Yıllar sonra gelen edit: Arkadaslar hatunla defalarca ayrılıp barıştık, birbirimize amansız acılar çektirdik. Ama her sey gibi bu da etkisini yitirdi, sevgi gibi acılar da cekip gitti. Simdi herkes kendi hayatında. Eğer varsa böyle bi durumunuz lütfen üzülmeyin. Unutmayın Bir ölümlünün en değerli şeyidir zaman, kendinizi onun iyileştirici etkisine bırakın. Güzel günlere olan inancınızı yitirmeyin, umudunuzu kesmeyin. Sizleri seviyorum kendinize iyi bakın...bu sensiz geçen 2.doğum günümdü.ailemden ondan bundan kimseden tebrik beklemedim aslında senden beklediğim kadar. atmayacağını bile bile seninle aynı isimi paylaşan herkese isimlerini basa basa teşekkür ettim.görmeyeceğini duymayacağını bile bile. kendimi arkadaşlarımı kandırmaktan usandım hala o ilk gün ki sıcaklığı içimde hissettiğimi bile bile. ben şimdi böyle hala yanarken sana sen başka gözlere bana baktığın gibi bakıp o gözlerde arayacaksın aşkı. hala düşününce kulaklarıma kadar yaydığım gülümsememin mimarı olan kokunu başkalarına sunacaksın ha. dudağında başkalarının izleri olacak. içine her düşen kendi keşfi sanacak belki seni ama sen melekleri kıskandıracak kadar kendinsin. ben o anlarda aklının ucundan bile geçmeyeceğim sana benzemeyen yeni sevgililerimle kavga sebebim olac aksın onlarda seni bulamadığım o şirinliğini mızmızlığının o çocuksu sıcaklığın yüzünden. bana baş aşağı bir gelecek tasarladın belki ama bana yaşattığın bu büyük aşk karsında sana son kez minnetlerimi sunmak istiyorum. hatırlamak ne kadar acı verici olsa da seni senli günleri yaşamak güzeldi.yolun açık olsun. iyi ol sağ ol ama bir daha görme beni..
bir sevgilim vardı bir kaç yıl önce. benimle ilgili en büyük sorunlardan biri sigara içmemdi. sigara içince birden eziverirdi. yaklaşmıyordu kokusunu alınca. sonra kendi hayatında feci şeyler oldu. beni terketti. şehri terketti. sınıra gitti. zorlasa ülkeyi de terkederdi. sonra başka biriyle olduğunu öğrendim. aradan 2 ay geçti topu topu. yalan yok benide çok severdi. sonra haber alamadım, kayboldu. başka bir sınıra gitmiş. zorluyordu sınırları anlayacağınız.
sonra yine başka birini bulmuş, saf çocuk diyolardı. benim gibi, onuda terketti. sonra gitti kendisinden 10 yaş büyük biriyle evlendi. alıyorum haberlerini bu arada. benimle kurduğu hayalleri onun üzerinde denedi ve şimdi gayet başarılı. bu arada sigaraya başlamış. anlayacağınız kendini bile terketti.
5787241 kere boynuzlandıktan sonra benim gibi birini bulman senin için büyük şanstı. sana hiçbi zaman şerefsizlik yapmadım diğer kızlar gibi. hep iyi anlayışlı oldum. ama 4s kuralı işledi sana da. seven sikilir siken sevilir. ben seven taraf oldum ve sen eski kaşarlarını bende bulamadıgın, atraksiyon yaşayamadıgın için benden sıkıldın. ama sen öyle bi ibnesin ki yavrucuğum suç sende olmadan bitmesini istedin. bu yüzden de beni suçlayarak ayrılmaya calıstın. beni kıskandırmak, delirtmek için her boku yedin. güya ben sana kızcaktım sen de of cok anlayışsızsın diyip beni suçlayıp dönüp gidecektin. ama ben bunu yutmadım götoşcuğum. her yediğin halta gülümsedim, anlayışla karsıladım her şeyin farkındaydım çünkü. en son dayanamadın. ibne oldugunu kabul eden, bana övgüler yagdıran ama sana boynuzlanmanın yaradıgını anlatan msjlar attın. özürler diledin. olmuo ben böyle yapamıyorum eşeğin tekiyim dedin. çok safsın tertemizsin bilmem ne dedin bana. sakın güzel gözlerinden bnm için bir damla yaş akmasınlar. hoşçakal herşeyimler. pehhh. tam bir piçsin sen. amacına ulaşamadın piçliğini kabul edip gittin en sonunda ve böylece amacına ulasan ben oldum. sonradan msjlar attın ahahahaha. çok salaksın sen ya. beni yeni sevgilim bana arkamdan sarılmış yürürken, onla gülüşürken gördüğündeki surat ifaden daima gözümün önünde ibneciğim. o sıçtığım şerefsiz yüzünde bir çizik oluşmuştu ve ben gülüşmeye devam etmiştim. geri dönme amacıyla attığın msjlarının elinde patlama nedenini gözlerinle görmen çok iyi olmuştu senin için. bi de şu sözün var ki oturup ağlamaya değer. beni öptüğün dudakların baskasına mı değiyor. ahahahhaa. boynuzlarla mutluluklar şerro.
- ben gittim. sen bittin. sen bittin, ama senden sonra ben kedimi mahfettim, kahrettim. özür diliyorum yaşadığımız günlerden . herşeyi bok ettim . bi halt ettim, kötü ettim.
özlüyorum seni, çıldırıyorum... "eski" demeye dilim varmıyor. dudağından öpmediğim tek ve gerçek sevgilimsin halâ. üstelik merak ediyorum ne haldesin diye.
seni hale seviyorum evet lanet olsun bana ki sana hala ilk günkü gibi aşığım. niye unutamıyorum ki seni ben, ne var sende, neyine vuruldum ben senin bu kadar anlamıyorum, anlayamıyorum. o güzel gözlerine mi, utnınca kıpkırmızı olan yanaklarına mı, incecik beline mi, serçe gibi ufacık olan ellerine mi, kalem kaşlarına mı, altın sarısı saçlarına mı, buğday tenine mi, gül yaprağı misali dudaklarına mı?.. nasıl bi şey bu böyleki bütün vücudum bana isyan ediyor, senden kalan hiçbir şeyi silmeme, atmama, unutmama izin vermiyor.
olmaz ama olmaz. şimdi kapıyı çalsan, o masum güzelliğinle, incecik sesinle ben geldim desen olur mu zannediyorsun? olmaz. almam seni tekrar içeri, dinlemem o yalanlarını, bakmam o yılan gibi gözlerine... niye biliyor musun? tekrar alırsam seni içeri ben ölürüm. neden mi? ne bıraktın ki sen bana sade bi gururdan başka. eğer bu sefer onuda alırsan ben ölürüm! belki senin aşkınla gireceğim mezara, belki ömrüm boyunca seni düşüneceğim, belki bi daha asla sevemeyeceğim, belki bi daha hiç bi kadına sana baktığım gibi bakamayacağım. ama olmaz.
seni bazen özlüyorum , sonra aklıma yaptıgın öküzlükler geliyo . ben senı sevdim mi aslında onu bile bilmiyorum . cocuktuk işte , aşk fılan bılmıyoduk . gerçi hala cocuguz ...
bugün yine sensiz, çaresiz, yapayalnız... nasıl savaşacağım ben sensizlikle nasıl başa çıkacağım? seni düşünmeden ne zaman normal bi gün geçireceğim? o gözler gözlerini, buğday tenini, ahu dudaklarını, minik ellerini, altın sarısı saçlarını, incecik belini ne zaman çıkaracağım aklımdan? kalbimi ne zaman iade edeceksin bana? ya da bırak sende kalsın kalbim. niye mi? o zaten artık benim için atmıyor ki! bir daha sevebilir mi kalbim bilmiyorum ki. sen bana gururumu ver artık, ver ki sokakta başı dik yürüyeyim.
bugün aklımın sen'inle en çok dolduğu anı gerçekleştirmek istedim. bir kaç günlük kaçışım bu gece son bulacaktı. düşüncelerimin sana ait olmadığı konusunda rol kestiğim 3-4 günlük hayal oyunumun son perdesini de bu sabah gözümü açtığım saat 11 sularında canlandırıp veda ettim sahnelere. ve gerçeklere geri döndüm.
derler ya istemek başarmanın yarısıdır diye. 'tamam neslihan yapamıyorsun, o yokmuş gibi davranamıyorsun boşuna çabalama hadi dön normale' dememe kalmadı, daha ilk dakikalarında olduğum günün 2 saati sen'inle ve sen'i hatırlatan şeylerle boğuşarak geçti.
gözlerimin loş ve karanlık olan bi apartmanın zemin katında cinayet işlemesinden tut, her gün sen'in için aldığım sıcacık poğaçalarla ve onları satan pamuk suratlı amcayla yaklaşık 6 saniye göz göze kalmama kadar.. tuhaf ve can yakan ne varsa arka arkaya gelip kalbime çarptıktan sonra geri sekerek tekrar çarpan her şey vardı o 2 saatte.
dediğim gibi, bana sen'i en çok hatırlatan şeyi yapmak için geldim balkona. bilerek acı çekmek gibi. bilerek acı çekmek ve bundan hoşnut olmak gibi.
odamdan balkona kadar giden yolda düşüncelerim hep gökyüzündeki yıldızları sayıp, aynı gökyüzüne belki bir kaç saniye aynı anda bakarız yönündeydi. ve onun verdiği huzurla, günler sonra sen'i düşünme eylemini gülümseyerek gerçekleştirecektim belkide.
Ama kader.. kader işte adı üzerinde. yönlendirilmeye hiç gelmiyor.
Havanın serinliğiyle istemsiz kollarımı boş bedenime sarıp yavaşça başımı kaldırdığımda gördüğüm, bu zamana kadarki hayalkırıklıklarıma eklediğim bir diğer maddeydi sadece.
-gökyüzü simsiyahtı. yıldızsız. bulutsuz. saymak istediğim o parıltılardan bir tane bile olmayan donuk, bitkin, hasta bir gökyüzü...
Giderken herşeyimi çalmıştın. Onları da mı götürdün yoksa?
simdi sana seni dusunuyorum, ozledim desem olmaz. ama sahiden ozledim. bana bakarken icinin eridigi gunleri ozledim. kasim ayini ozledim, en son kasimda boyle bakmistin. sonra gittin, bir kac gun surdu. dondun ama donen sen degildin, baskasi var sandim. yanilmisim, kimse yokmus hatta ben bile yokmusum.