ben bu yazıyı kendime yazdım

entry9236 galeri60
    299.
  1. ben kendimi çıkardım içimdeki mahkemeye ve kendimi yargıladım. eğer hayat beni ödüllendirmediyse geçen sürede birileri yargılanmalı ve suskunluğa mahkum olmalı. en azından akıllanana dek!

    o da benden başkası olmadı!

    ben hiç yazmadım bir dergiye bir kitaba. aslında yazmadım hiç birşeyin üstüne aklımdaki karatahtadan başka. beyazdı, pembeydi,sarıydı ilhamımın tebeşiri.yazdı çizdi resmeyledi. ateş dedi yanmadı gönül,su dedi sönmedi gönül, bir avuç toprağın içine düşünce.

    ben bir avuca sığmam dedi.heyhat aştı gönül ummanları ben bu derde kanmam dedi.sandı sevgisi yeter. sevgiye muhtaç ne varsa memnun eder.ben bir gönlü sevmem dedi. bir gönlü bine verdi. parçalandı deli gönül.azdım çoğa erdim dedi.... vs

    paylaşmak güzel de uzanınca elin kırılıyorsa gönül bileğinden cesaretin kalmıyor gözü kapalı körebe oyunlarına. oyunda oynayanlar paylaşır. ama bu dünyanın kuralında ben var. kucaklayıp tüm parçalarını saklamak var. dünyada herşey saklı, insanlarda saklanmış. arıyorum, bulamadım...

    edit:çok değer verdiğim bir arkadaşımın ayrılığa merhaba dediği ilk dakikalarda elinden çıkmış yazıdır.kendisi sözlükte olmadığı için metinsel temsil yapıyoruz efendim.
    1 ...
  2. 300.
  3. an itibariyle içimdeki bene acımasızca fısıldadığım sözdür; siktirgit ders çalış.
    0 ...
  4. 301.
  5. ne kadar safsın . herkesi dost sanma , bu kadar iyimser olma. herkese kolayca inanmanın sonucunu alıyorsun işte. arkandan ne dolaplar dönüyormuş. aklın başına geldi değil mi? dost , kardeş bildiklerin senin kuyunu kazıyırlarmış meğer . bırak uğraşma ! o kadar safsın ki bunu hakettin. ders çıkar kendine. herkese güvenme. güvendiğin dağlara karlar mı yağdı ? evet , olanlar için gözyaşı dökmeye devam et ! elinden ne gelir ki başka ? ne ?..
    2 ...
  6. 302.
  7. evet sözlük biraz buruk biraz mutlu biraz kafası karışık bir halde olsam da tam bir sene olacak bu ayın 20 sinde yazarlığa başlayalı.yazarlığımın yıl dönümü arifesinde karışık duygular içerisindeyim.bir çok insanla tanıştım, kimilerini sevdim kimilerini sevmedim ama burayı benimsedim.hakkımdaki genel kanı, sağlam bir yazar olduğum yönünde.

    alışkanlıklarım değişti, burada yazar olduktan sonra.gazete tv vs her şeyi önemsemeye başladım, hafızamı güçlendirme çabaları...zaman ne kadar da çabuk geçiyor, daha dün gibi her şey sanki.bazı arkadaşlarım evlendi, bazıları askerdeler, kimilerinin ne halt yediğini bilmiyorum ama burada kendimi yalnız hissetmiyorum, kendimi dışlanmış hissetmiyorum.burada kurduğum her cümle değerli, tanıştığım birçok insan sıcak.sokağa çıkmaktan daha çok keyif alır oldum burada.

    ''dünyanın en güzel şeyi ne diye sorsalar?'' yazmak derim.kullanılan kalem yerine klavye bile olsa ortak bir payda var, duygu ve düşüncelerin ifade edilmesi.bazen güldüklerimizi bazen duygulandıklarımızı bazen de isyan ettiğimiz şeyleri buraya noktasına virgülüne kadar yazıyoruz.hiç evimizin salonunda konuşmadığım şeyleri buraya rahatça yazıyorum, sanki burası benim için bir stres odası.

    ben neşeli bir insanım genelde,bunu sözlüğe de yansıtıyorum çoğu zaman,burda bir ciddiyet çöküyor üzerime bazen ama; arkadaşlarım benim hep sözlükte ne yaptıklarımı merak eder bilmezler ki içinde olmadan ne anlatsam boş.sadece ucundan kıyısından bilgileri var çoğunun tu kaka anlayışı hakim genelinde.işte benim birinci yılım nerdeyse, anlayışım keyfim bu...

    kendim ve yazarlığının yıldönümünü arefesinde olan herkese başarılar diliyorum.
    5 ...
  8. 303.
  9. -Abi ben bu yazıyı kendime yazdım.
    -iyi de niye buraya yazdın babacım evde kağıt mı yoktu?
    1 ...
  10. 304.
  11. hayat o kadar acımasızmış ki, yaşın ne olursa olsun yerden yere vuruyormuş insanı. güven denilen şey, insanın kalbinden gelmeliymiş karşındakine diye öğretti büyüklerimiz bize. bizde her defasında, belki bu sefer doğrudur sen yine yanılıyorsundur diye yanaştık güvenle.

    küçükken anlamıyorduk bazı şeyleri. yediğimiz kazıkla ağlamaktan başka bir şey gelmiyordu elimizden. bugün yaşımız büyüdü ama her şey yine üstüne gelmeye devam ediyor. ne kadar sevgiyle yanaşırsan yanaş, ne kadar karşındaki için bir şeyler yapmak istersen iste; eline geçen kocaman bir sıfır.

    belki yine aynı hatayı yapacağım ve güveneceğim ama asla taviz vermeyeceğim. asla !!!

    edit: kolumda serumla bunu yazıyorum... sen anladın onu...
    2 ...
  12. 305.
  13. Yaşadığınız ilişkinin gerçek olup olmadığına karar veremediğiniz zamanlar oldu mu hiç? Her şeyin biraz masal olduğu hissine kapıldınız mı?
    ilişkiniz Gerçek mi?
    Bir ilişki, içinize kuşku düşürmeye başladıysa, ortada kabullenmeseniz de, yolunda gitmeyen şeyler var demektir. Birliktelikte yaşanan olayları, sanki bir rüyaymış gibi algılayıp, üstünde durmamak gibi bir tavrımız var.
    Bazen gereğinden fazla emek ve ödün verilmiş ilişkilere sahip çıkarız. Onun hayal ürünü olduğunu, bizim kurgumuzdan ibaret olduğunu anlamayı reddederiz.
    Uğruna belki de bir ömür harcanmış, hatta tüm hayat planları üstüne kurulmuş bir beraberliğin, tüm yaşam maceramızın üstüne atari oynadığını bilmeyi kaldırabilir miyiz? Bütün hepsinin bir kurgudan ibaret olduğunu anladığımızda, ne kadar büyük hayal kırıklığı oluşacağını, tahmin edebilir misiniz?
    Bazen, aşk sandığımız pek çok duygunun sanal olduğunu düşünüyorum. Önceki ilişkilerinize dönüp bir bakın, birlikte öleceğinize söz verdiğiniz, yeminler ettiğiniz ve delicesine sevdiğiniz insanlara ne oldu? Tarihin tozlu sayfaları arasındaki yerlerini çoktan aldılar, değil mi?
    Onsuz yaşayamayacağımızı sandığımız, bir gün yüzünü görmeden, sesini duymadan duramadığımız o büyük aşklar, şimdi kim bilir hangi kalpteler? Biraz gözyaşı ve yürek sızı yaşadıktan sonra, neredeyse adını bile unutacağımız sevgilileri, vaktinde seven de biz değil miydik?
    Birisi karşımıza çıktığında, onunla ilgili yargımız oluşuyor. ilk anlarda oluşan bu önyargı, o şahısla ilgili gelişecek olayların sinyalini veriyor. Aşık olmak, bazen uzun yollardan geçerek, bazen de birkaç dakika içinde oluşuyor.
    Kafamızda yarattığımız adamlara aşık oluyoruz. Çoğu zaman objektif bakamadan, olmasını istediğimiz kimliklere büründürüyoruz karşımızdakini, işin kötüsü, onun bundan haberi olmuyor. Aklı kandırmak kolay! Yürek de onun yardakçısı zaten, sonra gelsin aşk sarhoşluğu..
    Kendi yarattığımız adamı, yine yarattığımız ilişkinin içine koyuyoruz. ilişki dediğin, peşinde beklentiler getiriyor. Bu beklentiler, havada asılı kaldığında düş kırıklıklarını oluşturuyor. Bunları kavgalar, küslükler takip ediyor ve beklenen son geliyor; ayrılık!
    Aşkın o büyük, mavi ve mutlu sularında yüzmeyi kim istemez? Kim mutluluğu aramaktan vazgeçer? Hepimiz aynı şeyin derdindeyiz, sevginin! Bulmak için çıktığımız yollardan, elimiz boş dönmemek için, farkında olmadan kendimize tuzaklar kuruyoruz. Yarattığımız imajlara aşık olup, kurguladığımız ilişkilerin içine batıyoruz. Kendimizle yüzleşmek zorunluluğu, işte tam bu noktada başlıyor. Gerekirse uzun bir süre, yalnız kalmayı göze alarak, yaşadıklarını gözden geçirmeli insan. Şöyle enine boyuna düşünmeli ve doğru sonuçları elde etmeli. Zaten bir müddet kimseyle ilişki yaşamamak da iyidir. Toprağı bile nadasa bırakırlar, değil mi? *
    4 ...
  14. 306.
  15. bıdı bıdı, seviyorum len seni, göbişin möbişin var ama tatlısın tatlı, kıymaklım benim, etli çiğ köftem, kadınbudum, limonlu acılı kısırım, delim, pattes-bira gibi serin; nezleyken verilen çorba gibi sıcaksın. canım benim.
    4 ...
  16. 307.
  17. bu yazıyı tekrar okurken geçmişte yaptığımız yolculuk ile yapacağımız yolculukları karşılaştırabiliriz. her okuduğumuzda farklı anlamlar çıkarabiliriz. bir anlamda insanın kendisi ile muhakemesidir bu. psikolojik açıdan olumlu yada olumsuz olarak dönebilir. kişinin kendisi buna yön verir. telkinler ile canına can katabilir.
    1 ...
  18. 308.
  19. Aklıma ilk ayşe özyılmazel gelmesine sebep olan cümledir.
    0 ...
  20. 309.
  21. zaman zaman tökezlesende hep sağlam adımlarla yürüdün hayat yolunda. çokca hata yaptın evet, zaten hata yapmaktan da kaçmadın hiçbir zaman. çünkü biliyordun ki hatalar büyütürdü insanı. cesur olmaya çalıştın elinden geldiğince ve hatta düpedüz cesurdun, gözünü budaktan sakınmadın. maskeler takınmadın insanlara karşı, acıdan ve hüzünden kaçmadın. bir bebek kokusundan ya da bir çocuğun gözlerindeki neşeden mutlu olmayı bildin. noktalar koydun çokca ama hiç virgüllerin olmadı hayata dair. kocaman insanları büyüttün yeri geldiğinde, yeri geldiğindeyse seni büyütenler oldu ve sen olar bilmesede hayatına giren ve orada kalan-kalmayan herkese hep minnettar oldun. olayları insanlara bağlamak yerine insanları olaylara bağlamayı tercih ettin ve nefret etmedin kimseden ama çokca nefret etmek istediklerin oldu o ayrı. haksızlık ettin bazen kendine ve insanlara, ama en azından bunu kabullenmeyi bildin. bazen şımarık bi çocuk, bazen bir cahil ve bazen de alim oldun. bazen limanlar aradın sığınacak bazen de sığınılan liman oldun. bazen başrol verdi sana hayat bazende yardımcı oyunculuk. zaman zaman isyan etsende genellikle barışıktın hayatla. kendinin kıymetini çok geç anladın ama olsun, sonunda anladın ya. seninle bir daha küsmemek üzere barışıyorum bugün ve zeytin dalı olarak da bu yazıyı yazıyorum sana. kendim, yani sahip olduğum en değerli şey, yaptığın iyi ve kötü, doğru ve yanlış her şeyle birlikte sana dair ne varsa hepsini seviyorum işte. ben bu yazıyı kendime yazdım, çünkü harfler şahit olsun istedim kendimle hesaplaşmamın bittiğine. yoksa megolamanlık falan, haşa...
    1 ...
  22. 310.
  23. lan git finallerine falan çalış... sınavlarda sıçınca da tavır yapma...
    1 ...
  24. 311.
  25. eskime artık.

    büyüdün geri adım atma kadın!
    0 ...
  26. 312.
  27. güzelleş be, oğlum şimdilik ölümüne kadar hayattasın... şimdilik...
    0 ...
  28. 313.
  29. eğer arkadaşlarından biri olsaydım ağzını burnunu kırardım. biliyorum genlerinin kodu böyle ama bunu yaşayan kendim bile olsam yaptıklarıma inanamıyorum.
    1 ...
  30. 314.
  31. -Geri dönebilecek misin?..
    -Dönerim heralde...
    yavaşca atılan o adımları izliyorum...
    geri dönmek...sildiğin o değerlere geri dönmek...
    bunu yapmak zorunda mıyım gerçekten?..
    zihnimde beliren resimler asla bir daha oluşmayacak...
    her kapı açılışında aynı şey ...
    aynı umut...aynı mutlu olma çabası...
    kendini bu kadar zorlamak yetiyor mu?..
    duvarlar kadar soğuk değil biçimsiz bedeni...
    parlayan bir yüz görüyorum...
    gözlerindeki derinlikten kurtulmaya çalışırken...kayboluyorum...
    -görüşemiyoruz bile...çok çabuk gidiyorsun...
    -başka seçeneğim yok...
    bu sefer hızlanıyorum...
    mermer taşların beyazında gördüğüm kendimden başkası değil...
    şüphe...derin bir sessizlik...sonrasında gelen üşüme...
    aşırı tepkime kızıyorum birden...
    hiç bir şey göründüğü gibi değil...
    dalgalanan gökyüzüne bir süre bakıyorum...
    üzerime yağmur damlalarını bırakan bu sonsuzluk aslında her şeyi biliyor...
    ruhumun körelttiği bedenimle yeni bir başlangıç yapıyorum...
    4 ...
  32. 315.
  33. midem bulanıyor, midem bulanıyor, midem bulanıyor. ayrıca şu göbeemdeki köpek enciği de doğmadı gitti.
    2 ...
  34. 316.
  35. aferin sana!! süpersin...böyle devam et...çok iyi kararlar aldın...sana acımayana sen de acıma !!
    herkes gibi sen de dünyaya bir kere geliyorsun!!

    kişinin en iyi dostu yine kendisidir...*
    3 ...
  36. 317.
  37. iniyorum merdivenlerden. yuruyenleri de cıkmıs bunların, bırakıyorsun kendini o gidiyor. lcd ekrandan istanbul goruntuleri akıyor, ince ekranlı tv guzel bir buluş. minimalist tarzda dosemeliyim evimi. beyaz hakim olsun. portatif bir şıklık tasarlamalı. esya hareketin dinamiginden mahrum kalmamalı. nemli bir ortam metroda. hızla geliyor cihaz, tunelin icinden. kadın soforu var. vatman mıydı batman mıydı bunların adı. kalabalık birden vagonda dagılıyor. gizli bir kose kapmaca oyunu oynanıyor. herkes birbirini kolluyor. 15 dakikalık yolculukta oturabilmek adına, gereksiz mucadele. hızla akan duvara reklam koymuslar. yıllar once aklıma gelmisti, biri benden hızlı davranmıs. kısa filimler oynatmalı demistim yanımdaki arkadasa, o da bırak abii yaa ile gecistirmisti. ilkokuldayken de mıknatısın aynı kutuplarının birbirini itmesini ogrendigimde, havada asılı durabilen ve ucabilen arabalar hayal etmistim. bu sefer japonlar benden hızlı davranmıs, maglev trenleri icat ettiler. birileri beni hep geçistirmiş, haberim simdi oluyor bu kötü. cıkıs biraz zahmetli. son merdiven de suprizzz dercesine manuel. halbuki ne guzel alısmıstık rahatlıga .ısıklarda sigara yakmalı. bu ne kalabalık yine. herkesin taksime gelmesinden sikayet ediyoruz ama bizde baska bir yerde randevu vermiyoruz kimseye. yaman celiski. akıyor kalabalık. en sıkışık bolgelerden hızlıca geciyorum. bu kadar insan ne yer ne icer nerde oturur. oturduk bir yerde. hayri usta da adana dürüm .adige de kitabına tavla. nevizade de iki bira. galatasaraydan tunel e gunluk hayat geyigi. eve kacalım sabah erken kalkcam stresi. taksim baydı beni dertlesmeleri. cift katlı otobuste memleket meseleleri. ticari konular. teknik konular. ev ne uzak serzenisleri. mahalle sessiz. arabesk british gencligi kose baslarında. cekirdek yiyip, sıkıcı evlerinden hava almak adına sokaga cıkan cekirdek aile. posta kutusunu kontrol etmeli. artık kredi kartı ekstrelerinden baska bir sey olmuyor ama alıskanlık. anahtar yine yok yanımda. evdekiler yine mız mızlanacak. sabah yine erken kalkılacak. yarın cok is yapılacak... neden ?
    2 ...
  38. 318.
  39. nefret ediyorum senden. tiskiniyorum, anlıyor musun kendini?!. ne kadar beceriksiz ve noksan bir insan olduğunu yüzüne vurmak için daha kaç kırıklık yaşaman gerekiyor, çek git hayatımdan...
    1 ...
  40. 319.
  41. "yaktım gemilerimi dönüş yok artık geri
    tak etti canıma bu maskeli balo
    bu maskeli balo ve onun sahte yüzleri."
    3 ...
  42. 320.
  43. daha şimdiden kor gibisin ve düşler kurmaktasın, daha şimdiden büyük bir susamışlıkla bütün derin ve yankılı teselli kuyularından içmektesin. hüznün daha şimdiden geleceğin şarkılarının mutluluğunda dinlenmekte...
    1 ...
  44. 321.
  45. eğer o'nu kazanamazsan bu hayatının en büyük kaybı, en büyük darbesi olacak. sen de o'na muhtaçsın, o da sana muhtaç. yapma bunu ne olur yapma!
    1 ...
  46. 322.
  47. ya uzun zamandır nerelerdesin bulamıyorum seni. arada bir bana uğrasan fena olmaz yani.
    1 ...
  48. 323.
  49. ulan şahsım, ulan ben, ulan kendim, tipe bak az. kimsin oğlum sen? neysin bu hayatta? uğruna ölmeyi göze aldığın kişi için neysin sen? söyle hadi korkma. hiçsin işte oğlum hiç.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük