siz hiç "çocuklarıma bir lokma tatlı ekmek yediremedim" diye evinin duvarı dibine çökmüş ağlayan bir baba gördünüz mü?
çocuk sevgisi...
dünyada birçok insanın hayatında tadabildiği en büyük mutluluk, en güzel duygu...
bir çocuğun gülücükleriyle hayata bağlanmak, onunla ağlayıp, onunla gülmek...
hediye verilen bir oyuncağın çocukta yarattığı coşkuyu hissetmek...
büyüyüp te başarılar elde ettiğinde onunla gururlanmak, mutlu olmak...
kim istemez ki çocuk sahibi olmayı; hatta birden fazlasını.
hatta sizin de istediğiniz gibi en az 3 tanesini.
ama sorarım size
siz hiç çocuğunuz hastalanıpta doktora götüremediğiniz oldu mu?
siz hiç çocuğunuza ayda bir çukolata, şeker alabilmek için ekmeğinizden kıstınız mı?
siz hiç çocuğunuzun üstüne doğru düzgün birşeyler alamayıpta, cıvıl cıvıl giyinmiş arkadaşları arasında boynunu büküşünün yarattığı acıyı hissettiniz mi?
siz hiç çocuğunuza oyuncak alacak paranızın olmadığı anları yaşadınız mı?
siz hiç çocuğunuza yeni önlük alamayıp, bırakın okuma kitaplarını, ders kitaplarını, defterlerini, kalemini, silgisini alamadığınız oldu mu?
arkadaşları ders arasında kantinden tost yerken, çocuğunuz açlıktan bir köşeye çekilip ağladı mı?
peki siz, çocuğunuz üniversiteyi kazandığı halde okutacak paranız olmadığı için gönderemediğiniz durumda yaşanan acıyı hiç tattınız mı?
ya da üniversiteyi bitirdikten sonra torpili (referansı) olmadığı için doğru düzgün bir işe giremeyen çocuğunuzun yaşadığı bunalıma şahit oldunuz mu?
aile... ne kadar kutsal bir kavram değil mi?
peki siz, çocuğunuz ancak karnını doyuracak maaşla bir işte çalışıp, yuva kuracak birikime sahip olmadığınız için yıllarca bu en kutsal aile oluşumunu kuramamasının yarattığı acıyı hissettiniz mi?
basından takip ettiğimiz kadarıyla siz bu acıların hiç birini yaşamadınız.
hiç bir zaman çocuğunuzu doktora götürebilir miyim diye düşenmediniz, hangi doktora götürsem acaba diye düşündünüz...
çocuğunuza üniversite okutamamak gibi bir sorununuz olmadı, sağolsun burs verdi zengin işadamlarımız...
iş bulma sıkıntısı yaşamadı, devletin bankaları kredi vermeye hazırdı çünkü...
evlendirmek için gerekli bir para da sorun olmadı sizin için, düğün için yer verecek binlerce otel, takı takmak için yarışan binlerce zengin vardı çünkü...
ama sorarım size,
asgari ücretle hayatını devam ettirmek zorunda olan birinden nasıl ve ne hakla istersiniz 3 çocuk yapmasını?
istersiniz, çünkü siz bu anlattıklarımın hiçbirini yaşamadınız...
boşuna dememişler "çeken bilir acıyı" diye...
siz çekmediniz bu acıların hiçbirini...
Seyrantepe Stadı'nı sanki babasının hayrına yaptırmış. Stadın 600 milyon liraya yapıldığını söyle; ama karşılığında Ali Sami Yen Stadı'nın 1 milyar dolar değerindeki arazisinin TOKi'ye devredildiğini kimseye söyleme! Bu ülkedeki çoğu kişiyi aptal sanabilirsin; ama biz bu numaraları yemeyiz!
hitap yeteneğinizi, insanların ınandırıp peşinizden sürüklemenizi şaşkınlıkla izliyorum, takdir ediyorum ama sizi ve düşüncelerinizi gerçekten sevmiyorum...
sayın başkaban her ne kadar görüşlerimiz uyuşmasada sizden bu ülkem için bir istekde bulunmak istiyorum.
malum son günlerde ülkemin başında talihsiz olaylar var. nazar değdiği düşüncesindeyim artık boncuk mu takarsınız mevlüt mü okutursunuz kurban kesip kan mı aktırsınız * bilemem siz bu konudan daha bilgilisinizdir eminim.
söyle nefesi kuvvetli bir hoca bulup okutulsa bile olur. bu işe bir el atın başbakanım yoksa ülkemin üzerindeki kara bulutlar pek dağılacaga benzemiyor.
syn erdoğan madem diş,göz vb hastahane hizmetleri ücretli olacak biz eşşek miyiz sigorta ödeyeceğiz. ayrıca bir ülkenin en önemli 2 hizmeti olmalı. eğitim malumumuz yerlerde, sağlığa da vur darbeyi vur.
kaos yaratmayı iyi biliyorsunuz. bir yerde kaos ortamı varsa arka planda mutlaka bir kazananı vardır. o her kimse ben hakkımı helal etmiyorum bilesiniz. he, bir dediysem de lafın gelişi yani.
ülkeyi iç karışıklığa ve ardından suriye ile savaşa sürüklemenin ruhunuzdaki izlerini yüzünüzden okumak mümkün. o yüzden lütfen allahın adını politikanıza alet etmeyin. zira allah ile aldatanların kaçınılmaz sonu yüzünüzden daha çok okunacaktır. mazallah itaatkar dindar tebaanız uyanabilir.
insanlar yetmedi bitmedi, pkk ile yitirilen çocuklarının derdiyle uğraşırken suriye ile savaşa girersek bu ülke insanı sizi affetmeyecek. çok da kasımpaşamda pöööeehh dediğinizi duyar gibiyim. şu anki mevkinize fazla güvenmeyin derim. çünkü nice diktatörleri alaşağı edip kanalizasyon çukurlarında can korkusuyla saklandırmışlığı var bu dansöz dünya düzeninin.
kim diyebilirdi burnundan kıl aldırmayan saddamın idam edileceğini, kaddafinin linç edilerek öldürüleceğini? ki onların ele geçirilmesi siz de biliyorsunuz ki istihareye yatmış hoca efendi sayesinde değildi.
siz de çok iyi bilirsiniz ki bugün yüzünüze gülüp, canciğer olan liderler yarın sonunuzu hazırlamak için çıkar dümeniyle sizi toz duman içinde koyuverirler de vicdanları bu yaptıklarına "gık" bile diyemez.
allah hepimizi gözünü dünya bürümüşlerden korusun. zira fazla hırsın sonu felakettir.