şu anda yavşak arkadaşlarının götünü kaldırmasından zevk alarak zamanını geçirirken umarım ilahi adaleti hatırlayıp yaptığın şeyin cezasını çekeceğinin farkına varırsın. güzelim aşkı nefrete ve öfkeye dönüştürdükten sonra hala aynı boku yediğini biliyorum, vicdan diye taşıdığın her neyse onun amına koyayım.
rüyalar var. insanlar uyurken bilinçaltının gerçekle yüzleştiği geceler var. istemediği şeyleri düşünmemek için çaba harcadığı günün sonunda elbet uyur insan...
hamileyim, şimdi nabcaz? dediğinde aynaya bakıp yüzümün aldığı şekli hatırlıyorum. korkmayacak kadar cesur, ölmeyecek kadar güçlü bakarken... mutlu olmak için yanlış zaman olduğunu hatırladığım o saliselik zaman diliminde beynime saplanan acı.
birini öldürmekle, doğmasını engellemek arasında çok fark olduğunu, kendimden başka herkese ıspatlayabilecek kadar güzel, anlamlı, inandırıcı cümleler kurabilirim ama insan kendine yalan söyleyemeyecek kadar dürüst bir yaratık.
hep kızım olsun isterdim. uyurken izlemek, biri onu üzdüğünde sımsıkı sarılmak, annesinden kıskanmak. hiç annesini düşünmemiştim. vardı bir beden hani tom ve jerry'de ki kadın varya terlikli o hesap hiç yüzünü göstermedi, bende bakmadım. yürürken saatlerce düşünürdüm, eksik olan aile bağlarımdan olsa gerek evine daha bağlı olduğu için sanırım bir kızım olsun hayali.
her daim kurduğum hayallerin içine kendi ellerimle sıçmış olduğum için; artık yürürken gülümseyemiyorum.
sanırım aldırdıktan sonra 3-4 ay hiç bahsi geçmedi. konuşmak, dertleşmek bunlar güzel şeylerdi tabi ki ama bazen susmak gerek. benzer acıyı yaşayan iki arkadaş saatlerce dertleşir, ortak sorunlar yaşamış arkadaşlar daha samimidir, aldatılmış iki sevgili daha sıkı sarılır belki bilir çünkü ne hissettiğini karşısındakinin. ama bu öyle bir şey değil
özür dilerim. sanki hiç yaşanmamış gibi hayatımı devam ettirdiğimi sandın ama; benim ne seni dinlemeye gücüm vardı, ne de kendimle yüzleşecek cesaretim...
varlığını, yanımda olduğunu bilmek yetiyordu. bu hatayı telafi edebilecekmişim gibi hissettiriyordu. birkaç yıla evlendiğimizde hamileyim dediğinde bu sefer birbirimize sımsıkı sarılıp mutluluktan ağlayacağımızı düşünmek yetiyordu.
konuşmak anlamsızdı, birbirimize daha sıkı sarılmak dışında bir çözüm üretemedim. sessiz ağlamak daha kolaydı belki.
ağlaman kaçınılmaz sonu değiştirmedi. seni anlıyorum ayrıca vicdan azabımda yok değil. sana başlangıçta ümit vermemeliydim. senden hoşlanacağımı düşündüm evet, ama olmadı . her boku kendine yorman, dizimin sakatlığından bile kendi üzerine anlam çıkarmaya çalışman ve aile hayatımı fazlaca irdelemen beni senden soğuttu. üzgünüm. anlamaya çalış.
söylenecek çok sözüm vardı hepsi yarım kaldı neler mmuştum hayattan elimde ne kaldı, kırılan kalbimmiydi yoksa karnımda ki bu sancıyla küflenmiş ruhum unutmadı, unutmadı seni hala diye 110'nun sevilen parçalarından birinde geçen cümleler bütünü olabilir.
hatalıydım.aptalca sebeplerden ötürü ayrıldık. her şey için çok üzgünüm. keşke her şey daha farklı olsaydı. seni hiç unutmadım. sen unuttunmu yoksa gurur mu yapıyosun dedirten laflardandır.
gönlümle başbaşa düşündüm demin
artık bir sihirsiz nefes gibisin
şimdi taa içinde bomboş kalbimin
akisleri sönen bir ses gibisin
maziye karışıp sevda yeminim
bir anda unuttum seni eminim
kalbimde kalbine yok bile kinim
bence artık sende herkes gibisin (bkz: cem karaca) (bkz: nazım hikmet)
bana beni bırakmayacağını, hiç bir zaman eski olmayacağını söylemiştin hatırlıyor musun?
dün gibi kulaklarımda benim. aslında hiç bir zaman eski olmadın bir bakıma doğru bu söylediğin.
içimde sevgin hala ilk günkü gibi, acında öyle...
doğrusu sana gitme demek isterdim. ama lanet olası gururum beni ağlarına aldı, sustum.
aslında mutlu da olabilirdik. evlenirdik ne bileyim çocuklarımız olurdu sıcak bir yuvamız sonra...
olmadı ama sen yinede şimdi gittiğin yerde mutlu ol olur mu?
belki bende olurum...
aslında çok şey söylenmek istenir fakat buna cesaret mi edilemez yoksa geri dönecek umuduyla söylenilmez mi orası muama. eğerki söylenecekse sadece git demek söylenecek tüm sözlere bedeldir.
Yüzünü görüyorum, birbirimizden kaçışlarımızı izliyorum. Ne çok söz kalmış yarıda söylenmemiş. Sadece sana sarılmak ve kendine çok iyi bak demek isterdim son kez.