ben bu yazıyı kendime yazdım

entry9236 galeri60
    399.
  1. kurtul artık şu melankolik hallerinde yoksa senden nefret edeceğim.
    2 ...
  2. 400.
  3. yapman gereken bir suru iş varken oturmuş bir yandan sözluk bir yanda film izliyorsun. benden adam olmaz.
    2 ...
  4. 401.
  5. sorgular içinde kalırmış terk edilen insan. ve sorgusuz sualsiz başlarmış yeni gidişlere. her gidiş bir gelişin başlangıcıymış aslında. öğretildim.
    5 ...
  6. 402.
  7. yeter artık! aklını başına topla! hesapla planla ve bu sefer kaçırma şu müzik olayını. yıllardır yok paran olmadı, yok izmir'den istanbula gitmesi mesele oldu. yok senle gelecek insanlar fakirdi derken, çok istediğin bir çok konseri kaçırdın. ama artık yeter. bu sonisphere'i de kaçırırsan seni affetmem artık. para kazanıyorsun. istanbul'da yaşıyorsun. o kadar sevdiğin grup bir arada. e artık gitmezsen yuh sana. ben bunu bilir bunu söylerim.
    2 ...
  8. 403.
  9. insanlara değer verme olum, herkes çıkarına yaşıyor.
    Sende öle aslında ama onlar gibi değilsin,şimdi git
    aynanın karşısına geç kendinle konuş ve kendine çeki düzen ver,
    böyle sürmez!
    1 ...
  10. 404.
  11. yazıldıktan sonra tekrar tekrar okunan bir yazı.
    1 ...
  12. 405.
  13. bir karar vermeliyim artık. Bunu biliyorum. Ancak iki ucu keskin bıçak.
    Öylede olmuyor böylede olmuyor.
    Bugün son kararımı veriyorum.
    Her şeye rağmen nefesimi seçiyorum.
    Biliyorum doğru yapıyorum.
    Aşk'a açılan sonsuz yolda derin soluklar alıyorum.
    1 ...
  14. 406.
  15. ben ve hayali arkadaşımla aramızda geçen diyaloğu kendime ithaf ediyorum.
    b:ben h.a:hayali arkadaşım

    b: off be abi napıcaz ya?
    h.a: sana kaç kere dedim bırak onun peşini o kız sana gelmez.
    b: yapma be abi. o bana acı veren en güzel şeydi.
    h.a: en güzeliydi ama onmaz yaralar açtı ruhunda.
    b: abi o benim en sevdiğim yaramdı. hiç gitmesin diye her gün kanatıyorum o yarayı.

    anladın mı lan? hey kime diyom lan ben?
    1 ...
  16. 407.
  17. bunca savasın ortasında hala gulumseyen cocuk yuzune bazı bazı tukuresim geliyor. Uyan artık be oglum. Bu ne inat mutlu olucam diye. insan bir kuru dala da sevinmez ki. Kim ögretti sana her zaman yetinebilmeyi. Her gun biraz daha sasırtıyorsun beni. Gercek olamazsın, inandırıcı degil lan, kaldır kafanı bak dunyaya ne kadar dogru kaldı etrafında. Sen de eksilsen farkedicek mi saniyorsun. Yapraklar kurumus dökulmus uflemeye mi cesaret bulamıyorsun. Oyunun amacı neydi, aracı neydi kendi ekseninde kayboluyorsun artık. Gene de cok sukur degil mi? Hey gidinin buyu artık be, git al su hak ettigini hayattan. Rap rap nedir bu yerinde saymalar, her olanı kabullenmeler...
    2 ...
  18. 408.
  19. sevgili ben. bu satırları okurken ben otogarda otobüsün kalkmasına çok az kala içtiğim sigaranın keyfini çıkarıyor olacağım. gidiyorum olum ben çok uzaklara gidiyorum. sen aptal dünyanda yaşamaya devam et salak. haftaya sınav var otur çalış.senin bu tembelliğin yüzünden her sınavda sen göt olunca bende göt olmuş sayılıyorum. bulaşıklarıda yıka artık amına koyim evi bok götürüyo pislik herif. ayrıca o kız sana bakmaz olum tipi değilsin ehehee. hadi ben kaçtım.

    imza:içindeki piç
    6 ...
  20. 409.
  21. kıyak yapmaktan güzeldir kıyak olmak. hem kıyak olmak ne ki kayığın ve ayığın yanında?

    yüzde yok elde yok avuçta yok. yok yoka karışmış yaşanır gider zaman. farkına bile varmadan şu andasındır nasıl neden ve nereden geldiğini anlayamadan. yine de yaşananlar güzelmiş gibi gösterir sana şu anı. ne o şarkılar ne o anlar ne de o düşünceler gitmez hafızandan. oyundasındır ansızın farkına varamadığın kadar. oyun sürer de sürer sen uyudukça. oysa uyanık olmak avantaj mıdır ki cehaletin yanında? peki söylesene bana önemli olan ne?

    obje ile subje oturmuşlar bir gün, birbirlerini alt etme yarışı bilinçaltlarında, çul bile yok üstlerinde. demiş ki subje:

    -en iyi bildiğim şey hiçbir şey bilmediğimdir. demiş ki obje:

    -bence ne kadar bilirsen bil bilgine göre davranmazsan cahilsin. fakat yine de bilginin sonsuzluğunu savunuyorsan, uygulamak bilmekten çok daha zordur bilesin.

    şu kısa ve küçük dünya hayatında şayet anlayabilirseniz neden burda olduğunuzu ve gereğini yapabilirseniz bence bu en muhteşem hadisedir işte. her nefis kendi yangınını yaşıyor ve kendi sorgulamasında psikolojik savaş vermekte ne şekilde olursa olsun. ilahi adalet varsa ve siz buna inanıyorsanız - ruh bedene muhtaç kalmadığında göreceğiz sanırım asıl sonucu - o zaman siz bildiğinize göre yaşayın ben de bildiğime göre.

    şimdi bu yazı ne için diye düşünüyorum. tamamen içimden gelmiş bir paylaşımdır kendisi. ama sizin mutlaka kendi doğrularınız vardır eminim ve onlar ne kadar doğru bilemiyorsanız*ben biliyorum ki '' araf'' diye bir yer var*.

    ne kıyak ne ne kayık ne ayık ne de ayı, ne olursanız olun önce özbenliğinizlesiniz ve sizi sizden iyi tanıyabilen ve kandırabilen yoktur.

    iş bu yazının düzenlemesi tamamen spontene olup şahsın içindeki devinimlerin ekrana yansımasıdır.
    3 ...
  22. 410.
  23. herşey tamam oldu işte! hiç yarım üzüntüm yok artık. hepsi tastamam zihnimde, bedenim de ve gözlerimde. sen giderken dedin ya hani; aklımda ve kalbimde bittin ama ne zamandır söyleyemiyorum diye... anladım şimdi seni şu sıralar anlama bürünüyor kalbimi paramparça eden bu sözler. aklım bitti ve kalbimde çürüdü, ama ne zamandır kimseye söylemiyorum bende. cesaretimmi yok? ya da sorulardan mı bunaldım? konuşmak seni iyice içimemi salıyor? bilmiyorum sevdiğim. ama ben artık bittim. bitsin istiyorum bazen, nefes alamayınca o çok sevdiğim gecelerde, ya da artık ağlamayı kesemiyorken bir köşe başında bitsin istedim defalarca. nasıl, ne şekilde olursa olsun bir şekilde bitsin bu dayanılmaz sürgün. ya bana geri dönmeliyim ya da hepten gitmeliyim ya geri dönmek hayal... yürürken yanılsamana doğu ardımda hiç iz bırakmadım, ne bir kaç taş serptim yola ne de cebimdeki ekmeğin kırıntılarını... ben sana ulaşırım sanıyordum. geri dönmek yoktu hiç planlarımda. öyle ya işler hallolur ya sen beni böyle inandırdın ya hep, onuda unutamamışım bak. hani diyordun ya; hep güçlü olacaksın, ayrılsakta yıkılmayacaksın, kapıpkoyvermeyeceksin kendini! o da kulağımda bak dimdikim! ayaktayım! çok güçlüyüm! o kadar ki gülücükler bile saçıyorum etrafa, kendimi geliştiriyorum, senin için en önemli şeyi yapıyorum bak kocaman kız oluyorum, kimseyle kavga da etmiyorum, bağırıp çağırmıyorum senin acını kimseden çıkarmıyorum. kendimden alıyorum intikamını bu hislerin. kendime yapıyorum kimseye değil. ve inan kimse anlamıyor bile. dediğin gibi; kimseye belli etmiyorum hüznümü, yıkıntımın parçalarını sıyırıp koydum sırt çantama ve biraz su serptim toz kalkmasın kimseye zeval gelmesin diye. öyle ya herkes mutlu olmalı ben olmasam da olur. ben iyi insan olayımda, mutlu olmasamda olur. sahi sevdiğim bir de senin insan sevgini hiç silemiyorum kafamdan. hani bir insan mutlu olsun diye yanıma son kez gelişini...
    1 ...
  24. 411.
  25. kes sesini artık sustur kalbinden kıvılcımlar da çıksa her atışını gümbür gümbür içinde hissetsen bile ona asla evet deme!
    1 ...
  26. 412.
  27. sevgili kendim,

    ben bu yazıyı kendime yazıyorum. uzun süredir neresinde olduğumu unuttuğum hayatım artık anlamlı. geçen zamanın öyle kötü geçmesini istemezdim biliyorum ama olmalıymış napalım. şimdi mutluyum, sonunda her şey düzeldi. hem bazen hikayenin bittiğini sandığımız nokta bazen asıl hikayenin başlangıcıdır. belli ki öyleymiş. biliyorum bu sene uzak kaldın alıştığın her şeyden ve daha hassaslaştın ve biliyorum ki aslında iyi niyetli olmayan insanlara saygılı davranıp cevap vermekten kaçınmadın, olsun. önemli olan kısmını hallettin her şeyin. ne olacağımı düşünürken neler olacağımı gördün. enteresan işler bunlar, hayatın canlı olduğunun kanıtı. kıpır kıpır içim, böyle kal doğru yoldasın...
    1 ...
  28. 413.
  29. yoğurda doğrasan cacık olmaz oğlum senden. valla diyorum bak.
    1 ...
  30. 414.
  31. hayat
    "yazın ne yiyeyim
    kışın ne giyeyim" den mi ibaretdir
    ölüm de var be gülüm.
    1 ...
  32. 415.
  33. yine mi yüzleşme vakti?

    iki hafta oldu sözlükte kafa iznine ayrılalı. iki hafta sanki yazmasam düşünmeyecekmişim gibiydi. gibiydi işte lan, demek ki düşünmüşüm. insan düşünmekten sıkılır mı yahu ya da düşünmemek için boş işlerle mi uğraşır? harbi sıkılır, hatta bunu yazarken kendini düşünmeye ittiğini hissettiğin için de sıkılırsın. kessem şurada yazdıklarımı, gora'daki cenk erdem repliğiyle karşılaşacağımdan korktum şimdi. agresif, agresif - çok zeki, çok zeki - depresif, depresif. yaftalamayın ulan hemen.

    sıkıldığım doğru, belki de korku ağır basıyor, bilemiyorum. üç ay sonra en büyük amaçlarından biri mezun olmak olan birinin, bu amacı yerine getirdikten sonra sudan çıkmış balık olma durumundan tırsıyorum. ne yapacağım ulan ben!

    bir hafta önce evimin dizaynını değiştirdim, köşelere birikmiş kıl, toz yumaklarını da çektim, güzel de oldu. sonra oturdum bu keyfi belki de yaşayamadan, acaba üzerinde hangi şehir yazacağımı bilmediğim kutulara mı yerleştirseydim dedim. anneye baksan çoktan kayseri yazdı bile, özlemin ve yalnızlığın verdiği sabırsızlıkla. acaba düşündü mü, oğlu kayseri'de ne yapabilirdi? lise sonrası hayatına sığdırdığı iki üniversiteyi kayseri'de patronlara çay getir götürü yapmak için mi okumuştu? belki de okurken edindiği radyocu mesleğini ve onun getirdiği diksiyonu bunun için kullanacaktı. 'yiğenimmm ordan iki çay gap gel, sülümana da söyle gamyonu gapıya çeksin', 'peki mehmet bey'. uzar gider...

    'insanlar büyüdükçe hayalleri küçülür mü baba?' geldik yine babam ve oğlum'a. niyeyse küçülen her hayalimde, idealimde o keratayı getiriyorum aklıma. yok yazmayacağım artık. sıkıldım.
    3 ...
  34. 416.
  35. garip biriyim. sıradışı bir duygu halim var. bir günde dört mevsim yaşayabilen ve yaşatabilen biri. çocuksu yönlerim o kadar fazla ki bunlar adeta benim dışa, ışığa açılan pencerelerim gibi. çabuk üzüldüm, çabuk sevindim. sevdiklerimi kaybetmemek uğruna kendimi yedim bitirdim. bir başkası yapsa kıyametleri koparacağım durumlarda sevdiğim insanlara çıtımı bile çıkarmadım. sessiz ağladım, boğazıma düğüm düğüm olan onlarca cümleyi söylememekten ruhum uçurum kenarlarına gitti geldi kaç kez. bu dünya benim için çok acımasız, ben duygu yüklüyüm, gerçek hayat ise duygulara yer vermeyecek kadar katı. beni yaşatan, yeşerten, besleyen tek şey sevgi.başka bir anlatımla benim gıdam sevgi.
    1 ...
  36. 417.
  37. büyük bir hüznün içinde boğuluyorum. sonum nereye varır bilmiyorum ama bu yolda, bu boşlukta yalnız olduğumu biliyorum. çığlıklar atıyorum, kimseler duymuyor. ve ben hala kendimi unutup, acı kaybımı bir kenara atıp, başkalarının kayıpları ve sıkıntılarına ağlıyorum.
    3 ...
  38. 418.
  39. 419.
  40. dönüp dolaşıp yine aynı yere gelmekten bıksan da(!), arada sırtın yerine yüzünü görsek ?
    1 ...
  41. 420.
  42. "sevgili ben, artık bendeki seni göremiyorum. sıradanlaşan hayatımda sen de siliniyorsun benimle. korkarım bu böyle gitmeyecek , yakındır fırtınam, fırtınan..." şeklinde kendine serzenişidir insanın.
    1 ...
  43. 421.
  44. allahaşkına git ve şimdi yapman gereken rutin işlerini yap. sonra ben bu yazıyı sana yazdım köşesinde yine anlatırsın anlatacağını. hadi şimdi gerçek hayatına dön ve akıllı ol biraz. sen güçsüz değilsin. sorumluluklarına sahip çık ve sevginden ve kendinden güç alarak yoluna devam et. uyurken kafandaki düşünceleri de sıfırlamayı unutma olur mu canım?
    3 ...
  45. 422.
  46. özleyecek neyim kaldı ki,
    özlediklerimi bile unutmuşum şimdi,
    sırada bekleyen hayat oyunlarını beklerim,
    gecenin bir yarısı paketteki son sigarayı nasıl değerlendiririm,
    şimdi ne yapmanın vakti ki,
    kafa karışık ki, hava soğuk ki,
    ev sessiz ki hem de ne sessiz ki,
    gaybden sesler gelse hadi ordan diyecek bir korkusuzluk,
    sarmış kafamı bitip giden sevgili,
    benim derdim yok ki.

    ulan bütün dünyayı dolaşsam da binlerce insan sevsem,
    bir o kadarından da nefret etsem,
    doysam sıcağa, doysam soğuğa, doysam ıslaklığa, doysam susuzluğa,
    görsem bir göz zevki,
    seçsem bir kaç makam mevkii,
    ulan en sonunda siktiri çeksem yine gitsem, kaçak olsam,
    kah gülsem kah ağlasam...

    editjivet: artı oy veren zat, sen beni anlayan bir meleksin lan. şurada karşımda olsan alnından öperim. sarhoş değilim öyle işte.
    3 ...
  47. 423.
  48. dedim ki susayım, düşünmeyeyim, akışına bırakayım.

    olmadı. hani her şey kaderden ibaretti ya, yok öyle değilmiş. yön vermek lazımmış. işin en boktan yanı da, bütün bunların farkına vardıktan sonra boşvermişliğin bünyede yarattığı alışkanlık. kıç büyütmekte dahil tembellik asılı kalıyormuş bedende. silkinip 'ha gayret' desen dahi, dönüp dolaşıp aynı yere geliyormuşun.

    yok böyle de olmadı.

    Edward Scissorhands'e benzetirim her daim kendimi. 'ne yapsan olmuyor dostum' derken bile kendime telkinde bulunuyorum ama ciddi anlamda olmuyor. umut besleyim diyorum, aklıma en sevdiğim sözlerden biri geliyor. 'ümit kötülüklerin en kötüsüdür çünkü işkenceyi uzatır.' sonra yine arada kalıveriyorum.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük