bir gün bana yaptıklarına bin pişman olup özür dilemek için yanıma geleceksin, bende seni affedeceğim, sonra herşeyin eskisi gibi olacağını sanacaksın, habersiz çicekler gelmesini bekleyecek, samsun sahilinde herkesin içinde seni seviyorum diye haykıracağımı sanacaksın, sürekli hediyeleri sürprizlerimi bekleyeceksin, ama hiçbir şey eskisi gibi olmayacak , benimle nasıl dalga geçtiğinin, nasıl insan yerine koymadığının hesabini soracağim benimle yataktayken; beni nasıl kandırdığının, duygularımla nasıl oynadığının ve de beni nasıl aldattığının hesabını, benimle saatlerce seviştikten sonra senden ayrılarak soracağım, nasıl sıradanlaştığını göstereceğim.
sevgilim; allah belanı versin, dertlerin hiç bitmesin. seni aldattım oh canıma değsin. ha bu duygusal bir aldatma değildi ama, anladım ki sen yatakta bir hiçsin. o yüzden de siktir gitsin.
Eski sevgiliye içinizde kalan son sözlerdir. Anlamsızlaşan hayatınızda geldiğiniz son raddedir. Bıkmışlık ağır basıyordur.
O'nu sevmenin verdiği ağır yükü taşımanın verdiği bıkkınlık. Leş, kahpe bir koku gibi yayılan özlem dalgasına boyun eğmedir.
Sevgilim,
Ben sevmeyi beceremedim. isteklerine, beklentilerine cevap olamadım. Kısa cümlelerin öznesi yaptım seni.
Basit bir denklemi ben karmaşıklaştırdım.
Sen, ben eşittir biz.
Araya bilinmeyenler soktum.
Aldattım.
Defalarca yüzüstü bıraktım. Hayal kırıklığın cabası. Dedim ya ben iyi değildim sevmede.
Ama bilirsin beni, sana aşıktım. Evet gülünç bir durum sevgilim.
sevemediğine nasıl aşık olursun?
Seninle tek kişilik yatakta sevişmelerimize aşıktım ben.
Görüşürüz dediğinde ''gitme'' diyen gözlerine biraz aşıktım. çok değil.
Aslında çok aşıktım da öyle bakmalarına dayanamazdım. Neyse,
Ellerine aşıktım. ufacık ellerinle kocamaan ellerimi sarmaya çalışmanı izlerdim.
kızdığında gözlerini bana dikip ''kendine gel artık yeter'' demene aşıktım.
kapıdan girdiğinde peşinde getirdiğin mutluluğa, bana yaptığın pastalara aşıktım.
uzun gecelerde bir telefon uzağımda olmana aşıktım.
Beni yalnız bırakmana, beni ortada tek başıma ve çaresiz bırakmana aşıktım.
öyle olmasaydı zaten hiç aşık olamazdım.
tam hevesimi alırken kırılan oyuncak gibiydin. Tekrar elde etsem kaldığım yerden devam edemezdim.
ben de sustum.
günlerce, haftalarca, aylarca.
gerçi sen farkında değildin her gün sana yazıyordum. susma eylemini biraz daha ''nesnesel'' olana bağlayıp;
ağzımı açmadan her gün seni anlatıyordum.
kızma bana sözlerimi tutamadım diye.
sen benim saçma sapan cümleler kurma sebebimsin.
sen benim kafamın dağılmasına sebep olansın.
iki cümleyi yan yana kurarken araya girip darmaduman edensin.
senin hakkında asla kötü konuşmadım, konuşmayacağım. sana, ilişkimize ve o zamanki hislerimize saygı duyuyorum. onlar en saf ve temiz duygulardı. ne olduysa oldu artık önemi yok. biz birbirimizi sevmiştik, önemli olan bu.
