Özledim be. Şimşeklerden, gök gürültüsünden kabuslardan korkupta aradığın geceleri özledim. Sesini özledim. Gülüşünü özledim. Bakışlarını özledim. Seni özledim.
Tek bir dal sigara yetiyor bazen kimi insanların sevgisini kazanmak için.
Çıkar ilişkinize sokayım.
Tek bir laf da yetiyor bazen dost olmak için.
Hiç bitmeyeceğinden emin olduğum dostluklar edindim.
Gerçi bitmeyeceğinden emin olduğum çok şeyin bittiğine şahit oldum ömrüm boyunca.
Tükenmez kalemin tükendiği dünya!
Her şey laftan ibaret.
Aslında gereken biraz cesaret, deli cesareti.
Bu bir tünel. Henüz ucunu göremiyorum. Elimde bir fenerle koşuyorum. Gelmiyor sonu. Ben bitiyorum da o bitmiyor.
Fazlasıyla sen birikti bilinç altımda.
Sen gizli özne. Kelime aynı kalsa da çok kez değişiyor içi.
Senler geliyor gidiyor, ben hep kalıyorum
hep kalıyorum
"Sizlere sesleniyorum insancıklar, yaşamın salakları! dövülen, haraca bağlanan, ezelden beri terleyenler, sizi uyarıyorum! Bu dünyanın kodamanları sizi sevmeye başladıklarında, bilin ki sizi savaş salamına çevireceklerdir. Bu kesin bir işarettir Asla şaşmaz. Bu iş şefkatle başlar. XIV. Louis hiç olmazsa, zavallı halkı hiç ama hiç takmıyordu, bari o unutulmasın. XV. Louisye gelince, o da öyleydi. Halkı kıçının bezi yapıyordu. O zamanlarda yaşam kolay değildi elbette, yoksullar zaten asla iyi koşullarda yaşamadılar, ama hiç olmazsa günümüzün zorbalarının gösterdiği türden bir inat ve hırsla onları delik deşik etmeye çalışılmıyordu. Alttakiler ancak iyi dinleyin, kodamanların aşağılamalarında huzur bulabilirler, çünkü onlar halkı sadece çıkar gereği ya da sadistlikleri tuttuğunda düşünürler"