nasıl düzgün sevilirim öğrenemedim. fakat şunu iyi biliyorum ki anne, bir kızın biriktireceği en derin şey annesiyle olan anıları olmalıymış, avuç avuç topraklar değil. Lakin sen kokmuyorlar. bir gün daha yakınız. öpüyorum yatamadığım kucağından.
Anne; biliyorum içten içe bana kızgın ve kırgınsın bu kadar uzakta okumayı tercih ettiğim için. ama biliyorsun ki yakında olduğumuzda bazen birbirimizin değerini unutabiliyoruz. seni sevdiğimi hiçbir zaman unutma, her konuda yanında olduğumu, yaptıgın her işle gurur duyduğumu aklından cıkarma. senin gibi güzel, yetenekli, arkadas canlısı, kızlarına her zaman "kanka" gibi davranan, kızlarını en mutsuz günlerinde güldürmeyi başaran, yetenekli, insanları mutlu etmeyi seven, kalbi kocaman bir anneye sahip oldugum için biliyorum bu dünyadaki çoğu insandan daha şanslıyım. şimdi seni özlüyorum ama kavuştugumuzda özlem giderecegiz ve kaldıgımız yerden cılgınlar gibi takılmaya yeniden başlayacagız. seni çok seviyorum...
annem... ak düşmüş saçlarına kurban olduğum kadın... seni ne kadar özledim bir bilsen... dizinde uyuyamıyorum kaç zamandır. anne ben hiç büyümedim ki. hala senin o yaramaz oğlunum. ama şimdi biraz daha aklı başında bir insanım. hep sen mutlu ol diye yaşadım, kararlarımı ilk seni ve babamı düşünerek verdim. deme öyle belki hayallerimin peşinden koşamadım ama sen mutlu oldun be anne, babam mutlu oldu. bundan daha güzel bir şey var mı anne?
geleceğim anne az kaldı. sana hediye olarak yine türban alacağım -ne yaparsın öğrencilik, para az- bilmiyorum belki de sürpriz yaparım başka bir şey alırım. *
anne ne zamandır zeytinyağlı sarma yemiyorum, yapsana...
8-9 yaşlarında elimi üstümü çamur yapıp eve öyle girdim, halıyı kirlettim diye beni nasıl dövmüştün hatırlıyor musun. Her yerim morarmıştı. Günlerce ağladım. Odamdan çıkmadım yemek yemedim. 3. Günün sonunda gelip benden özür diledin. Zeynel beni affet dedin, o zaman hayattasın, ilk ismimi kullanıyoruz. Yoksa bu isimle senden sonra kimse bana hitap etmedi anne.
Neyse. Ben de sana senden nefret ediyorum dedim. Etmiyordum. Kızgındım. Çok kızgındım. Bir halı benden mi önemliydi falan.
Sonra gittin. Küçücük çocuktum yine. Gittin beni bırakıp. Bizi bırakıp. Şimdi anne diyince boğazıma bir şeyler takılıyor. Yutkunamıyorum.
Senden nefret etmiyordum.
Hatta artık 30 yaşımda tebessümle hatırlıyorum bu anıyı biliyor musun. Evet gülüyorum bildiğin. Bak yine aklıma geldi yine güldüm.
Senden sonra nasıl yaşadık, neler geçti başımızdan çok uzun bir mesele bu. Bir gün mezarına gelecek cesareti kendimde bulursam sana orada anlatırım 17 yıldır içimde kalanları.
Şimdi sadece tebessüm ediyorum.
Neden biliyor musun? Oğluma bu anıyı anlattım, o bile güldü. 2 yaşında çocuk.. düşün anne pazar sabahı onu bile güldürdün..