Laptopum arkadaşımda falan değil, satıp parasını sevgilime gönderdim. O yüzden günlerdir kalas bilgisayarına dadanıyorum. 2 aylık adama güvenilirmiymiş diye sorduğunu duyar gibiyim ama kaza yaptı anne, arabası haşat oldu. Acil paraya ihtiyacı vardı, benden istemesini bile beklemeden gönderdim.
sana söylemeyi düşünmüyorum ama her gün yeni bi yalan uydurmaktan bıktım. umarım öğrenince kızmazsın.
* anne ben bu yazıyı sana yazıyorum.. sabahtan beri beddua ediyorsun. sinirlenmeden seni çekiyorum. sakin olmak için harcadığım çaba tebrik gerektirir, farkında değilsin. ama bıktım anne.. seninle yaşamaktan bıktım anne.. * gidecekken birkaç ay sonra yanlış tercihlerim ve kararlarım yüzünden hala sizinleyim de cezası bu mu olacaktı be anne.. hayatta en çok dayanamadığım şeyin cahil insanların boş konuşmaları olduğunu bildiğin halde üstüme geliyorsun anne.. beddua ettin ya anne artık hiç umrumda değilsin.. haksızın bedduası tutmaz ben de bilirim de anne ya senin ki tutarsa.. hani kutsal varlıksın ya anne sen.. tutarsa diye korkuyorum işte.. al yine sana derdimi anlatamıyorum anne.. evde kalmamak için dışarda sürtmelerden yoruldum da anne anlamıyorsun.. ha sanma ki bizim için yaptıklarını görmüyorum.. ne nankörüm ne de saygısız.. karnında taşıdığın, emzirdiğin ve babama benim için katlandığın onca ay için sana saygı duyuyorum.. ve şefkatim bu yüzdendir.. ama bir gün anne olursam senin gibi olmayacağım anne.. söz veriyorum..
edit: * kıyamıyor insan yine de.. sevdiğimden değil de neyse işte..
hayatıma giren meleklerin arkalarına bakmadan çekip gittiği zamanlarda çamurdan kaldırıp eve götüren,
hayatıma dair herşeyde benden önce üzülüp sevinen,
kendi eksiklerini görmezden gelip benim en ufak ihtiyacımı bana hissettirmeden halletmeye çalışan,
yorgan altında sessiz sessiz ağladığım gecelerde incitmemek için farketmemezlikten gelip kendi yorganının altında ağlayan,
kendi çocukluluğunu yaşayamadığı halde küçüklüğümden kalma ufak saçma sapan isteklerime kaprislerime katlanmaktan birgün bile şikayet etmeyen,
yıllarca sabahın köründe kalkıp kahvaltı hazırlayan ve masa basında beni bekleyen,
herşeyin başında kendi bedeninden ruhundan canından bir parça kopararak beni dünyaya getiren,
ve bu iğrenç dünyanın tüm dikenlerinden korumak için üstüme kapanan,
her geçen gün ben büyüdükçe gözlerimin önünde eti teni gözleri yaşlanan,
yaşlandıkça yıpranan,
yıprandıkça bana daha çok sarılan,
benim de ona gülmemi beklemeden dudaklarında gülümseme gözlerinde hüzün barındıran,
18 yıllık hayatım boyunca parmaklarımın sayısını geçmeyecek kadar sarılıp öpmemle yetinen,
beni ben yapan,
bebekliğimde altımdaki pislikten ilkokulda sümüğümden ortaokulda sivilcelerimden lisede gözyaşlarımdan iğrenmeyen,
saçlarımdaki elini ensemdeki soluğunu birgün eksik etmeyen,
beni terketmeyen tek melek olan anneme,
en içten teşekkür en içten özrüm ile....
hissediyorum, şu an cennetten beni izliyorsun. hala inanamıyorum o kara toprağın altına girdiğine. bu sensiz geçecek olan ilk anneler günü. seni çok ama çok özledim. biliyorum, belki seni sonsuza kadar bidaha göremiyeceğim. ama şunu bilmeni istiyorum: SENi SEViYORUM ANNECiĞiM. ANNELER GÜNÜN KUTLU OLSUN ... **
her sofrada yaşlı gözleriyle evladını anan, kutsal ve yorgun ellerinin, her daim titreyen kalbinin ve kendinden önce evlat duası eden dillerinin kölesi olduğum, 25 yıl önce -kim bilir nasıl bir sancıyla- kasıklarından doğduğum, gönlümün sultanı, yalnız başımın, yalnız dermanı anneme...
güneşle doğsan anacığım
şu bitmeyen kışıma
içimde büyüyor sancım
dizin uzak olunca başıma
gurbette uzuyor geceler
en çok kalbim üşüyor
derdimden bihaber eller
umutlar ateşe düşüyor
uyunmuyor ki anacığım
uykular kapkara iğneli kuyu
uzaktaki yalnız bir ağacım
kurumuş dalları, kesilmiş suyu
yorgunum anacığım
ağlamak bile zor gelir
durgunum anacığım
insanlar mutlu bilir
acılar içinde şimdi
acılarla doğurduğun
anacığım, özledi seni
bu sahipsiz, bu hayırsız oğlun
anne yeter! 4 günlük tatilimin 2 günü halı yıkkatın, şimdi de aldığını o mavi su ile fayansları silmemi istiyorsun... anne gerçekten yoruldum. söyle de kızın yapsın artık ya!
peşin edit: annemin sözlüğe hiçbir zaman girmeyeceğini biliyorum.
anne, sınıfta kaldım. full bilgisayar başında oturduğum için sınıfta kaldım. dersleri küçümseyip çalışmadığım, "ulan nasıl olsa yaparım" diye düşündüğüm için kaldım anne. ders çalışacağım yerde mor ve ötesi konserine gittiğim için kaldım sınıfta. ama, bak anne, en azından dürüstüm.