yakıştırman. Her şey çok güzel olacak.
hiç aklına gelmezdi değil mi? hiç böyle olacağını düşünmemiştin değil mi?
soğuk kış günleri üşüyen ellerini onun kabanın cebinde ısıtırken, onun direksiyon başında olduğu bir arabada kendini güvende hissederken o güzel duyguların yerini bugünkü duyguların alacağını bilemezdin elbette...
senin gerçek sandığın her şeyin iyi kurgulanmış bir oyun olduğunu, her şeyin yalan dolandan ibaret olduğunu aradan yıllar geçtikten sonra anlayabildin...kaybettiğin onca yılı kim telafi edecek, zararlarını kim karşılayacak, öfken nasıl dinecek? ona karşı belirgin bir hal alan nefret duygun daha büyüyecek mi? bilinmez onca soru ve sen...ilahi bir adalet var ve hiçbir kötülük cezasız kalmayacak...gözyaşları içinde geceleri el açıp yakarışların elbet günün birinde doğru adresi bulacak...bir gün için soğuyacak...
uzun zamandan beri içimde kopan fırtınalar, dün ondan kalan her şeyi yerle bir etti...birini çok sevmek ve ona verdiğin sevgi, yaptığın fedakarlıklar ve iyilikler silsilesi karşılığında onun sana hayatında görmediğin kadar büyük bir kötülük ve nankörlük yapması, acımasız ve vicdansız davranması sonucunda her şey toz duman oluyor...dün akşam doktor muayehanesinden çıktığımda hasta olmama ve o doktora gitmeme sebep olan kişiye karşı derin bir nefret hissim baskın çıktı...şimdiye kadar hep baskıladığım bu duygu sonunda tüm anılarımı silip süpürdü...
anladım ki birini sevmek onun da seni sevmesi anlamına gelmiyor.
anladım ki onun seni sevdiğini söylemesi gerçekten sevdiği anlamına gelmiyor.
anladım ki tüm iyi niyetin, sevgin onun amaçlarına ulaşması için kullanılıyor.
anladım ki onun sebep olduğu bir hastalığın oluyor ve o sana sırtını dönecek kadar nankör olabiliyor.
anladım ki gönülden veren, en fazla zarara uğrayan taraf oluyor.
anladım ki vicdan herkeste bulunmuyor, onlara verdiğin her şey israf oluyor...
ben geç de olsa doğru şeyi yaptığımı, doğru karar verdiğimi düşünüyorum. benim hayatımla oynayacak kadar acımasız olan kimseleri hayat çemberimin dışına aldım...
yıllarca duyduğum sevgiyi ve onun iyiliğine yaptığım her şeyi ona haram ettim...
kendisini de beni bu duruma getirebildiği için tebrik ettim. çünkü kolay değil birinin sevgisini nefrete dönüştürecek şeyler yapmak.
artık istediği hayatı, istediği kimselerle yaşayabilir. sonunda layık olduğu şeyi bulacağına da en ufak şüphem yok...
hayatın değişmez formülü = eden bulur.
Artık üzerine yıkılacak duvarları çiçeklerle süslemeyi kes. Kendine gel, kimseye güvenme fire veriyorsun. Böyle durumlarda genelde üzülürsün. Daha ne olması gerek akıllanman için?
Ah safım, yine üzdüler seni.
Ama geçecek, daha öncekiler gibi. Böyle böyle insanlara güvenmemeyi öğreniyorsun ya asıl buna üzülüyorum.
Ne var nasihat dinlesen?
Yok, olmaz illa yaşayıp öğreneceksin. Kız gene de seviyorum seni, Valla bak.
*Nerde kalmıştık?
Güçlü ol artık. imrenme tek derdi aşk olan insanlara. Sen hep şanssız allahın sevmediği kuluydun zaten. Bırak artık başkalarının mükemmel hayatına bakmayı. Yaşa gitsin işte.
umarım 10 sene sonra sevdiğin kadının yanında uyanırsın. şu an sana sinirli olabilir ama pes etme. umudunu hiçbir zaman yitirme. unutma sen bir kez vazgeçmek istedin ve o zaman sana geldi. sakın vazgeçme. ömrünü çürütse bile yapma bunu.
Bugünden sonra mutlu olmak için tutunacak bir kuru dal aramaktan vazgeç onun yerine tam şuan git ve bir tohum ek. Topraktan yükselecek olan o ağaç senin mutluluk sebebin, hayata tutunma nedenin ve savaşma arzun olsun. Ve o ağacın vereceği her bir meyve sana ilk günü hatırlatsın. çapalarken tırnağına dolan toprakları hatta eline batan dikenleri anımsatsın. O ağacı sulamayı asla bırakma. Umudunu, hayallerini ve öfkeni hep taze tut.
Yaza yaza bi hal olduk. Bundan 2 sene önce bir mail geldi. Kendi kendime 18 yaşına bastığım gün göndermişim. Tam 10 yıl sonrasına. Geçirmişim bütün insanlığa. Kadınlara güvenmeden tut da hayatımı siktilere, stressiz yaşa öğütlerinden dünyayı gez toz dolaşlara kadar makale yazmışım.
Neyse sonuna kadar okudum tabi yazdıklarımı. Sonra işyerinin terasına çıkıp bi sigara yaktım ankaraya doğru. 5 dakikalık arada yapanileceğim en iyi şeyi yaptım. Yitip giden hayallere, artık hayal kuramayışıma, orospu çocuğu amirime, hırstan ölen it iş arkadaşlarıma, çayı terasa vermeyene çaycıya, sövdüm anasını satayım gelmişe geçmişe. Sonra geri döndüm, kıçımın yuva yaptığı koltuğa.
Çok garipti. Yazılarını okuttu. Eski sevgilisini anlattı. Mesajlarını gösterdi. Kaşlarını indirdi kaldırdı. Resmen gel beraber beni sevelim dedi. Bunu tanıyorum, biliyorum ama gene de tav oldum hale bak. Ben eğitilmez biriyim ama eğitilmemeyi seviyorum napalım.
--spoiler--
...bir bakıyorsun ki ana avrat söver gibi
azgın bir hayvan döver gibi
o gün çalışıyorum
sonra birde bakıyorsun ki
ağzımda sönük bir cigara gibi tembel bir türkü
sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün
ve beni çileden çıkarıyor büsbütün
kendime karşı duyduğum nefret ve merhamet...
--spoiler--