sevgili şerefsiz eski sevgili,
her şeyi yaptın tamam da tek nefret ettiğim kızla çıkman da neyin nesi? ''kaşarın teki her gün biriyle yatıp kalkıyor akıl veriyorum'' dediğin kızı koluna mı takıyosun şimdi? tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş o zaman ne diyeyim. ulan şöyle karşına geçip kafa göz dalasım var ağzıma geleni sayasım var ama,
yapmamalıyım.
(bu moda el mahkum) ben cici bi kızııım, iyiyiz güzeliz mutluyuz oh ne güzel hayat! zaten ben de seni unuttum kii, takmıyorum kii.
yanımdayken diyemedim ya sana "gitme" diye. gitme allahın cezası yalvarırım gitme. tüm hatalarım için, bizim için hiç savaşmadığım, sana hiç tam anlamıyla güvenmediğim için hepsi ama hepsi için çok özür dilerim. 3 saniyeden daha uzun süre baktığımda bayılacakmışım gibi hissettiren gözlerinde artık aynı parlaklık yok. öyle ki bana bal rengi geliyordu onlar, alenen kahveymiş. ellerin her zaman kaçış noktasıydı benim için, kocamanlarmış karikatür çizmeye pek de uygun görünmüyorlar zoru başarıyor olmalısın. of saçmalıyorum. yazamıyorum çünkü gidişinin verdiği şoku atlatamadım. yazamıyorum çünkü içimdeki "keşke"ler yüzünden hazımsızlık yaşıyorum, midemi bulandırıyorlar, kusacağım galiba. yazamıyorum çünkü bize tanınan zamanın içine ettik yine. içimdeki özlem gram dinmedi, her zamankinden daha da fazla özlüyorum şu an seni. çünkü en kötüsü burnumun dibindeyken hissetmekmiş uzaklığını. aslında asıl mesafe aramızdaki yüzlerce kilometre değilmiş de sanki. hayır böyle düşünmemeliyim, düşünmemeliyim. yazamıyorum çünkü görünüşüyle tamamen tanıdık olan sen nasıl böyle yabancılaştın? bizi bu hale getiren ben miydim? mutlu musun böyle? yazamıyorum çünkü sensiz çok eksiğim gerizekalı. yazamıyorum çünkü bunca saçma sözcüğü sıralamaktansa itiraf etmem gereken tek bir şey var. ve hayır, kendime bile itiraf etmeye gücüm yok bunu. hala şokun etkisinde olduğuma inanıyorum. ya da kuvvetli alkolün. bu korkunç his... nolur yarın uyandığımda yerini akşamdan kalmalığa dayanan kuvvetli bir baş ağrısına bırakmış ol. nolur zerren kalmamış olsun içimde.
düzenleme: çok isteyince oluyormuş lan ! huzur gibi mutluluk gibi bir şey hissediyorum. iyi geldi.
söylenemeyen, söylenmemesi gereken şeylerin anlatılması için bir araçtır. içimde kalmasın diyerek bir denemedir, hafif bir kurtulmadır, bilemedim onu ama kötü bir tarafı yoktur.
benim diyeceğim de şudur ki;
ya üzgünüm kıyafetlerini arkadaşımla gönderdiğim için. poşetin içinde ne olduğunu fark ettiğindeki halini görmesi gerekmezdi, biliyorum. ama gidip çöpe atmak çok manasızdı, evlerimiz ne kadar yakın olsa da gelip veremezdim, bunu da sen biliyorsun. sonucu saçma sapan bir şey olacaktı yine ama, kafamın içindeki senden kurtuldum artık ben, tekrar yerleştirmeye niyetim yok. bu konuda olgun davranamadığım için üzgünüm zaten. hoş, tahmin ediyorsundur diye düşünüyorum ama.
sen de eşofmanımı geri gönderdiğin için de teşekkür ederim, çok özlemişim, göndermeyeceksin diye şüphelenmiştim.
Sana bir gün mektup yazacağımı hiç düşünmemiştim. ayrılalı bugün yedi ay oldu sanırım ya da bugünlerde olmalı. ama dün gibi o konuşmayı yaptığımız an. o geri dönüşü olmayan cümleleri kurmasaydın eğer bir şansımız olabilir miydi diye düşünüyorum şu an. ya da ben bu gece neden seni düşünüyorum bir anda karşıma çıkan o çok sevdiğim fotoğrafın yüzünden mi, yoksa kız arkadaşından ayrılmış olman yüzünden mi bilmiyorum. sana geri dönmeyeceğim. yedi ayın ardından bir şeylerin telafisinin zor olduğunu biliyorum çünkü. seninle gitmek istediğimi o şehre birkaç hafta sonra yalnız gideceğim ve şu an birlikte olsaydık eminim çok kızardın bana. hatta bağırır ''gitme bensiz, ben yoksam orada senin de gitmenin bir anlamı yok!'' derdin eminim. bazen kavgalarımızı bile özlüyorum biliyor musun. o olsaydı bunu yaptığım için kızardı bana diyorum. seninle her şeyi çok uçlarda yaşadım ben sanırım bu yüzden bu noktadayız. her şeye rağmen yerin hala özel ben de. ve bir şarkı dilimde bu gece
''Gün yol almışsa efkârın omzundaysa
Gözyaşın sana düşmansa benden çok da farklı değilsin
Yağmura aşkın sonsuzsa kalbinde saklanıyorsan
Zorla günleri sayıyorsan aynı hüznü bile duyabiliriz.''
ayrıldığımıza hic ama hic üzülmüyorum. insanlar birlikte olurlar ayrılırlar, bunlar normal şeylerdir. ama senin ayrıldıktan sonra yaptığın hiç birşey normal değildi beh. bana çok güzel zaman gecirdim bu insanla veya bazen dalıp gidebileceğim güzel anılar bırakmadın. yaptıklarınla 3,5 yıllık beraberliğimizi bir anda sildin attın. düşünüyorum, kendi kendime soruyorum, hic mi sevmedin beni? bu kadar iki yüzlü olmayı bunca zaman nasıl başardın? oscar'a aday gösterilebilecek bir oyunculuğun varmışta farkında değilmişim. şimdi arkamı dönüp baktığımda seninle ilgili hic bir güzel anım yok biliyor musun? senden nefret bile edemiyorum o kadar şiddetli bir şekilde midemi bulandırıyorsun ki, bırak yüzüne tükürmeyi, o suratını bok çukuruna sokup cıkarsam yine bok'a acırım senin gibi iğrenc bir insanla kirlettiğim icin.
"sormadan yormadan seni seveceğim sadem" derken yalan söyledim.
Sordum, yordum, sevmedim.
Zamanı geriye almak gibi bir şansım olsaydı eğer,bunu yapmazdım.
Gideceğimi bilsen elimi daha sıkı tutardın biliyorum.
Sana itiraf ediyorum, seni sorarak,yorarak sevmedim.
ananı da al git. askı, filmlerde gormusum sende degil. baban teshisi koymus bosanacakmisiz sen de terkettin. ben boyle yurek gormedim boyle sevgi diyorum. ailenizin etkisinde kalmayın kalacaksanız da sevmeyin . seveni rezil etmeyin. en kotu gunumde terkettin . yeminler tersinden mi isliyor.
gideli 2 ay oldu seni hala çok seviyorum keşke söküp atabilsem seninle ilgili herşeyi senin yanında iken aldığım nefesi bile, ama lanet olsun hala aynı sınıftayız lanet olsun hala seni gördüğümde ellerim, ayaklarım titriyo lante olsun lanet olsun.
tamam seviyordum seni köpekler gibi ama ben bursa'ya sen istanbul'a gittin ya orada bi koptuk sanki.
sonra baktım yeterince ilgi göremiyorum yine aynısın değişmedin öküzsün yani.
basıverdim boynuzu ama sadece bir kere gerçekten bak
o da boynuz sayılmaz zaten sadece netten biriyle konuştum o kadar.
sadece ilgi gösterdi yani tamam karar verdim boynuzlamadım seni.
okursun belki. sana mal demek isterdim ama yakışmaz tabi.
içimde ukte olan tek şey sensin acaba devam etseydik nasıl olurdu diye düşünmeden geçemiyorum. şimdiki aklım olsaydı kaçırmazdım seni. seni sevmiyorum ama içimde hep bir ukte olarak kalacaksın malesef.
uzunca bir hal hatır sormadan sonra alay ederce gülüşler tebessüm eder.
Ve sonra birbirlerinin ağzına bakarlar son sözler için. aslında beklenen cümleleri ilk kim edecek diye.
- Şey! (Bu üç harf o kadar hızlandırır ki kalbi).
+Evet!
-iyiyim demiştim ya. Aslında hiç iyi değilim. hayat bok gibi.
+...
- ve Ben hala sensiz yapamıyorum.
